Sigorta şirketleri için ekonomik sermayenin önemi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VERGİ PORTALI / Okan Gün

Okan.gun@tr.pwc.com

Finansal çalkantılara tanık olduğumuz günümüzde ekonomik sermaye modelleri, sigorta sektöründe karar verme ve performans yönetimi mekanizmalarının gittikçe önemli bir parçası haline gelmektedir.

Ekonomik sermaye modelleri sigorta şirketlerine, karşılaştıkları riskleri, bu riskleri karşılamak için gerekli sermayeyi ve risk ayarlı mevcut kârlılık veya hedeflenmesi gereken kârlılığı, rakamsal olarak hesaplama olanağı veriyor. Bu modeller yönetimin risk ve getiri arasındaki dengeyi muhakeme etme ve böylelikle tehditleri, zayıf noktaları ve piyasa fırsatlarını tespit kabiliyetini geliştiriyor. 2008 yılında Avrupa sigorta sektöründe Kurumsal Risk Yönetimi'ne ("KRY") ilişkin PricewaterhouseCoopers tarafından yapılan küresel bir araştırmada katılımcılarının yaklaşık yüzde 90 gibi bir kısmı, ekonomik sermaye programlarını uygulamanın sonucunda şirketlerinde daha iyi bir sermaye tahsisi ve daha etkin bir stratejik değerlendirmenin oluştuğunu ya da bu konularda daha başarılı olmayı beklediklerini belirttiler.

Bununla birlikte en gelişmiş risk modelleri dahi, temel alınan veriler, yaklaşımın kapsamı, model varsayımların geçerliliği ve yönetimin sonuçları doğru yorumlayabilme kabiliyeti ölçüsünde etkin olabilir. Geçmiş yıllarda yaşanan bazı olaylar da, üçüncü şahıs derecelendirmelerine büyük ölçüde bağımlı olan finansal sektör genelinde risk modellerine olan piyasa güveni sarsılmıştır. Bunun sonucunda Türkiye'de olmasa bile Avrupa'da analizciler, yatırımcılar ve denetim komiteleri tarafından daha da derinlemesine sorulara muhatap olan üst düzey yöneticiler, şirketlerinin risk ve aktüerya ekiplerinden risk modellemelerinin "amaca uygun" olduğunun somut güvencesini sunmalarını talep ediyor.

Sigorta ürünleri ve finansal ürünler daha da karmaşıklaştıkça, piyasaların öngörülmesi zorlaştıkça ve şirket faaliyetleri daha geniş bir alana yayıldıkça, uygun modeller olmaksızın şirketlerin risk tahminleri, buna bağlı unsurlar ve olası finansal sonuçlar hakkında fikir edinilmesi zorlaşmaktadır. Bu durum, varlık ve yükümlülük analizine dayalı yatırım kararları ve yükümlülük değerlendirmesi gibi modelleme teknikleri kullanılan diğer faaliyet alanları için de geçerlidir.

Risk temelli sermaye modellerine ilişkin yurtdışı uygulamaları

Ekonomik sermaye modellerinin yardımı olmaksızın, sigorta şirketleri gittikçe belirsizleşen bir piyasa ortamında beklenmedik sürprizlere ilişkin risklerle karşı karşıya kalabilir. Dahası, ekonomik sermaye modellerini kullanan şirketler, günümüz zorlu ekonomik ortamındaki kısıtlı fırsatları daha iyi tespit edebilir. Risk temelli sermaye modellerinin geliştirilmesi ve bunların KRY çerçevesinde kullanılmasın teşvik edilmesine ilişkin en güncel örnekler; ABD'de planlanmakta olan risk odaklı incelemeler, Almanya'daki Sigorta İşletmelerinin Risk Yönetimi için Asgari Gereklilikler (MaRisk VA) ve Avrupa Birliği genelindeki Solvency II projesi olarak sıralanabilir. Solvency II ile ilgili Avrupa'da yaşanan gelişmeleri bir sonraki yazımda detaylı bir şekilde ele alacağım.

Ekonomik sermaye bir kuruluşun ihtiyaç duyduğu sermayenin tahmini değeri olarak tanımlanıyor ve bu bakımdan mutlak bir doğrulukla öngörülmesi beklenmemelidir. Ekonomik sermaye modelleri, belirlenmiş bir sonuçtan ziyade ilgili güven aralığının olası bir sonuç aralığı olarak gerçekleşir. Bundan dolayı, model sonuçlarına körü körüne bağlılık makul değildir ve yanlış yorumlamaya yol açabilir. Gerçekten de ekonomik sermaye modellerinin kullanımı için başlangıç noktası aslında modellerin doğal sınırlarının farkına varıp, sonuçların yorumlanmasında ve stratejik değerlendirmelerde bu kısıtları dikkate almak olmalıdır.

Oluşan çıktılar hakkında mutlak doğrulama mümkün olmasa bile, modellerin mantıksal dayanağı,  metodoloji ve mimarisini değerlendirerek kabul edilebilir bir istatistiksel güven elde edilebilir. Bu bağlamdaki kritik noktalar, model kullanım ve yönetiminin etkinliği, modelin mevcut iş ortamı ve yeni ortaya çıkan riskleri yansıtıp yansıtmadığının sınanması ve model çıktılarının sonuçlar ışığında makul olup olmadığının değerlendirilmesidir.

