”Resepsiyona isteyen katılabilir”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Okay, "29 Ekim resepsiyonuna katılım için grup kararı almayacağız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hakkı Suha Okay, CHP Genel Merkezi ya da grup yönetiminin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna gidilmemesi yönünde bağlayıcı bir karar almayacağını açıkladı.

Okay, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığındaki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin CHP'nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılıp katılmayacağına ilişkin sorusunu yanıtlarken Okay, ''CHP, bu konuda Genel Merkez yönetimi veya grup yönetimi olarak bağlayıcı bir karar almayacak. İsteyen katılabilir'' dedi.

Okay, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun katılıp katılmayacağına yönelik soruya ''29 Ekim günü göreceğiz'' karşılığını verdi.

"Babacan'ın açıklamaları yeterli değil"

Toplantıda, Türkiye'de ve dünyadaki ekonomik gelişmelerin ele alındığını aktaran Okay, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın emlak vergisi ile elektrik ve su borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin açıklamasına değindi. CHP'nin kamu borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanun teklifi verdiğini hatırlatan ve bu teklifin bir an önce TBMM gündemine gelmesinin daha sağlıklı bir yapılanma ile vatandaşın üzerindeki borç yükünü azaltacağını ifade eden Okay, ''Babacan'ın açıkladığı emlak vergisi, elektrik ve su borçlarıyla ilgili önerilen yeniden yapılanma yeterli değildir'' diye konuştu.

Okay, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'nun da bir an önce parlamento gündemine gelmesi gerektiğini belirterek, ''CHP'nin bu konularda kimi çekinceleri vardır ama bunlar bir mutabakat noktasında giderilebilir. Onun için parlamento gündemine bir an önce alınmasında yarar vardır'' dedi.

Toplantıda anayasa değişikliklerinin ardından Anayasa Mahkemesi ile HSYK'ya üye seçimlerinin de ele alındığını belirten Okay, bu süreçteki itirazlarını tekrarladı ve bu itirazlara yönelik olarak Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in sözlerini eleştirdi. Okay, Adalet Bakanının yapması gerekenin, hukukun üstünlüğünün savunmak olduğunu ifade etti.

"Hiç olmazsa böyle bir kurum var denilebilirdi"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün HSYK'ya yaptığı atamaları da eleştiren Okay, Gül'ün yaptığı 4 atamadan 2'siyle hemşehrilik ilişkisi olduğunu, bunun ötesinde de AK Parti'nin siyasi söylem ve düşüncesindeki kişilerin özel olarak belirlendiğinin görüldüğünü iddia etti. Cumhurbaşkanı'nın anayasa gereği tarafsız olması gerektiğini belirten Okay, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Anayasadaki cumhurbaşkanı tanımlarını bir yana bırakacaksın, içinden çıktığın siyasi partinin dünya görüşü doğrultusunda tercihte bulunacaksın. Bu tercihte bulunurken de bağımsız yargının şekillenmediğini bir kez de sen ortaya koyacaksın. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı için iyi bir fırsattı. Bu konuda objektif, bağımsız, bir siyaset içinde yer almayan isimleri belirlemiş olsaydı, Türkiye'de hiç olmazsa böyle bir kurum var denilebilirdi. Ancak, anlaşılan o ki görev süresinin tamamlanmasına 20 ay kadar bir süre kalan Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği günün koşullarıyla görev üstlendiği günün koşulları arasında herhangi bir fark gözetmemektedir. Hala AKP'nin çekirdek kadrosunda bir misyon üstleniyor gibi isim belirlemektedir. Bu isimler Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğrudan inisiyatifinde, dilediği gibi belirleyeceği isimler değildir. Cumhurbaşkanının, anayasada yükümlenen sorumluluk boyutunda isim belirlemek gibi bir görevi bulunmaktadır.''

Okay, HSYK'nın seçimlerin ardından yeni bir sürece başladığını ifade ederek, ''Maalesef bu süreçte yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kalkmıştır. AKP iradesine bağlı bir yüksek kurul oluşturulmuştur'' ifadelerini kullandı.

