Özelleştirmeler tamamlanırsa 2013'te yabancı sermaye artar

YASED Genel Sekreteri Özlem Özyiğit, Türkiye'ninönümüzdeki dönemde yabancı sermaye çekmek açısından bugüne kadar hiç olmayan bir fırsatlara sahip olduğunu açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
 
Yıldız TAŞDELEN ERLİ
 
İSTANBUL - Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Genel Sekreteri Özlem Özyiğit, beklemedeki özelleştirme ihalelerinin gerçekleşmesi durumunda 2013'de uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde daha da artış olabileceğini ifade ederek, Türkiye'nin bundan sonrası için sermaye çekmek açısından bugüne kadar hiç olmayan bir fırsat penceresini yakaladığını söyledi. 
Özyiğit, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, Merkez Bankası verilerine göre, bu yılın 10 ayı itibariyle uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 10.6 milyar dolar tutarında, bu rakamın geçen yılın aynı döneminde 12 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti. Özyiğit, 2012 sonunda global uluslararası doğrudan yatırım akışları paralelinde bir artış ve 15 milyar dolar üstünde bir giriş öngörüldüğünü söyledi. 
Son yıllarda Türkiye'de birleşme ve satın alma yoluyla stratejik yatırımcıların yanı sıra özel sermaye fonu işlemlerinde de önemli artış gözlemlendiğini ifade eden Özyiğit, Ernst&Young Orta ve Güneydoğu Avrupa Birleşme ve Satın Alma Barometre Raporu'na göre, 11 Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkesi arasında Türkiye'nin, 11.8 milyar dolar büyüklük yaratan 136 işlemle 2012'nin ilk yarısında en fazla birleşme ve satın alma yapılan ülke olduğunu hatırlattı. "2013 yılında da, beklemede bulunan özelleştirme ihalelerinin gerçekleşmesi durumunda uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde daha fazla artış öngörülebilir" diyen Özyiğit, yılın son çeyreği itibariyle sanayinin yüzde 57 pay ile girişlerin en fazla olduğu sektör konumunda bulunduğunu, gıda, içecek ve tütün imalatının, toplam girişlerde yüzde 46 paya sahip imalat sanayi girişlerindeki ana kalemi oluşturduğunu, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 4 kata kadar artış gerçekleştiğini kaydetti. 
 
İnşaat öne çıktı, finansın payı düştü
Özyiğit, toplam girişlerin yüzde 43'ünün hizmetler sektörlerine olduğunu, bu alandaki girişlerde yüzde 38 pay ile inşaat sektörünün öne çıktığını ve sektörün, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 6 kata kadar yükseliş kaydettiğini belirtirken, bunu yüzde 23 ile finans ve sigortanın takip ettiğini, geçen yılın aynı döneminde finans sektörünün, toplam girişlerin yüzde 47'sini oluşturduğunu anlattı. 
Türkiye'nin yatırım çekme potansiyelinin çok daha yüksek olduğuna işaret eden Özyiğit, şunları kaydetti:  "Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak atılacak doğru adımlar; hukuk güvenliği, vergi ve teşvikler, kayıt dışı ekonomi, fikri mülkiyet hakları gibi konularda yapılacak düzenleme ve iyileştirmelerden geçmektedir. Türkiye'nin 2023 yılında en büyük ilk 10 ekonomi arasında yer alma hedefiyle paralel olarak, uluslararası doğrudan yatırım girişinde de ilk 10 ülke arasında olması gerektiğini düşünüyoruz. Dünya genelindeki 10. ülke her yıl yaklaşık 40-50 milyar dolar arasında uluslararası doğrudan yatırım çekmektedir. Bu da bizi en az bu hedefe ve dünyadaki uluslararası doğrudan yatırım payımızı, paralel olarak yüzde 1'den yüzde 3'ler seviyelerine çıkarmaya odaklamalı."
Fitch'in not artışıyla başlayacak ve Türkiye'nin atacağı istikrarlı adımlarla pekişecek olan trendin, önümüzdeki dönemde portföy ve büyük ölçekli doğrudan stratejik yatırımları hızla artıracağını düşündüklerini ifade eden Özyiğit, Türkiye'nin hem borçluluk hem de diğer makro ekonomik veriler bağlamında, diğer "yatırım yapılabilir" seviyesindeki ülkelerden daha iyi konumda bulunduğunu söyledi. 
Türkiye'nin, bundan sonrası için uluslararası doğrudan yatırım çekmek açısından bugüne kadar hiç olmayan bir fırsat penceresini yakaladığını ifade eden Özyiğit, bu açıdan Türkiye'nin, son dönemde yakaladığı politik istikrar ve mali sektörün güçlü pozisyonlamasını koruması ve potansiyel doğrudan yatırımcı ilgisini en iyi şekilde değerlendirmesinin önem taşıdığını vurguladı.
 
Asya ve Ortadoğu'nun payı artabilir
YASED Genel Sekreteri Özlem Özyiğit, halen Türkiye'ye uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin başlıca kaynağı olan Avrupa ülkelerinin son 5 yılda girişlerdeki payının yüzde 75'ler, Asya ve Kuzey Amerika ülkelerinin de yüzde 12'ler civarında paya sahip olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar hem ticaret hem de uluslararası doğrudan yatırım akışı olarak en büyük paydaşımız olan Avrupa'daki borç krizinin de etkisiyle Avrupa'ya göre diğer bölgelerin, özellikle Asya ve Ortadoğu ülkelerinin payının artması beklenmeli" şeklinde konuştu.