Nihai olarak, ekonomik sermaye çerçevesinin değeri, bu kavramın şirket içinde ne kadar iyi anlaşıldığına ve karar verme sürecine tam anlamıyla dâhil edilmesine bağlıdır. Modeli bir arabaya benzetirsek, yönetim de sürücülerdir. Direksiyonun başındaki kişinin motorun nasıl çalıştığını bilmesi gerekmez, ancak bütün iyi sürücüler gibi araçtan tam verim almanın yolunu bilmelidir ve problemlerin belirtilerini algılayabilmesi gerekir. "İyi sürücülük" yalnızca modelin aritmetiğinden öte, işin kültürü ve mantığını da göz önünde bulundurmayı gerektirir.

Model geçerliliğinin onaylanması neleri gerektir?

Bir ekonomik sermaye modelinin geçerliliğin onaylanması asgari olarak veri girdilerinin yeterliliğinin, model algoritmalarının ve varsayımların uygunluğunun, çıktıların makullüğünün, sonuçların varsayımlar ve girdilerdeki değişikliklere hassasiyetinin, model kontrol ortamının ve dokümantasyonun yeterliliğinin ve model kullanımının uygunluğunun sağlıklı bir değerlendirmesini kapsamalıdır. Hissedar beklentilerinin model geçerliliği ve entegrasyonu ile ilgili çıtayı yükselttiği bir dönemde model kurulumu sürecinin performans ve güvenilirliğini pekiştirebileceğine inandığım bazı somut noktaları aşağıda ele alacağım:

Kullanılabilirlik onaylamasında kriter olarak ele alınacak standartlar: Benzer kuruluşlarla karşılaştırma, model kullanılabilirlik onaylaması için asgari bir standart sunabilirken, değişen risk ortamı ve artan hissedar beklentilerine ayak uydurmaya yetmeyebilir. Şirketler kendi kriterlerini belirlemeli ve sürekli değişen taleplere yanıt verebilmek için süreçlerini geliştirmelidir.

Veri ve varsayımların doğrulaması: Sigorta şirketleri ekonomik sermaye modellerinde ilgili bütün risklerin yansıtıldığını doğrulamalı, bu riskleri rakamlara dökmek üzere kullanılan veriler ve varsayımların kalitesini ölçmeli, riskleri araya getirme metodolojilerinin makullüğünü değerlendirmeli ve bütün model süreçlerinin planlandığı gibi işlediğini teyit etmelidir.  Verilerin, varsayımların ve model mimarisinin tüm yönlerini dikkatlice incelemek zahmetli bir iştir, bu yüzden şirketlerin geçerlilik onaylama çabalarını ekonomik sermaye modellerinin en önemli bileşenlerine yoğunlaştırmaları tavsiye edilir.

Güçlü model yönetimi ve dokümantasyon: Model güvencesi, mümkün olan her yerde daha geniş kontrol süreçlerinden yararlanan ve yönetim kuruluna dek ulaşan güçlü bir model kullanım ve yönetim çerçevesiyle desteklenmelidir. Etkinlik sağlama doğrultusunda idari gözetim, analizin dayandığı istatistiksel teorilerin anlaşılması ve gerektiğinde çıktıların sorgulanması, modelin başarısı açısından zorunludur.

Etkin entegrasyon ve kullanım: Ekonomik sermaye modelleri, bir kuruluşun risk konusundaki istekliliğinin rakamlarla ifadesi, hedeflerinin belirlenmesi ve performans ölçümü için risk ayarlı bir teorik altyapı sunabilir. Bu ekonomik sermaye yönetimi araçlarının amaca hizmet etme yeterliliği, şirket genelindeki değerlendirme tekniklerinin tutarlılığı ve bu araçların iş planlamasına tam entegrasyonuna bağlıdır, bu da tüm şirketin bir ölçüde model kullanımını kabulünü gerektirir.

Yönetim kurulları hangi noktaları sorgulamalı?

Ekonomik sermaye modelinin istatistiksel mutlak doğruluğu elde edilemese dahi, modelin kullanım amacına uygunluğunu sağlamak mümkündür. Bu doğrultuda yönetim kurullarının sorgulaması gereken kritik noktalar şunlardır:

· Risk tercihlerimize aykırı kararlar mı alıyoruz?

· Hangi senaryolar katastrofik bir başarısızlığa yol açabilir ve yönetim ilgili riskleri kabul etme konusunda kararlı mıdır?

· Şirket içinde verilerimiz ve modellememizin gerektiği biçimde kontrol edildiği ve mantıklı varsayımlara dayandığı güvencesini kim verebilir?

· Modellememizin en belirsiz alanları hangileridir ve bunları iyileştirmek adına neler yapabiliriz?

· Modelimizi hassasiyet testi ve geriye dönük test uygulamalarından geçirdik mi? Örneğin modelimiz mevcut çalkantılı piyasa şartlarının etkisini nasıl öngördü? Yönetim sonuçlardan memnun mu?

Birçok faktörün en ince ayrıntısına kadar ele alınmasının gerektiği günümüz şartlarında sigorta şirketlerinin yukarıda belirtilen çerçevede en uygun ekonomik sermaye modellerini kurmaları, şirket yönetimlerinin ve yatırımcıların güvenlerini kazanmada en önemli adımlardan biri olacaktır.