Tunalı Hilmi'de "bozulan müşteri psikolojisine" çare aranıyor
Ufuk GERGERLİOĞLU
Hatırlayacağınız gibi geçen hafta Ankara'nın önemli caddelerinden biri olan Bahçelievler 7. Cadde ile ilgili izlenimlerimizi sizlerle paylaşmıştık. Bu hafta da İstanbul'un İstiklal Caddesi ayarındaki Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki atmosferi esnaf görüşleriyle sizlere aktaracağım.
Tunalı Hilmi, bir yanda Çankaya diğer yanda Kızılay'a bir hayli yakın konumda olan kritik bir caddedir. Aynı zamanda alışveriş merkezlerine de meydan okuyabilen nadir caddelerden
biridir. Caddenin hedef kitlesi ağırlıklı olarak orta gelir grubu üstüdür. Gelin görün ki özellikle bugünlerde Tunalı Hilmi'de derin bir sessizlik hakim. Bu sessizliği neyin ve kimin bozacağı büyük bir merak konusu. Buradaki esnaflarımızın genel görüşü : "Kalabalık var, fakat alışveriş yok" şeklinde. Burada dükkanı olup alışveriş merkezinde de yeri olanlar aynı şeyleri söylüyorlar. Buradan hareketle tüketicinin psikolojisinin bir hayli bozuk olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz. Esnafımıza göre "insanlarımızda para var, fakat harcamak istemiyorlar." Tüketiciler için acil bir "psikoloji eylem paketinin" hayata geçirilmesi oldukça anlamlı bir şey olabilir. bu noktada sorumluluğu sadece devlet yetkililerine yıkmak bencilce bir davranış olabilir. Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, sosyal sorumluluk projelerine imza atmak isteyen kuruluşların da katılımıyla, müşterileri olumsuz yaklaşım havasından bir an önce çıkartmak gerekiyor. Aksi halde bunun faturası hepimize kesilecek.
Sıcak para hareketi ancak ve ancak "tüketicilerin ellerini ceplerine atmalarıyla sağlanabilir". Ne oldu da çoğu esnaf 6 ay önce işler yolunda iken birden bire uçurumun kenarına geldi. Halihazırda çoğu esnafımız, Türkiye'de global krizin etkisinin henüz kendini göstermediğini ve bir kısım medyanın Türk tüketicilerinin psikolojilerini olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Şu da bir gerçek ki Avrupa'da büyük bir kriz söz konusu. Görüştüğüm esnafların Avrupa ülkelerinde çalışan yakınları büyük bir sıkıntı ile karşı karşıyaymış. Bir kısmı işten çıkarılmış bir kısmı da çıkarılmayı bekliyormuş. Ülkemiz henüz böyle bir sürecin etkisi altında değil. Ama gemiyi sağlam kazığa bağlamak çok önemli. Şimdi gelin biraz da esnaflarımızın değerlendirmelerini sizlere aktaralım.
İlk ziyaret noktalarımızdan biri Tunalı Hilmi Caddesi'nin hemen girişinde faaliyet gösteren Kuaför Fix oldu. Firma ortaklarından Ferhat Sinaplı ile yarım saate yakın bilgi alışverişinde bulunduk. Sinaplı, özellikle bugünlerde yüzde 20'ye yakın bir müşteri kaybı yaşadıklarını itiraf etti. Kendisine bu kaybın nedenlerini sorduğumuzda bir-iki kritik noktaya değindi. Detayları gelin Ferhat Sinaplı'nın kendi ağzından dinleyelim: "Bizim müşteri kitlemiz orta kesimin üstü. Müşteri psikolojisinin negatif olduğu bir dönemde böyle bir hedef kitle hem eksi, hem de artı bir görüntü çiziyor. Bizim mesleğimizde müşteriye özel hizmet anlayışı birinci önceliktir. Buna ilave gerçekten bir sanat icra ettiğimizi düşünüyorum. Durum böyle olunca sabit bir fiyat belirlemek güç olabiliyor. Biz Tunalı Hilmi'nin en başındayız. Aşağı doğru indikçe onlarca kuaför dükkanı arasında kıran kırana bir fiyat savaşı olduğunu görüyoruz. Özellikle bu noktada bize sürekli gelen özel müşterilerimiz bu fiyat savaşının etkisi alanına girmeye başladılar. Hiç ummadığımız müşterilerimiz "Bak şurada bu hizmet şu kadar, sende niye böyle" demeye başladı. Acımasız, haksız rekabet ve müşteri psikolojisinin bozulması işlerimizi belirli ölçüde azalttı. Ayrıca bu cadde, eskiden arabayla ve yürüme yoluyla Kızılay Atatürk Bulvarı'na bağlanırdı. Şimdi ise Bulvar'a yol caddenin en sonundan bağlanıyor. Bu durum hem cadde hareketini hem de işlerimizi kesti."