"Tavrımız nettir"

Okay, Türkiye'nin gündeminde bir başörtüsü tartışması bulunduğunu ve AK Parti sözcülerinin bu konuya ilişkin değerlendirme yaparken ''işin esasına girmeden, etrafından dolanarak, kimi dedikodulara dayanarak ve siyasetin içinde yer almayan bir uslupla'' konuyu çarpıttıklarını ileri sürdü.

Başörtüsü tartışmalarının başladığı günden bu yana geçen süreci ve her iki parti tarafından yapılan açıklamaları aktaran Okay, AK Parti'nin konuya ilişkin tutarlı bir yaklaşım içinde olmadığını söyledi. CHP'nin özgürlükleri, içinde dokunulmazlıkların ve YÖK'ün de bulunduğu bir paket olarak ele alma kararlılığının ilk günden bu yana sürdüğünü, bunu iki partinin grup başkanvekillerinin gerçekleştirdiği görüşmede de ortaya koyduklarını belirten Okay, ''CHP'nin bu konudaki tavrı çok nettir. Bu netlik, dünkü netlik değildir'' dedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne ilişkin sözlerinin öğrenim özgürlüğü ile ilgili olduğunu hatırlatan Okay, CHP'nin tüm sözcülerinin de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin arkasında olduğunu vurguladı. Okay, bu kararlı tavrın AK Parti ve bir grup medya tarafından ise kamuoyuna farklı bir şekilde sunulmaya çalışıldığını iddia etti.

Grup başkanvekillerinin görüşmesinde AK Parti temsilcilerinin başörtüsüne ilişkin ''10 yıl sonrası için biz bugünden bir şey söyleyemeyiz'' şeklinde bir ifade kullandıklarını iddia eden Okay, yasaların, anayasaların geçmişten ders alarak geleceğe yön verdiklerini belirtti. Okay, ''(Bu konuda söyleyecek söz yok) denmesi, samimi olmamanın tartışmasız ikrarıdır'' diye konuştu.

"Sözlü güvence olmaz"

Okay, AK Parti'nin başörtüsünün ilk ve ortaöğretim ile kamuda olmayacağına ilişkin sözlü güvence vermesinin CHP açısından yeterli olup olmadığı sorusuna, ''Bir laf vardır; ağaca yaslanma çürür, insana yaslanma ölür. Bu konuda güvence sadece sözlü olmaz. Bu güvence değildir, iyi niyet göstergesinin başlangıcı olabilir'' karşılığını verdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile CHP arasında tüzük değişikliğine ilişkin yazışmalar hatırlatılarak, gelinen son noktanın sorulması üzerine Okay, gelen yazılara cevap verildiğini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir iddiada bulunması halinde bunun MYK'da değerlendirileceğini söyledi.

Konuya ilişkin ihtimallerin belli olduğunu aktaran Okay, ''Şu an Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından herhangi bir yazı gelmeden buna somut bir cevap vermek mümkün değildir. Yazı gelir gereği düşünülür'' dedi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında Çankaya Köşkü'nde tek resepsiyon uygulamasını ''normalleşme'' olarak nitelendirdiği ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine de Okay, ''Çankaya Köşkü hangi pozisyondan, anormallikten normalliğe mi dönüşüyor? Bu bizim konumuz değil. Ancak, CHP'nin resepsiyonla ilgili kimi değerlendirmeleri türbanla ilintili ya da ikiden bire indirilmesiyle ilintili değildir'' diye konuştu. Okay, ''Neyle ilintili o zaman?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Medya şunu yapmak istiyor; sanki Bayan Gül'ün türbanı olduğu için CHP resepsiyona katılmayacak. Başlangıcından bu yana CHP, önceki Sayın Genel Başkanımız da dahil, kesinlikle ve kesinlikle resepsiyona katılmamanın Bayan Gül'ün türbanıyla ilgisi olmadığını, ancak Sayın Cumhurbaşkanı'nın seçiliş yöntemi ve süreçteki görev anlayışıyla ilintili olduğunu söylemiştir. Ancak şu aşamada ben CHP'nin sözcüsü olarak CHP'nin, milletvekilleri resepsiyona katılsın veya katılmasın diye bir iradesi olmadığını, dileyenin katılabileceğini ifade ettim.''   

Bu konularda ilginizi çekebilir