"Aklın mezarlığından kurtulmak gerek"

TOBB Başkanı Hisarcıklığlu, küresel krizin etkilerini sosyal hayatta daha derinden hissettiklerini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklığlu, "Türkiye geleceği ıskalamak istemiyorsa, aklın mezarlığından kurtulmak zorundadır" dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 8. Sanayi Kongresi'nin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, küresel krizin etkilerini sosyal hayatta daha derinden hissettiklerini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, "Dün enflasyon düşünce, faiz inince sevinirdik, ama şimdi ekonominin göstergesini çok göremediğimiz için çok sevinemiyoruz. Faiz iniyor ama ekonomi 4 çeyrektir üst üste küçülüyor. Bankalarda para var ama hem ekonomik aktivite hem de ekonomiye güven azaldığı için kaynaklar reel sektöre değil kamu borçlanmasına akıyor" dedi.

Kredi derecelendirme şirketlerinin, reyting notunu artırdığını, ancak bunun temelinin bankaların ve kamunun, kredi borçlarını geri ödeme kapasitesinin, daha olumlu hale gelmesi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ekonominin geri kalanındaki iyileşmeye dair bir not yükseltmesi söz konusu olmadığını, kredi notu iyileşse de ekonomik faaliyetlerde göze çarpan bir canlanma yaşanmadığını söyledi.

Kamu idaresi reformunu artık tamamlamak gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin vergi sistemini ve vergi idaresini elden geçirmeden kayıt dışılık sorununu çözemeyeceğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de zaten dar kapsamlı uygulanan vergi indirimleri bile hızla kaldırılırken, bir de üstelik dolaylı vergilerin artırılarak, halkın geliri ve tüketiminin azaltıldığını ifade etti.

"Türkiye aklın mezarlığından kurtulmak zorundadır"

Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, kriz sonrasının dünyasında etkili bir güç olmak istiyorsa, bir an önce yeni bir sanayi politikası ve büyüme stratejisi tasarlamalıdır" dedi.

Rifat Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye geleceği ıskalamak istemiyorsa, aklın mezarlığından kurtulmak zorundadır. Bunun yolu; kamuda ve özel sektörde alışagelmiş düşünce kalıplarını değiştirmektir. Ülkede her çivi çakanın değil doğru çivi çakanın desteklenmesidir. Özel sektörde, kolaycılıktan sıyrılmaktır, küçük olsun benim olsun ezberini bırakmaktır, ortaklık kurmayı, birlikte iş yapabilmeyi öğrenmektir. Kamu idaresinde mazeret değil çözüm üreten, yaptığı işin sorumluluğunu alan, usule değil, esasa uygun çalışan, halkın amiri değil, hizmetkarı olduğunu bilen anlayışı yerleştirmektir. Toplumdaysa, önyargılardan, ön kabullerden ve ötekileştirmekten vazgeçmektir, empati yapabilmeyi öğrenmektir. Kutuplaşmanın yerine dayanışmayı koyabilmektir.

Bu çerçevede, ekonominin kurumsal altyapısını topyekun elden geçirecek, oyun alanını tüm firmalar için eşit kılacak, içinde yargı, eğitim, vergi gibi temel alanların olduğu, ikinci nesil reform paketini bir an önce uygulamada görmek istiyoruz."