Riskten kaçış eğilimi devam ediyor

Yeşim Sarışen - Yapı Kredi Yatırım Analisti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Gelişmekte olan piyasalarda yaşanan satış baskısı öncülüğünde riskten kaçış eğiliminin güçlenmesi doğrultusunda sert düşüşler gördüğümüz global hisse senetlerinde, aşırı satım bölgelerinden etkili olan tepki denemelerinin güçlenmesi ile geçtiğimiz hafta yükselişlerin etkili olduğunu gördük  .Örneğin küresel risk barometresi olarak da izlenebilen S&P 500 endeksi geçtiğimiz hafta yüzde 4,12 yükselişle haftayı 964 seviyesinde kapatırken,. sert yükselişler gördüğümüz volatiliteler de geri çekildi., Son üç yılın zirve seviyesinde 30’ların  üzerine çıkan VIX endeksi, haftayı 20 seviyesinin altında tamamladı.

Benzer görünüm petrol fiyatlarındaki düşüşün ve 3. çeyrek finansallara yönelik haber akışının ön planda olduğu yurtiçi piyasalarda da etkiliydi. Diğer gelişmekte olan ülke piyasalarına göre rölatif ve daha güçlü performans gösteren BIST-100 endeksinde, tepki sürecinin güçlenerek kısa vadeli yükseliş trendine dönüştüğünü gördük. Bu doğrultuda da BIST-100 endeksinin MSCI GOP endeksine göre F/K iskontosu daraldı. Bu görünüme Merkez Bankası’nın piyasalar tarafından olumlu algılanan açıklamalarının da destek olduğunu söyleyebiliriz.
Tepki yükselişlerinin kısa vadeli yükselişlere dönüştüğünü görmüş olsak da riskten kaçış eğiliminin sona erdiğine dair net bir görünüm bulunmuyor. Bu bağlamda, yılbaşından bu yana etkili olan yükselen trendini aşağı kıran 2 yıllık ABD faizlerindeki görünüm, önemli bir örnek teşkil ediyor.
Bu doğrultuda bu hafta Amerikan Merkez Bankası (FED) FOMC toplantısı ardından da 3.çeyrek büyüme verisinden gelecek sinyaller önemli olacak. Son yaşananlarla  piyasada faiz artışının ötelenebileceği ve faiz artış hızının oldukça yavaş olabileceği yönündeki beklentiler güçlenmiş olmakla beraber, FED’in bu haftaki FOMC toplantısında duruşunu koruyacağını düşünüyoruz. 
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB)  4 Eylül kararları ile birlikte FED’in faiz artırımı zamanlamasına yönelik beklentiler bir kademe daha artmıştı. Dolar endeksi güçlenmeye başlarken, uzun vadeli bir dip oluşumu sinyalinin üretilmesine de neden olunmuştu. Bu noktada Eylül ayı FOMC toplantısında, her ne kadar “kayda değer süre” ifadesi, yazılı metinde kalmaya devam etse de, 2015 faiz beklentilerindeki yukarı revizyonlar, diğer bir ifade ile “şahince yorumlanabilir nitelikte ifadeler” dolardaki güçlenmeyi desteklemişti. Devam eden dönemde ise sert yükselişler gördüğümüz dolar endeksinde, FED’in faiz artırımını öteleyeceğine dair beklentiler ile düzeltme hareketi etkili olmuştu. Fakat piyasadaki genel görüş de Yellen’in güvercince bir duruş sergileyeceği yönünde olduğu için toplantı sonrası kar realizasyonu görme ihtimali de bulunuyor.