Merkez’in hamlesi piyasaları şaşırtmadı
ALB Forex Analisti Enver Erkan
Merkez Bankası bugün yapmış olduğu toplantısı sonucunda bir haftalık repo faizi, gecelik borç verme faizi ve gecelik borçlanma faizinde herhangi bir değişiklik yapmadı. Bununla beraber geçtiğimiz hafta yapmış olduğu sözlü yönlendirme çerçevesinde gündemine aldığı döviz depolarına ödenen faiz oranları ve TL zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarında ayarlamaya gitti. 1 hafta vadeli döviz depolarına ödenen faiz oranları dolar ve Euro için 50 baz puan indirilerek sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 2 olarak belirlendi. TL zorunlu karşılık faiz oranları ise 8 Mayıs’tan itibaren yürürlükte olacak şekilde 50 baz puan artırıldı. Bizim beklentilerimiz depo faizlerinde 25 baz indirim, TL zorunlu karşılıklarda da 25 baz puan artırım olacağı yönündeydi.
Merkez Bankası dolar ve Euro’ya daha az faiz vermek, liraya ise daha yüksek faiz taahhüt etmekle beraber piyasadaki likiditeyi dengelemek istiyor. Döviz depolarına verilen faizin indirilmesi, Merkez’in ucuz döviz verme taahhüdünde bulunarak dolar alma eğilimini dizginlemek yönünde. TL zorunlu karşılık faizlerinin artırılması taahhüdü ise bankaların TL zorunlu karşılık tutma maliyetlerini azaltarak daha fazla TL tutmalarını sağlamak. Ancak TL’nin likiditeyi dengelemek amaçlı yaptığı parasal müdahalelerin piyasadaki dolar alma eğilimini azaltması zor görünüyor. Çünkü doların değerlenmesinin kaynağı piyasadaki likidite değil. Merkez Bankası’nın hamlesinin piyasalardaki reaksiyonu, beklentilerin dışına çıkılmamış olması ve hamlelerin zaten fiyatların içinde olmasına bağlı. Nitekim dolar kuru açıklamaların sonrasında 2,7100 seviyesi üzerine hareket etti. Borsalar eksiye dönerken, gösterge tahvil faizi de çift hanelere geldi.
Dolar kanadında önemli olan yatırımcı algısıdır. Matematiksel müdahalelerin kur üzerinde kalıcı etkisi olmayabileceği gibi, geçici geri çekilmeler piyasalarda alım fırsatı olarak da kullanılabilir. İçeride seçim riskinin yanı sıra, zayıf makro veriler, yüksek kalmaya devam eden enflasyon ve zayıf büyüme TL’ye olan güveni azaltmakta. TL’nin getiri ve risk dengesinde cazibesinin düşük kaldığı görülmekte. Yani TL yüksek getiri vaat edememekle birlikte, risk de teşkil etmektedir.