Su petrolden daha değerli ve daha yararlı
Yarım şişe suyun su ayak izi 5.5 litreye ulaşıyor. Bunun 0.5 litresi şişenin içindeki su; geri kalan 5 litre ise petrolden elde edilen plastik şişenin üretim sürecinde kullanılıyor.
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
İSTANBUL - İçme, yemek pişirme, giyinme, yıkama ve temizlik için çok fazla su tüketiyoruz. Su ayak izi tüketici ve üreticilerin su kullanımını değerlendiren bir gösterge. Bir bireyin, toplumun veya iş kolunun su ayak izi; tüketim ve üretim sürecinde kullanılan toplam temiz su kaynaklarının miktarını gösteriyor.
Su Ayak İzi kavramının yaratıcısı Profesör Arjen Y. Hoekstra şöyle diyor: "Su Ayaz İzi kavramı, insanoğlunun temiz su kaynaklarına olan etkisinin eninde sonunda insanların tüketimi ile ilişkili olduğunun kabul edilmesi ve de su sıkıntısı ve kirliliği gibi konularının, üretim ve tedarik zincirinin bir bütün olarak ele alınması ile daha iyi anlaşılacağının kabulü ile birlikte güçlenecek ve de yerleşik olarak kabul edilecektir."
Yarım şişe suyun su ayak izi 5.5 litreye ulaşıyor. Bunun 0.5 litresi şişenin içindeki su; geri kalan 5 litre ise petrolden elde edilen plastik şişenin üretim sürecinde kullanılıyor. Yani plastik şişenin üretimi için kullanılan 5 litre su ile içtiğimiz yarım litre su, aynı temiz su. Ne yazık ki kimse bunu dikkate almıyor ve bugün bir milyarın üzerinde insan su kıtlığı yaşamaya devam ediyor.
Stephen Leahy, bu konuda önemli çalışmalara imza atmış bir isim. Leahy, Su Ayak İziniz isimli kitabında, gündelik hayatta kullandığımız ürünlerin, inanılmaz boyutlarda su tükettiğini ortaya koyuyor. Yani otomobiller, kitaplar, tabaklar, binalar, mücevherler, oyuncaklar ve hatta elektriğin bile su olmadan varolması imkansız. Örneğin bir t-shirt üretiminde kullanılan pamuğun üretim ve işlenmesi için gerekli olan su miktarı 3 bin litre. Ya da bir bardak kahve üretimi için kullanılan su oranı 140 litre. İki yumurtanın ihtiyacı olan su 400 litre. Ortalama bir karpuzun ihtiyacı olan su oranı bin 175 litre. Listeyi uzatmak çok kolay, çünkü bugün yediğimizden, satın aldığımıza kadar hayatımızın her dakikasında ciddi bir su tüketimi gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla, Leahy'nin "Su, petrolden daha değerli ve kullanışlı" yorumu, abartılı bir yorum değil.
Leahy, üretim sürecinde tüketilen su miktarının, hammaddelerin nereden geldiği ile yakından ilgili olduğunu söylüyor. Örneğin Fas'un kuru havasında yetişen buğday, yağmurlu İngiltere'de yetişen buğdaya oranla çok daha fazla su tüketiyor. Leahy'nin en fazla şaşırdığı unsur ise, suyun, içme, yemek pişirme ve duş alma gibi doğrudan kullanım alanlarındaki payının sınırlı olması. Kitapta yer alan örneklere göre, ortalama bir Amerikalı her gün 300-400 litre su tüketiyor. En fazla su tüketimine neden olan işlem ise, sifon çekmek. 400 litre çok büyük bir miktar değil, fakat beslenme ve giyinme unsurlarını da ekleyince, ortalam bir Amerikalının günlük su tüketimi 7 bin 500 litreye yükseliyor. Bu da 8 bin litre su ayak izi anlamına geliyor. Bu oran küresel ortalamanın iki katından fazla. Hatta bir Çinli veya Hintlinin su ayak izi sadece 6 litre.
Her beş kişiden üçü susuz kalacak
Su kıtlığı dünyanın tamamı için kaçınılmaz bir gerçek. Bugün 1.2 milyar insan kronik su kıtlığı ile karşı karşıya. Su uzmanlarına göre, 2025 yılı itibariyle her beş kişiden üçü su kıtlığı yaşayacak. Dolayısıyla su ayak izimiz konusunda bilinçlenmemiz ve bu yönde gerek üretim gerekse yaşam şekillerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Ve tabi ki bu konuda dikkate almamız gereken bazı gerçekler var. Örneğin yeşil yakıt olarak ön plana çıkan biyodizelin su ayak izi, bir litre üretim için 11 bin litre suya ulaşıyor. Çünkü yakıt üretmek için gerekli olan soya miktarı çok fazla. Sığırların kilo başına neden oldukları su ayak izi 11 bin litrenin üzerinde. Yani dört kişilik bir aile sığır eti yerine, tavuk yemeyi tercih etse, yıllık su kullanımını 900 bin litre civarında azaltabilir.