Caddenin kalbine giden ana damarın kesilmesi elbette ki büyük bir problem. Cadde düzenlemelerinde yetkililer bütün dengeleri korumak durumundadırlar. Esnafın hayat kaynağı olan müşteri akış güzergahı bu tip yerlerde eğer bozulmuşsa yeniden sağlanmalıdır. Esnaflarımız resmi yollardan sıkıntılarını mutabakatla yetkililere iletmelidir. Ferhat Sinaplı'nın sıkıntısı bu caddedeki birçok esnafımız için geçerlidir. Sinaplı'nın "haksız rekabet var" sitemi ise serbest piyasa koşullarında maalesef pek dikkate alınmamaktadır. Esnafların ortak mutabakata varmadan belirledikleri bu acımasız fiyat savaşları mutlaka kendilerini de olumsuz etkileyecektir. Özellikle cadde veya belirli bir bölgede konumlanan küçük işletmelerimiz hangi sektörde olurlarsa olsunlar ortak bir fiyat stratejisi oluşturmalıdırlar.
Tunalı Hilmi'de ziyaret ettiğimiz bir başka işletmemizde tekstil sektöründe 90 yılını deviren Atalar Mağazası oldu. Mağaza yetkilisi İsa Çapanoğlu, esnafların kendi aralarında belirli konularda mutabakat sağlayamadıklarının altını çizdi ve ekledi: "Ben sivil toplum kuruluşlarında aktif görev yapan bir insanım. Çevremdeki esnaflarımızı birçok konuda beraber hareket etmeye çağırıyorum. Ama başarılı olamıyorum. Esnafımıza, 'Hadi gelin diyorum, beraber strateji belirleyerek caddenin hareketini artırmaya çalışalım' fakat kimse oralı olmuyor. Ben bizzat Atatürk Bulvarı'na cadde akışının kapanmaması için büyük gayret gösterdim, uğraştım, çabaladım. Maalesef yeterli desteği alamadığım için başarılı olamadım. Caddemizin yeniden dizaynı konusunda bir uzman ile anlaşmıştık. 20 milyar gibi bir parayı esnaflarımızdan toplayamadık."
İsa Çapanoğlu'nun üzerinde durduğu konu gerçekten çok önemli bir mesele. Eğer ortak mutabakatla bir şeyler yapmayı başarabilirsek büyük kazançlar sağlayabiliriz. Bugüne kadar belki de 200'den fazla farklı noktada 10.000'den fazla esnafımızı gözlemleme imkanım oldu. Genelde bir sorun karşısında esnaflarımız bireysel hareket etmeyi tercih ediyorlar. Başarılı olamadıklarında da kızıp öfkeleniyorlar. "Birlikten güç doğar" veya "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözleri pek dikkate alınmıyor. Ayrıca bir araya gelindiğinde ve bir konu üzerinde istişare yapıldığında sanki büyük olaylar ortaya çıkacakmış gibi bir algılama da söz konusu oluyor. Bir araya gelmek, fikir alışverişinde bulunmak ve bir şeyler ortaya çıkartmaya çalışmak inanın ki hem esnaflarımızın, hem de yetkililerimizin işlerini çok kolaylaştıracak. Her şeyi yetkililerden beklemek sağlıklı bir yaklaşım değil. Yetkilileri yönlendirecek ve onları işlerini kolaylaştıracak bilgilerin bir araya getirilmesi çok önemli.
Bir başka ziyaret noktamız da kozmetik sektöründe faaliyet gösteren Mad Parfüm oldu. Firma yetkilisi Mehmet Doğru işlerin pek düşmediğini söyledi ve ekledi: "Sadece parfüme odaklı bir firmayız. Dükkanlarımız genelde küçük. Kalite-fiyat konumlamamız; kaliteli ürün, uygun fiyat ekseninde seyrediyor. Ağızdan ağıza pazarlamanın gücünden faydalanıyoruz. Müşterilerimize bol alternatif sunuyoruz. Krizden pek fazla etkilenmedik diyebilirim."
Geleceğin başarılı esnafları, konumlama, hedef kitle ve fiyat-kalite uygunluğuna dikkat etmeye çalışan esnaflar arasından çıkacaktır. Hangi sektörde olursa olsun bu kavramlar ekseninde istikrarla hareket eden ve maliyet-gider dengesini kendi lehine çevirmeye çalışan her esnaf başarılı olur.
Bu bölgedeki son ziyaret noktamız ise caddedeki Çelikler İş Merkezi'nde faaliyet gösteren Çelik Rent a Car işletmesi oldu. Firma Metin Çelik, sektörde iç pazarın doyuma ulaştığını bundan dolayı uzun bir zamandır yurtdışı talepleriyle ilgilendiklerini ifade etti ve ekledi: "Bu piyasada hedef kitlemizi uzunca bir süre önce yurtdışına kaydırdık. Özellikle Avrupa'daki gurbetçi ve yabancı işadamlarının Türkiye'ye geldiklerinde tercih ettikleri bir firma haline geldik. Bu gelişmeyi sağlarken internetten azami bir ölçüde faydalandık. İşlerimizin neredeyse tamamına yakınını internet üzerinden sağlıyoruz." Gördüğünüz gibi işletmelerin başarı noktaları birbirine çok benziyor. Ne diyelim; "İş bilenin, kılıç kuşananın."