"Türkiye, Barzani'yle görüşmek için ABD'den destek istiyor"
Türk-Amerikan Konseyi Başkanı Brent Scowcroft, konsey üyeleri tarafından yapılan yıllık ziyarete katıldı
İSTANBUL - Türk-Amerikan Konseyi Başkanı Brent Scowcroft, Türk hükümetinin, PKK konusunda Kuzey Irak'taki yetkililerden, özellikle Barzani'den destek ve işbirliği sağlama konusunda ABD desteği istediği görüşünde olduğunu bildirdi.
Konsey üyelerinin yaptığı yıllık ziyaret çerçevesinde Türkiye'de bulunan Scowcroft, Büyük Kulüp'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Scowcroft, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde, Irak Savaşının başladığı tarihlerde en kötü dönemlerden birinin yaşandığını, o süreçte her iki tarafta da karşılıklı bir tepki oluştuğunu ancak, sonrasında ilişkilerin giderek iyileşmeye yöneldiğini anlattı. İki ülkenin yavaş yavaş Irak üzerinde ortak bir bakışa ulaşmaya başladığını ve bunun büyük önem taşıdığını ifade eden Scowcroft, Irak sorununun bir ölçüde PKK meselesiyle de bağlantılı olduğunu kaydetti.
Scowcroft, bu konuda 1990'larda Türkiye ve ABD'nin yanyana olduğunu belirterek, PKK'nın Kuzey Irak sınırından saldırılara başlamasının ardından bir tıkanıklık yaşandığını, ABD hükümetinin, Kuzey'de barış varken, burada Iraklılarla sorun yaşanmasını istemediğini, bu nedenle PKK konusunda nasıl yardım edebileceğini anlamasının uzun zaman aldığını, buradaki dönüm noktasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı George Bush ile görüşmesiyle birlikte yaşandığını ve iki tarafın istihbarat desteği konusunda anlaştığını hatırlattı.
Son dönemde PKK saldırılarının artmasının, ABD'nin istihbarat desteğini kesmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin bir soru üzerine Scowcroft, her zaman saldırıları önlemese de, istihbarat alanında işbirliğinin iyi gittiğini söyledi.
Scowcroft, "Benim anladığım kadarıyla Türk hükümeti, ABD hükümetinden, istihbarat desteğinin ötesinde bir şeyler yapmasını bekliyor. Bence PKK konusunda Kuzey Irak'taki yetkililerden, özellikle Barzani'den destek ve işbirliği sağlama konusunda ABD desteği istiyorlar. Bu oldukça zor bir mesele ama ben bunu istediklerini zannediyorum" dedi. "ABD'nin Türkiye'yi ılımlı İslam ülkesi olarak görmek istediğini düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Scowcroft, şunları kaydetti:
"Amerikalılar, hem laik bir yönetime sahip olan hem de dinle barış içerisinde bulunan Türkiye'yi model oluşturacak bir müslüman ülke olarak görüyorlar. Bunu çok cazip buluyoruz çünkü bu aynı zamanda bizim de hükümet modelimizdir. Anayasamız, devletin bir dini desteklemesini engellemektedir. Türkiye modelini gördüğümüzde harika bir model olduğunu söylüyoruz. İslam dünyasının bu modeli benimsemesini istiyoruz. En azından meselenin farkında olanlar, Türkiye'yi ılımlı islam devleti olarak adlandırmıyorlar. Türkiye, yüzde 90'ı müslüman olan bir ülke. Türkiye'deki vatandaşların çoğunluğu ılımlı bir İslama destek verebilirler ama İslami bir devlet söz konusu değildir. Sizi temin ederim ki, bazı hükümet yetkilileri zaman zaman hatalar yapsa da, ABD hükümeti aradaki farkı bilmektedir. Biz, laik devleti bir model olarak görüyoruz. Türkiye'nin, devletin içinde dinin rolünü belirleme konusunda çok başarılı olduğunu ve bunun bir model oluşturduğunu söylüyoruz. Bu çerçevede, Orta Doğu'da nasıl bir hükümete sahip olmaları gerektiğini kestirmeye çalışan yeni devletlerin, bunun devlet içerisinde dinle nasıl başa çıkılacağı konusunda iyi bir yol olduğunu görmelerini istiyoruz."
Obama, Ermeni tezlerini destekliyor
Scowcroft, şu anda ABD'den kaynaklanan global finansal krizin, ekonominin tümünü kapsayan tipik bir iş döngüsünden farklı ve olağan dışı bir kriz olduğunu ifade ederek, asıl tehlikenin, finansal krizden kaynaklanın güven eksikliğinin reel ekonomiyi etkilemesinde yattığını kaydetti.
Türkiye'nin güçlü bir bankacılık sistemine sahip olduğuna işaret eden Scowcroft, krizin reel ekonomiyi etkilemeye başlaması durumunda, Türkiye'nin de etkilenebileceğini söyledi. "Obama, Ermeni tezlerini destekliyor. Ermeni yasa tasarısı ABD Kongresinden geçerse, bu iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkiler?" şeklindeki soru üzerine Scowcroft, bunun 1970'lerden beri ABD'de süregelen bir sorun olduğunu ancak, şimdiye kadar böyle birşeyi engellemeyi başardıklarını belirtti.