Merkez dövizde aracılıktan çekildi

Merkez Bankası'nın, Döviz ve Efektif Piyasaları Döviz Depo Piyasası'ndaki aracılık işlemlerine dünden itibaren son verildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Merkez Bankası "çıkış stratejisi" kapsamındaki adımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Bu yolda Merkez Bankası'nın, Döviz ve Efektif Piyasaları Döviz Depo Piyasası'ndaki aracılık işlemlerine dünden itibaren son verildi. İhtiyacın azaldığı dikkate alınarak 3 ay vadeli repo ihalelerine son verilirken, Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara tanınan repo imkanının da sadece gecelik vadede kullandırılması kararı alındı.  Piyasada bu kararlar parasal sıkılaştırma yolunda atılmış adımların en belirgini olarak adlandırıldı.

Merkez Bankası'ndan Döviz ve Efektif Piyasalarıyla, Açık Piyasa İşlemleri uygulamalarına ilişkin basın açıklaması yapıldı.

Açıklamada, Bankanın küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin finansal istikrarını olumsuz etkilemesini önlemek amacıyla Ekim 2008 döneminden itibaren döviz ve Türk Lirası likiditesine yönelik çeşitli önlemler aldığı hatırlatılarak, söz konusu önlemlerin finansal istikrarın sağlanmasına önemli ölçüde destek sağladığı kaydedildi.

Uluslararası piyasalardaki normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte, 14 Nisan'da yapılan duyuruyla, kriz sırasında alınan önlemlerden çıkış stratejisinin kamuoyuna açıklandığı belirtilen açıklamada, bu duyuruda, döviz likiditesine ilişkin sağlanan imkanların küresel piyasalardaki normalleşme belirginleştikçe kriz öncesi seviyelere getirilmesinin planlandığının belirtildiği hatırlatıldı. Açıklamada, şöyle denildi:

''Bu çerçevede, son dönemde uluslararası likidite koşullarında gözlenen iyileşme ve bankacılık sisteminin döviz likiditesindeki artış dikkate alınarak, 15 Ekim 2010 tarihinden itibaren Merkez Bankası;nın Döviz ve Efektif Piyasaları Döviz Depo Piyasası;ndaki aracılık işlemlerine son verilmiştir. Merkez Bankası;nın söz konusu piyasadaki aracılık işlevi sona ermekle birlikte, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası;ndan döviz depo alabileceklerdir. Ancak, söz konusu işlemlerin vadesi, Ekim 2008 dönemi öncesinde olduğu gibi tekrar bir hafta olacaktır.''

3 ay vadeli repo ihalesi sonlandırıldı

Likitide açığının zaman zaman azalacağının tahmin edildiği belirtilen açıklamada, bu nedenle 3 ay vadeli ihalelere son verildiği bildirildi.

Açıklamada, kriz sürecinde tüm dünyada fon akışlarının zayıflamasının Türkiye'ye yönelik sermaye girişlerini yavaşlatarak likidite açığının artmasına neden olduğu ifade edilerek, likidite açığının kalıcı olmasıyla birlikte, 19 Haziran 2009 tarihinden itibaren Merkez Bankası;nın temel fonlama aracı olan bir hafta vadeli repo ihalelerine ilave olarak 3 ay vadeli repo ihalelerinin de kullanılmaya başlandığı hatırlatıldı.

14 Nisan'daki duyuruda ''piyasadaki likidite açığı yüksek düzeylerde devam ettiği sürece likidite açığının düzeyine bağlı olarak tutarı zaman zaman değişse de 3 ay vadeli repo ihalelerinin düzenli bir fonlama aracı olmaya devam edeceği''nin bildirildiği açıklamaya, şöyle devam edildi:

''Mevcut likidite yönetimi genel çerçevesinin etkin olarak uygulanabilmesi için bir hafta vadeli repo ihaleleriyle fonlanan likidite açığının yaklaşık 4-5 milyar liranın altına düşmemesi gerekmektedir. 14 Ekim 2010 tarihi itibariyle repo ihaleleriyle yapılan fonlama tutarı 13 milyar lira olup, bu tutarın 9 milyar lirası bir hafta vadeli repo ihaleleriyle fonlanan tutardan oluşmaktadır. Önümüzdeki dönemde, gerek Merkez Bankası;nın döviz alımlarının devam etmesi, gerekse Hazine Müsteşarlığı;nın Merkez Bankası nezdindeki hesap bakiyesini azaltması nedeniyle, likidite açığının zaman zaman azalacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle, 3 ay vadeli repo ihalelerine ihtiyacın azaldığı dikkate alınarak söz konusu ihalelere son verilmiştir.''

PY'lar sadece gecelik repo yapacak

Merkez Bankası'nın, piyasa yapıcılığı sistemini desteklemek amacıyla, 3 Eylül 2002 tarihinden itibaren piyasa yapıcısı bankalara gecelik ve bir hafta vadelerde önceden ilan ettiği faiz oranları ile repo işlemi imkanı tanıdığı hatırlatılan açıklamada, ''Mevcut koşullarda çıkış stratejisi çerçevesinde aşamalı teknik faiz ayarlaması sürecinin tamamlanmasıyla birlikte temel fonlama aracının politika faiz oranından gerçekleştirilen bir hafta vadeli repo ihaleleri olması, buna karşın kısa vadeli diğer borç verme ve borçlanma imkanlarının gecelik vadeli olması nedeniyle, benzer nitelikteki likidite yönetimi araçları arasındaki vade uyumunu sağlamak amacıyla, 15 Ekim 2010 tarihinden itibaren açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara tanınan repo imkanının sadece gecelik vadede kullandırılmasına karar verilmiştir'' denildi.

Bankalar birbirleriyle daha etkin çalışacak

Banu Kıvcı Tokalı / Destek Menkul Değerler AŞ. Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

"Merkez Bankası bu ayki faiz toplantısında borçlanma faiz oranını aşağı çekerken borç verme faiz oranını aynı bırakması ile devam ettirdiği çıkış stratejisini bir gün sonraki ek kararlarıyla da pekiştirdi.

Son dönemde hem küresel risk iştahı hem de ekonomimize yönelik olumlu algılanmanın güçlenmesiyle bankacılık sisteminin döviz likiditesinde gözlenen artış karşısında, Merkez Bankası artık döviz depo piyasasında aracı olmaktan vazgeçiyor. Bankalar sadece borçlanma limitleri çerçevesinde TCMB'den döviz depo alabilecekler. Yani Merkez Bankası, TL'de olduğu gibi döviz işlemlerinde de bankaları birbirleriyle daha etkin bir şekilde çalışmaya itiyor.

Likidite koşullarının düzelmeye başlamasıyla, üç aylık repo ihalelerine de son veriliyor. Böylece, döviz alımı karşılığı oluşan TL'yi sterilize etme imkanı artmış olacak. Başka bir karar ve önemli bir adım olarak, 15 Ekim'den itibaren bankalara bir haftalık vadede tanınan repo fonlama olanağının vadesi geceliğe çekiliyor. Yani politika faiz oranı artık gecelik borç verme oranı haline geliyor. Diğer bir ifadeyle, parasal sıkılaşmaya yönelik ilk belirgin adım atılıyor diyebiliriz.

Piyasalara kısa vadede etkisine gelecek olursak, para politikasında kısmen daha ihtiyatlı duruş, hisse senedi piyasalarında kar satışı eğilimine neden olabilir. Ancak, sonuçta güçlü büyüme görünümü korunduğu sürece, piyasalar uzun vadede olumlu gidişatını koruyacaktır."

Bu konularda ilginizi çekebilir