Sanayiciler üretimdeki düşüşü değerlendirdi

Büyümenin öncü göstergelerinden birisi olan sanayi üretimi, ocakta takvim etkisinden arındırılmış endekste yüzde 2.2 geriledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HÜSEYİN GÖKÇE

ANKARA - Ocak ayında takvim etkisinden arındırılmış yıllık sanayi üretimi yüzde 2.2 gerilerken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış aylık endeks yüzde 1.4 azaldı. Sanayi üretiminden iyi sinyaller gelmese de yıllık bazda yatırım için kullanılan sermaye malı imalatındaki yüzde 7.2’lik artış olumlu karşılandı. 

Büyümenin öncü göstergelerinden olan sanayi üretimi, ekonomide kırılgan bir dönemin yaşanmasının beklendiği 2015 yılına olumlu bir seviyede başlamadı. TÜİK 2015 yılı Ocak ayına ilişkin sanayi üretimi verilerini açıkladı. Takvim etkisinden arındırılmış yıllık sanayi üretimi, yüzde 2.2 gerilerken, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 11.5’lik üretim azalışı dikkat çekti. İmalat sanayiinde üretim yıllık bazda yüzde 2.4 gerilerken, elektrik-gaz-buhar ve iklimlendirme sektöründe üretim yüzde 2.9 artış gösterdi. 
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış aylık sanayi üretimi ise yüzde 1.4 geriledi. Aylık üretim imalat sanayiinde yüzde 1.4, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe ise yüzde 7.4 geriledi. Elektrik-gaz-buhar ve iklimlendirme sektöründe aylık üretim yüzde 1.1 arttı. 

Sermaye malı üretimi yüzde 7.2 arttı 

Ana sanayi gruplarında, takvim etkisinden arındırılmış yıllık endekste yatırım amaçlı kullanılan sermaye malları imalatı yüzde 7.2’lik artışla dikkat çekti. Üretim enerji sektöründe yüzde 1.7, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0.7 arttı. Buna karşılık ara malı imalatında üretim yüzde 8.2, dayanıksız tüketim malı imalatı yüzde 2.4 düştü. 

Ocakta en yüksek üretim artışı, siparişe dayalı üretim yapan gemi, yat gibi deniz araçlarını kapsayan diğer ulaşım araçlarında gerçekleşti. Bu grupta üretim yüzde 78.7 artarken, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı yüzde 17.2, giyim eşyaları imalatı yüzde 1.5, deri ve ilgili ürün imalatı yüzde 5.4 artış gösterdi. 

Buna karşılık, bilgisayar imalatı yüzde 11.6, kömür ve linyitin üretimi yüzde 10, metal cevheri madenciliği üretimi yüzde 6.5 azaldı. 

Son 64 ayın en hızlı düşüşü 

Dün açıklanan sanayi üretim verisi ocaktaki yüzde 2.2’lik gerilemeyle Eylül 2009’dan bu yana en yüksek düşüş oranını kaydetti. Türkiye’nin, küresel ekonomik krizden etkilendiği 2009’da en yüksek düşüşün yüzde 21.3 ile şubatta görüldüğü sanayi üretim endeksi, Eylül 2009’da ise yüzde 7.7 geriledi. Aynı yıl ekim ayında yüzde 1.1 düşen endeks, daha sonra toparlanma sürecine girerek, yılı ortalama yüzde 10.4 azalış ile tamamladı. Endeks 2010’dan bu yana genel olarak pozitif seyrediyordu.

Analistlere göre büyüme beklentinin altında kalabilir 

Sanayi üretiminin ocakta yüzde 1.6 artmasını bekledikleri halde yüzde 2.2 düşmesini değerlendiren analistler, bu durumun büyüme öngörüleri üzerinde de belirsizliğe yol açtığını dile getirdi. 

