Türkiye’de girişim sermayesi yatırım ortaklığı nasıl kurulur?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Küresel piyasalarda özellikle son yıllarda adını sıklıkla duyduğumuz girişim sermayeleri (“private equity”) bir kurumsal finansman aracı ve fon kaynağı olarak ülkemizde de önemli şirketlerin fon ihtiyacını karşılamaktadır. Birçok kere risk sermayesi (“venture capital”) ile karıştırılan girişim sermayelerine ilişkin düzenlemeler temel olarak sermaye piyasası mevzuatımız kapsamında düzenlenmektedir. Ülkemiz mevzuatsal bütünlüğü içerisinde risk sermayesinin ayrı bir mevzuatla düzenlenmemiş olması da özellikle fon kaynakları sağlayan yabancı kurumlar nezdinde şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Buna benzer şekilde girişim sermayesi düzenlemelerinde gerçekleşen esaslı değişiklikler de bu alan yatırım yapacak yatırımcılar açısından hukuki belirsizlikleri doğurabilmektedir.

Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları’na İlişkin Esaslar Tebliği’nin (III-48-3) düzenlemelerin göre girişim sermayelerinin, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları olarak, anonim şirket statüsünde kayıtlı sermaye sistemine tabii şekilde kurulması gerekmektedir. Buna göre ortaklığın tanımı özet olarak, sermaye piyasası araçları ve Sermaye Piyasası Kurulu’nca belirlenecek diğer varlık ve haklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla paylarını ihraç etmek üzere kurulan veya esas sözleşme değişikliği ile dönüşen, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 48. maddesinde çizilen sınırlar içerisinde faaliyet göstermek kaydı ile ve yine SPK tarafından izin verilen diğer faaliyetlerde de bulunmak üzere kurulmuş sermaye piyasası kurumudur.

Görüldüğü üzere mevzuatımız doğrudan bir girişim sermayesi kurulması yanı sıra mevcut şirketlerin yasal gereklilikleri sağlayarak girişim sermayesi şeklinde faaliyetine ilişkin dönüşüm yoluyla kuruluş yöntemini de benimsemiştir.

Girişim sermayelerinin kuruluşuna ilişkin olarak temel, şirket gereksinimleri şu şekilde sıralanabilir:

- Kayıtlı sermayeli anonim ortaklık olarak kurulma veya dönüşüm yoluyla kuruluş yöntemi kapsamında kayıtlı sermaye sistemine geçmek için SPK’ya başvurulması
- Kuruluş aşamasında başlangıç sermayesinin, dönüşüm yoluyla kuruluşta ise bağımsız denetimden geçirilmiş finansal tablolardaki mevcut ödenmiş veya çıkarılmış sermayesi ile öz sermayesinin her birinin yirmi milyon Türk Lirası’ndan az olmaması
- Gerek kuruluş gerekse de dönüşüm yoluyla kuruluşta payların nakit karşılığı çıkartılması ve pay bedellerinin tam ve nakden ödenmiş olması
- Ticaret unvanında “Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı” ibaresinin bulunması
- Esas sözleşmenin tebliğ gereklerine göre revize edilmesi ve değişikliklerde Sermaye Piyasası Kurulu’nun uygun görüşünün alınması

Halka arz zorunluluğu

Mevzuatımız, yukarıda ifade ettiğimiz şirket gereksinimlerine ilave olarak girişim sermayesi şirketlerinin %25’i oranındaki başlangıç veya çıkarılmış sermayelerinin de halka arz edilmesini gerekli kılmaktadır. Halka arza ilişkin taahhütnamenin verilmesi de kuruluş işlemleri için bir gereklilik olmakla birlikte, bu neviden şirketlerin paylarını halka arz yoluyla satmaları için, kuruluşlarının veya esas sözleşme değişikliklerinin ticaret siciline tescilini takiben 18 ay içerisinde asgari olarak bir girişim sermayesi yatırımı yapmaları ve üç yıl içerisinde ise girişim sermayesi yatırım portföyünü oluşturmaları gerekmektedir. Halka arzın sermaye artırımı yoluyla yapılması halinde ise artırım sonrası sermayenin asgari %25’ine tekabül edecek payların halka arz edilmesi gerekmektedir. Girişim sermayelerinde %25 halka açık pay statüsünün sürekli sağlanması yasal gerekliliktir.

Kurucu ve ortaklara ilişkin esaslar, lider sermayedar kavramı

Girişim sermayesi yatırım ortaklıkların kuruluşuna ilişkin şirketsel gereksinimleri yukarıda ifade etmemizi takiben bu başlık altında da kurucu ve ortakların sahip olması gereken yasal gereksinimler üzerinde durulacaktır. 

Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının ortağı olacak gerçek veya tüzel kişilerin öncelikle müflis olmaması, konkordato ilan etmiş olmaması veya hakkında iflas ertelemesi kararı verilmemiş olması gereklidir. Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmiş suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet cezasının bulunmaması da mevzuat gereğidir 

Kurucu ve ortakların muaccel vergi borçlarının bulunmaması, ortaklık için gerekli kaynağın ticari, sınai ve sair yasal mevzuatlardan karşılanmış olması, işin gerektirdiği dürüstlük ve itibara sahip olunması ve Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında işlem yasaklısı olunmaması da kurucu ve ortakların sahip olması gereken sorumluluklarındandır. 

Yukarıda belirttiğimiz kurucu ve ortaklara ilişkin niteliksel gereklikler kamu kurum ve tüzel kişileri ile kamu yararına faaliyet gösteren tüzel kişilerde, sebebini idrak edemeyeceğimiz şekilde, aranmamaktadır.

Girişim sermayesi ortaklıklarının kurucu veya mevcut ortaklarından en az birisinin de lider sermayedar statüsünde olması gerekmektedir. Lider sermayedar, halka arz sonrasındaki pay edinimleri hariç olmak üzere, ortaklıkta imtiyazlı pay bulunmaması halinde tek başına veya bir araya gelmek suretiyle yönetim kontrolünü sağlayan paylara sahip olan, ortaklıkta imtiyazlı pay bulunması halinde ise, tek başına veya bir araya gelmek suretiyle yönetim kontrolü sağlayan imtiyazlı payların çoğunluğu dahil olmak üzere, sermayenin asgari %25’i oranındaki paylara sahip olan ortak veya ortaklardır.