ÖTV'de ihracat istisnası var mı, yok mu?
VERGİ PORTALI / Hakan Eraslan
Akaryakıt ve madeni yağlardan, tütün ve alkole, taşıt araçlarından bazı lüks tüketim mallarına kadar birçok ürüne uygulanan özel tüketim vergisinde, vergiye tabi malların ihracında istisna uygulamasına ilişkin düzenlemeler gerek kanun ve gerekse 1 seri nolu ÖTV Genel Tebliği'nde yapılmış, fakat bu düzenlemeler oldukça sınırlı bir seviyede kalmıştır. Bu durum belli alanlarda ihracat istisnasının uygulanamamasına ya da kısmi bir istisna olarak uygulanabilmesine yol açmıştır.
ÖTV'de ihracat istisnası nasıl işliyor
ÖTV'ye tabi malların Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi'nden çıkarak yurtdışındaki müşterilere teslimi halinde ihraç edilen malların alış faturaları veya benzeri belgeler üzerinde gösterilen ÖTV ihracatçıya iade edilmektedir.
ÖTV iadesi almak için üzerinde ÖTV'nin gösterildiği fatura, gümrük beyannamesi ve ihracat faturası suretleri ile vergi dairesine başvurulması gerekiyor. İade talepleri 84 nolu KDV Genel Tebliği çerçevesinde belirtilen esaslar dahilinde yerine getirilmektedir. Belirli tutarı aşan nakdi iade talepleri yeminli mali müşavirlik tasdik raporu veya vergi incelemesi neticesinde yerine getirilmekte mahsup talepleri ise yeminli mali müşavirlik tasdik raporu veya inceleme raporu aranmaksızın yerine getirilmektedir.
Örneğin rafinerilerden ÖTV ödenerek satın alınan malların ihracı halinde rafinerinin satış faturasında gösterilen ÖTV tutarı ihracatçı tarafından nakden veya mahsuben iade alınabilmektedir.
Buraya kadar ÖTV uygulamasında ihracat istisnasının, KDV'de olduğu gibi uygulanacağı anlaşılmasına karşın ÖTV'nin tek aşamalı bir vergi olması ve indirim mekanizmasındaki kısıtlayıcı düzenlemeler sebebiyle ihracat istisnası birçok halde KDV'de olduğu gibi tam bir istisna hüviyetinde çalışamamakta, ancak kısmi bir istisna olarak uygulama alanı bulabilmektedir.
İhraç edilen malların imalinde yüklenilen ÖTV iade alınamıyor
Her ne kadar ÖTV ödenerek satın alınan mallar için iade veya mahsup yöntemiyle ihracat istisnası uygulansa da imalatçıların imal ederek ihraç ettikleri veya ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların imalatı sırasında yüklendikleri ÖTV'yi nakden veya mahsuben iade almaları mümkün değildir.
Bu durum imalatçıların doğrudan ihracat yapması halinde imalat sırasında yüklendikleri ÖTV'nin kendilerine ilave maliyet olmasına yol açmaktadır. Maliyetlerdeki bu artış büyük ölçüde iç piyasaya çalışan ve bazı ürünlerini de işalat yolu ile yurda getiren firmalar için şimdiye kadar büyük bir problem yaratmamıştı. Fakat başta madeni yağ üreticileri olmak üzere ihracatın artması bu konuda sorun yaratabilir ve doğrudan ihracat yapmak yerine kurulacak ticaret şirketleri vasıtasıyla ihracatın gerçekleştirilmesi gerekebilir. Kanımızca imalatçı firmaların ihracatları veya ihraç kaydıyla teslimleri için yüklendikleri ÖTV tutarlarını hesaplanan ÖTV'den indirim yolu ile gidermeleri veya en azından nakden veya mahsuben iade yolunun açılması gerekir.
ÖTV mükelleflerinden ÖTV ödenerek satın alınan mallar için ihracat istisnası yararlanırken imalatçı firmaların bu istisnadan yararlanamamalarını kabul etmek mümkün değildir.
