Krize karşı Hatay'ın imkanları var
Fatih TOSYALI / MÜSİAD Hatay Şube Başkanı
Türkiye'nin devam eden kriz sürecinde önceliklerini istikrarı temin etme odaklı olarak süregelen mimariden çıkarak, büyüme-istihdam-reel sektör-KOBİ odaklı bir yaklaşımı benimsemesi gerekir. Son yıllarda Türkiye'de büyümenin aktörü özel sektör olup, kamunun iktisadi faaliyetteki payı gerilemiştir. Ancak şu sırada yaşanmakta olan belirsizlik, güvensizlik, talep yetersizliği, kredi kanallarının daralmasıyla derinleşen finansman sıkıntısı gibi nedenlerle özel sektörün büyük oranda devre dışı kaldığı görülmektedir.
Bu kısır döngüden çıkmak için özel sektörün kaygılarının elden geldiğince bertaraf edilmesi gerekir. Bunun için acil tedbir; iç piyasada alım gücünü harekete geçirecek, piyasayı canlandıracak bir ivmenin verilmesidir. Gelir kayıplarını engellemek için, istihdamın korunması ilk şarttır. İstihdamın adresi ise KOBİ'lerdir. Biz ne kadar çok kendimize, ülkemize, insanımıza güvenebilirsek, bu dönemi o kadar çabuk atlatma şansını yakalarız. Hükümetin 2009'u "yatırımlarda atılım yılı" olarak ilan ederek, verimliliğe yönelik şok tedbir ve uygulamaları hedeflemesi oldukça etkin olabilir.
Türkiye'de önemli ekonomik hamleler gerçekleştiren Hatay'ın son dönem verileri ile, 'yatırımlarda atılım yılı'nı yaşadığını söyleyebiliriz. Hatay her yönüyle, 'örnek şehir' modelini uygulayabilen ve krize karşı elinde imkanları olan bir şehir. Elbette genel sorunları kabuğunda taşıyor. Zor bir dönem geçiren esnafın durumunu düşünerek ve büyümeyi olabildiğince kurtarmak adına yapılan çalışmalar takdire şayandır ama bu atılan adımlar artırılmalıdır. Bu bağlamda mali disiplin açısından eli bir hayli sağlam olan kamu sektörü dışsallık, hızlandırıcı ve çarpan etkisi oluşturacak tarzda iç piyasayı canlandırıcı yönde devreye girebilir. KOSGEB yeniden yapılandırılmalıdır. KOBİ'lere verilen desteklerde uygulamada görülen engeller kaldırılmalıdır. Halk Bankası, KOBİ'lerin bankası olmaya devam etmeli, kullandırdığı finansman türlerini çeşitlendirmeli,vergi yükü azaltılmalı, girdi maliyetleri azaltılmalı, eğitim sistemi acil olarak kalifiye eleman sıkıntısı için yönlendirilmeli, sanayici AR-GE ve inovasyona yönlendirilmeli, bu konuda teşvik tedbirleri artırılmalıdır.
Asgari ücretin bölgesel hale getirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Bu şekilde işverenin sırtındaki istihdam yükü bazı bölgelerde düşürülebilir. Teşvik; tıkanan sistemleri açmaya yönelik olmalı ve en önemlisi stratejik sektörleri harekete geçirecek biçimde yönlendirilmelidir. Dörtyol ve Erzin'deki sanayi yatırımları için organize sanayi bölgesi yatırım programına alınmalıdır. Büyük Mağazalar Yasası, içerdiği eksikler giderilerek acilen çıkartılmalıdır. Hükümetin eylem planı dahilinde yer alan Bölgesel Kalkınma Ajansı'nın, İskenderun-Dörtyol-Payas bölgesine kazandırılmalıdır.
Bankacılık sistemi BDDK tarafından nasıl etkin olarak denetleniyorsa, şirketlerin kısa vadeli borçlanmalarının önüne geçilecek bir mekanizma hayata geçirilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin ve beraberinde içinde yaşadığımız dünyamızın bu sıkıntılı günleri bir an önce atlatmasını ümit ediyorum.