TÜİK 2014 yılına ilişkin büyüme verilerini ay sonunda açıklayacak. Ekonomistler ve ekonomi yönetimi büyümenin yüzde 3’ün hemen altında kalabileceğini öngörüyorlar. OVP’ye göre 2014 yılında yüzde 3.3, 2015 yılında ise yüzde 4 büyüme öngörülüyor. Ancak ekonomistler 2015 yılı için büyümenin yüzde 4’ün oldukça altında kalabileceğini öngörüyorlar. Şeker Yatırım Başekonomisti Gülay Elif Girgin görüşlerini şöyle dile getirdi: 
“Yıla iyi bir başlangıç olmadı. Arındırılmış bazda aylık olarak yüzde 1.4 daralma Ekim 2014’ten beri en yüksek daralma. 2014 yılının son çeyreği iyi geçmemişti. 2015’e de böyle bir başlangıç yapmamız pek moral verici olmadı. 2014 için zayıfl amış bir büyüme trendi vardı; 2015 yılına ait öncü göstergeler bu trendin 2015’te de devam edebileceğini gösteriyor. Ay sonunda açıklanacak 2014 büyümesinin yüzde 3’ün altında kalacağını 2015 için ise yüzde 3 olan büyüme tahminimizde riskler aşağı yönlü olduğunu düşünüyoruz.”

Sanayi üretimini iç ve dış talep aşağı çekti

Bilim ve Sanayi Bakanı Fikri Işık: Ocak ayı sanayi üretimi verilerini değerlendiren Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, iç ve dış pazardaki gelişmelerin sanayi üretimini aşağı çektiğini bildirdi. Çevre ülkelerde 2014 yılındaki siyasi çalkantıların 2015’sürdüğünü belirten Işık, euro/dolar paritesinin de ihracatı baskı altına aldığını söyledi. Sanayi üretiminde aylık gelişmelerden ziyade, trende bakmanın daha önemli olduğunu bildiren Işık, “Özellikle yılın ikinci çeyreğinden itibaren sanayinin güçlü büyümeye devam edeceği ve yılın ikinci yarısından itibaren bu etkinin iyice belirginleşeceği bir yıl olacaktır” ifadelerini kullandı. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün yanı ABD ekonomisinin büyümesi ve Euro Bölgesi’nden gelen parasal genişlemeyi fırsat olarak nitelendiren Işık, “Türkiye gerek sağlam mali yapısı gerekse de güçlü finansal sistemiyle bu fırsatlardan en çok yararlanacak ülkedir. Ekonomi için risk oluşturabilecek noktalarda ise adımları atmıştır, atmaya devam etmektedir. Kararlılıkla uygulamaya devam ettirdiğimiz makro ihtiyati tedbirler bunun göstergesidir” diye konuştu. Fikri Işık, güncellenen 2015-2018 sanayi strateji belgesinde de sanayinin dönüşüm çerçevesinin daha net görüneceğini anlattı.

Aşağı eğimli bir trende girdik

ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, sanayi üretimi endeksindeki azalmada kış koşullarının yanı sıra, dünyadaki emtia, petrol ve cevher fiyatlarındaki düşüşün de etkisi bulunduğunu söyledi. Türkiye’de iş yapmayı kolaylaştıran, yatırım iklimini harekete geçirecek reformların yapılmasının önemine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti: “Tekrar büyüme hikayemizi canlandırmamız lazım ki ülkeye döviz gelsin biz de üretimi sürdürelim. Türkiye’ye gelen para faiz için gelmiyor, Türkiye’nin büyüme hikayesine geliyor. Ülke olarak bizim yeni bir büyüme hikayesine ihtiyacımız var. Bu son rakamlardan olumlu çıkarabileceğimiz tek şey sermaye malı üretimindeki artış. Bu da kurların yükselmesinin, reel efektif kur seviyesine yaklaşmasının bir sonucu olarak değerlendiriyorum. İleriye dönük endişelerim var, bu reformlara devam etmemiz lazım. Aslında bu çok uzun zamandır seyreden bir trend. Bu istatistiklere de biraz daha geç yansıyor. Biz sanayiciler bunu bir iki ay öncesinden hissediyoruz.” Türkiye’de son durum itibariyle iki trend bulunduğuna işaret eden Özdebir, “Biri vasatlık trendi, büyümede vasat dünya ortalamalarına gidiyoruz, bundan kurtulmamız lazım. İkinci olarak da sanayi üretimi olarak da her geçen gün eğimi aşağıya olan bir trende girdik, bundan çıkmamız lazım” diye konuştu.

