”Temiz toplum için dokunulmazlıklar sınırlandırılmalı”
Baykal, milletvekilinin dokunulmazlığını söz hürriyetiyle sınırlamalması gerektiğini belirtti
ÇANAKKALE - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye, mutlaka temiz toplum oluşturmak, milletin hakkını ve parasını korumak istiyorsa milletvekili dokunulmazlığını söz hürriyetiyle sınırlamalıdır" dedi.
Baykal, helikopterle geldiği Çanakkale'de ilk olarak Çanakkale Belediyesince yaptırılan spor salonu inşaatının temelini attı: Ardından kapalı pazar yerinin açılışını gerçekleştiren Baykal, bir süre vatandaş ve esnafla sohbet etti.
Çanakkale Belediyesince Esenler Mahallesi'nde inşa ettirilen toplu konutun kura çekimine ve belge dağıtım törenine de katılan Baykal, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluk iddialarının çok sık dile getirildiğini söyledi.
Her dönemde çeşitli yolsuzluk ve rüşvet iddialarının konuşulduğunu ifade eden Baykal, "Ama Cumhuriyet tarihi boyunca, bugüne kadar bu şekilde belgeli, somut, elle tutulur ve protokole bağlanmış, şartları yazılı açık bir yolsuzluk belgelenmesi kesinlikle ortaya çıkmamıştır" dedi.
Baykal, rüşveti veren ile alanın imza attığını, rüşvetin hangi şartla verileceğinin taahhüt edildiğini, miktarının yazılıp imzaların atıldığını belirten Baykal, benzer olayın Türkiye'de hiç bir zaman yaşanmadığını belirtti. Baykal, şöyle konuştu:
"Çok açık, kimsenin inkar edemeyeceği, net, sağlam bir yolsuzluk belgesi... Tabii böyle bir belge ortaya çıkınca hepimiz merakla bekledik. İlgili kişi istifa mı edecek, savcılar konuya el mi koyacak, dava mı açılacak? Hükümet, bu konuya el atıp 'Böyle bir şey olabilir mi? Buna nasıl göz yumarız' diye önlem mi alacak, dokunulmazlık mı kaldırılacak? Bütün bunları bekledik. 5 gün sonra halkı geri zekalı konumuna koyan hiç bir inandırıcılığı olmayan saçma sapan laflar... Bunun üzerine herkes gördü ki, belge doğrudur, yolsuzluk iddiası yerindedir ve maalesef bu tablo çok açık net şekilde ortaya çıkmıştır. Bu ortaya çıkınca, beklerken bir de baktık ilgili kişi yanında partisinin grup başkanvekiliyle halkın karşısına çıktı. Bu olayı partisinin en yukarıdaki yetkilisinin de sahiplendiği, desteklediği resmen ortayla çıktı. Böyle somut bir yolsuzluk belgesinin ortaya çıkması çok utandırıcıdır. Ama daha utandırıcı olan bu duruma iktidar partisinin sahip çıkmasıdır."
Bunun "acı ve düşündürücü bir tablo" olduğunu ifade eden Deniz Baykal, "Demek oluyor ki iktidar partisi, kendisini böyle bir yolsuzluktan ayrıştırabilecek bir konumda değildir. Bir suçlular dengesi oluşmuştur, bir iç pazarlık şekillenmiştir ve artık iktidar partisi yolsuzlukların hesabını soramaz bir noktaya gelip dayanmıştır" dedi.
Milletvekili dokunulmazlığı
CHP Genel Başkanı, bu olayların temelinde Türkiye'de siyasilere dokunulmazlık zırhının tanınmış olması gerçeğinin yattığını öne sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletvekilleri yaptıkları yolsuzluklardan dolayı hesap vermek zorunda değildir. Dokunulmazlıklar hiçbir demokraside olmadığı kadar geniş kapsamlı bir şekilde Türkiye'de milletvekillerini himaye etmektedir. Bu olaydan sonra savcılar harekete geçemez, soruşturma, yargılama başlatamaz. Niçin, çünkü dokunulmazlık vardır. İşin yanlışı budur. Türkiye, mutlaka temiz toplum oluşturmak, milletin hakkını ve parasını korumak istiyorsa milletvekili dokunulmazlığını, söz hürriyetiyle sınırlamalıdır."