Serbest bölgelere yapılan teslimlerde ihracat istisnasından faydalanmıyor
ÖTV uygulamasında serbest bölgelere yapılan teslimler ihracat istisnası hükmünde değerlendirilmemektedir. Aslında ÖTV Kanunu 2002 yılında yürürlüğe girdiğinde ÖTV Kanunu'nda ihracat istisnası uygulaması hakkında yer alan düzenleme ile KDV Kanunu'nda yer alan düzenleme arasında hiçbir fark bulunmamakta ve gerek ÖTV ve gerekse KDV uygulamasında serbest bölgelere yapılan teslimler ihracat sayılmakta ve ihracat istisnasına tabi tutulmaktaydı. 2003 yılında KDV Kanunu'na eklenen ve serbest bölgelerdeki alıcılara yapılan teslimlerin ihracat sayılacağına ilişkin hükmün ÖTV Kanunu'na eklenmemesi sonucunda Maliye Bakanlığı 2006 yılından sonra görüş değiştirmiş ve artık serbest bölgelere yapılan teslimlerin KDV açısından ihracat istisnası olarak değerlendirilmesine rağmen ÖTV açısından ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmeyeceği yönünde görüş belirtmiştir. Kanımızca Serbest Bölgeler Kanunu'nda yer alan ve serbest bölgelerin gümrük hattının dışı sayıldığını belirten düzenlemenin serbest bölgelere yapılan teslimlerin hem KDV, hem de ÖTV uygulaması açısından ihracat sayılması için yeterlidir. Zaten KDV Kanunu'na serbest bölgelere yapılan teslimlerin ihracat hükmünde olduğuna ilişkin ibare eklenmeden önce de bu teslimler ihracat olarak değerlendiriliyordu. Dolayısıyla ihracat istisnası uygulaması için KDV Kanunu'na bir hüküm eklenmesi gerekmediği gibi ÖTV istisnasının uygulanmaması için de bir sebep bulunmamaktadır. ÖTV uygulamasında meydana gelen bu değişikliği, Maliye Bakanlığı'nın serbest bölgelere sağlanan muafiyetlerin kaldırılmasının bir uzantısı olarak görülmektedir. Maliye Bakanlığı serbest bölgelere yapılan teslimlerin ihracat istisnasından yararlanmayacağına dair birçok özelge vermiş durumdadır. Adil bir uygulama için bundan sonra yapılması gereken bir kanun değişikliği ile serbest bölgelere yapılan teslimlerin ihracat hükmünde olduğunun ÖTV Kanunu'na eklenmesidir.
Tecil terkin kapsamında teslim edilen madeni yağlar ve diğer ürünler için yüklenilen ÖTV iade alınamıyor
İlk bakışta tecil terkin kapsamında üretilen madeni yağların veya diğer ürünlerin ÖTV'ye tabi olmadığı ve bu ürünlere ÖTV uygulanmaması gerektiği düşünülebilir, fakat konu detaylı olarak incelendiğinde bu durumda da ihracat istisnasının uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Tecil terkin kapsamında satın alınan madeni yağlar ve baz yağların sanayide girdi olarak kullanılması halinde hesaplanacak ÖTV'de tecil terkin uygulamasına gidilebilmektedir. 30 Haziran 2008 öncesinde tecil terkin müessesesi kapsamında yapılan teslimlerde 0.015 YTL/kg ÖTV yükü doğmaktaydı. Ancak piyasada 10 numaralı yağ olarak anılan baz yağın akaryakıt olarak kullanımının engellenmesi için 30 Haziran 2008 tarihinde yayımlanan 2008/13835 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereği ÖTV'ye tabi olmayan ürünlerin imalatında kullanılan baz yağlar ve madeni yağların tecil terkin müessesesi kapsamında teslimindeki ÖTV yükü kg başına 0.75 YTL'na yükseltilmiştir. Bu artış sanayiide girdi olarak kullanılan baz yağlar ve madeni yağlar üzerindeki ÖTV yükünde 49 katlık bir artışı ifade etmektedir.
İmal edilen malın bünyesine giren madeni yağlar için ödenen ÖTV imalat maliyetine eklenmekte ve ihracı halinde de verginin iadesi mümkün olmamaktadır. Dolaylı vergilerin tabi oldukları malların tüketime konu oldukları ülkede vergilendirilmesi gerekir. Halbuki Türkiye'de tecil terkin kapsamında uygulanan ÖTV'de vergileme tüketimin değil, üretimin yapılığı ülkede yapılmaktadır. Bu durum ihracat yapan firmalar için bir rekabet eşitsizliği yaratmaktadır. Bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması için yurtdışına ihraç edilecek malların imalinde kullanılacak madeni yağlara tecil terkin müessesesi kapsamında uygulanacak ÖTV'nin sıfıra indirilmesi gerekir.