Kaygıları azaltıcı politikalara ihtiyaç var

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça: Son bir yılın en düşük seviyesine gerileyen sanayi üretimi gelecek aylarda da hızlı bir yükselişe geçecek gibi görünmüyor. Büyümede itici güç hepimizin malumu olduğu üzere ihracattı. Ancak ihracat son zamanlar durgun. İç talebin büyümeye katkısı ise uzun bir zamandır oldukça sınırlı. Reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanımı gerileme eğiliminde. Üreticilerin ekonominin gidişatına yönelik kaygıları artmış görünüyor. Ekonomideki aktörlerin kaygılarını azaltıcı politikalara ve söylemlere şimdi daha çok ihtiyaç var.”

İhracat olmayınca üretim geriledi

ADASO Başkanı Zeki Kıvanç: Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, sanayi üretiminde yaşanan gerilemenin nedenini ihracat oranlarındaki düşüş olduğunu söyledi. Kıvanç, sanayi üretim endeksinde yaşanan düşüşe paralel olarak, dolar ve euro paritelerinin de ihracatı sıkıntıya uğrattığını belirtti. Kıvanç, ayrıca, ocak ayında yaşanan olumsuz gidişatın ihracat rakamlarına direkt etkisi olduğunu da ifade etti. İhracata önem verilmesi gerektiğine vurgu yapan Kıvanç, iç piyasadaki durgunluk ve döviz kurlarının gidişatı nedeniyle yatırım yapılamadığına değindi. Kıvanç, yatırım ve üretimin desteklenmesi, sektörel ve ilçe bazlı desteklerin verilmesi gerektiğini söyledi.

Durgunluğa sürükleniyoruz

ATSO Başkanı Davut Çetin: Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, sanayi üretimindeki düşüşün, ülke ekonomisini durgunluğa sürüklediğini belirtti. İmalat sanayiindeki gerilemenin yüzde 2.5 olduğunu vurgulayan Çetin, şöyle devam etti: ‘’Sanayi üretiminde böyle bir düşüş AB, Rusya, Orta Doğu pazarlarına ihracattaki düşüşün ekonomimizi durgunluğa sürüklediğini, iç pazarın ise bunu telafi edecek bir canlanma göstermediğini ortaya koymaktadır. Döviz kurundaki yükselme ve akaryakıt vergileri, petrol fiyatlarındaki düşüş fırsatımızı heba etmiştir. Orta Doğu, Mısır, Libya gibi ülkelerle siyasi ilişkilerin bozulması o ülkelerdeki taahhüt işlerini ve buna bağlı ihracatı olumsuz etkilemiştir. Diğer taraftan son aylarda faiz tartışmaları, kur belirsizliği de iç pazarı, yatırımları ve sanayi üretimini olumsuz etkilemiştir. Ekonomide durumun alarm verdiğinin, mevcut durumun devamı halinde stagfl asyon ile karşılaşacağımızın görülmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Artık döviz faiz tartışmaları arasında sıkışmış gündemden reel ekonomiyi canlandıracak, sanayi sektörünün kronikleşmiş sorunlarına merhem üretecek yapısal önlemlerin tartışıldığı bir gündeme geçilmesini istiyoruz.’’ Çetin, ATSO olarak bu ortamda turizmin sağladığı döviz gelirine Türkiye’nin ihtiyacının arttığını ve turizm cephesinde de etkili, somut önlemler beklentilerinin arttığına dikkat çekti.