Deniz Baykal, Türkiye'de milletvekilleri, bakanlar ve başbakanlar kalpazanlıkla, yolsuzlukla, ihaleye fesat karıştırmakla suçlanıyorsa, ülkede dürüst bir yönetimin egemen olacağından söz edilemeyeceğini ileri sürdü.
"Bugün Türkiye'deki tablo bu değil mi?" diyen Baykal, "Soruyorum size. Kızınızı birisine evlenmek için verirken damadın hakkında kalpazanlık, yolsuzluk iddiasını görseniz kızınını verir misiniz? Vermezsiniz. Kızınızı vermeyeceğiniz kişilere iktidarı verir misiniz? Bu, Türkiye'nin açmazıdır. Dürüst yönetim her yerde lazımdır" şeklinde konuştu.
"Dünya yeniden karışıyor"
Konuşmasında dış politikadaki gelişmelere de değinen Baykal, güç ve sıkıntılı günler yaşandığını, dünyanın yeniden karıştığını söyledi. Bu karışmanın, Türkiye'yi gelecek günlerde çok daha güç kararları almak durumuyla karşı karşıya bırakabileceğine işaret eden Baykal, "Hepimize böyle dönemlerde olağanüstü sorumlu, dikkatli, hukukumuzu ve ülkemizin yararlarını bilen, bölgemizin dünyanın barışının gereklerini düşünen bir anlayış içinde davranma sorumluluğu, görevi yüklüyor" ifadesini kullandı.
Baykal, Kafkasya'nın, karmaşa içine sürüklendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu karmaşanın Türkiye'yi de bir şekilde etkilemesi kaçınılmazdır. Gene Orta Doğu'da çok tehlikeli kara bulutlar dolaşıyor. Orta Doğu'nun yeniden sıcak bir çatışma alanına dönüşmesi her an söz konusu olabilir. Böyle bir ortamda Türkiye'nin tehlikeli oluşumlara karşı mesafeli, dikkatli ve ülkemizin yararlarını, barışın gereklerini gözeten sorumlu bir anlayış içinde olmasına ihtiyaç vardır. Türkiye'yi, kimsenin kendi oyununa alet etmesine, kendi kavgasının parçası haline dönüştürmesine izin veremeyiz. Olağanüstü dikkatli davranmak zorundayız. Türkiye kendi hesabını, politikasını, yararını dikkatle götürmelidir."
Montrö anlaşması
Kafkasya'da sorunların devam ettiğini, yeni temasların yapıldığını anımsatan Deniz Baykal, "Buradan bugün bir gemi geçti. Türkiye Montrö Anlaşması'yla kurulmuş olan yapıyı mutlaka korumalıdır. Bu anlaşma mutlaka temel ilke olmalıdır ve bunu uygulamalıyız. Bu konuda hiçbir taviz veremeyiz" dedi.
Baykal, Türkiye'nin Kafkasya'daki çatışmada bir taraf haline gelmemesi gerektiğini, bu tehlikenin 1. Dünya Savaşı sırasında yaşandığını ifade ederek, "Koca imparatorluğun varlığı bu konudaki özensizlik sonucu tehlikeye girmiştir. Bu yüzden Montrö Anlaşması'nı temel almalıyız" diye konuştu.
Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan
Azerbaycan'ın yalnız bırakılmaması gerektiğine de işaret eden Baykal, Azerbaycan'ın, Türkiye'nin bölgedeki en yakın ve samimi dostu olduğunu, bunun kıymetinin bilmesi gerektiğini vurguladı.
Deniz Baykal, Azerbaycan'ı güç duruma sokacak ilişkiler kurmaktan uzak durulması gerektiğini belirterek, Ermenistan ile Türkiye'nin ilişki geliştirebileceğini, ancak Ermenistan'ın Türkiye ile dostluk kurmasının, Azerbaycan'daki işgale son vermesiyle olabileceğini kaydetti.
Konuşmanın ardından konutların noter huzurunda yapılan çekiliş törenine katılan Baykal'ın, yaptığı ilk 6 çekilişte şanslı kura Çanakkale Belediyesine çıktı.
Baykal, 7'nci çekilişinde ev kazanan talihliye belgesini verdi.