Türkiye’den SAAB’a alıcı çıkmadı
İflasını açıklamadan önce, 14 Aralık'ta Stokholm'deki Türk Büyükelçiliği'nde Türkler tarafından satın alınması için 'görüşmeler' yapan SAAB'a, Türkiye'den alıcı bulunmadı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Gültekin KARA- Yurdagül UYGUN
İSTANBUL - Birkaç gün önce iflasını açıklayan ve 14 Aralık'ta Türkiye'nin Stokholm Büyükelçiliği'nde Türklere satışı için tanıtım toplantısı düzenleyen SAAB'a Türkiye'den alıcı çıkmadı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, hükümet olarak SAAB'ı satın almalarının söz konusu olmadığını söyledi. Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas, SAAB'ı Türkiye'den kimsenin alamayacağını kaydederken, Türk-İsveç İş Konseyi Başkan Yardımcısı Yılmaz Çakır ise çılgın birinin, yüzde 5 ihtimalle bu alımı yapabileceğini ifade etti.
Çinli Zhejiang Youngman Lotus Automobile şirketinin görüşmelerden çekilmesiyle birlikte 19 Aralık'ta Vanersborg Bölge Mahkemesi'ne iflas başvurusunda bulunan SAAB'ın CEO'su Victor R. Muller'in 14 Aralık'ta da Türkiye'nin Stokholm Büyükelçisi Zergün Korutürk'le görüşmesi üzerine ‘Türkler SAAB'ı alacak mı' tartışması başlamıştı.
Konuyla ilgili olarak ilk açıklama daha önce SAAB'ın satın alınması konusunda "Bize çok büyük bir katkısı olacağını ben şahsen düşünmüyorum" görüşünü savunan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'den geldi. "Türk Asansör Sektörü ile İnşaat Sektörü Buluşması" toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, Türkiye'den de bazı kişilerin SAAB'la ilgileniyor olmasının normal olduğunu, ancak hükümet olarak SAAB'ı almaları şeklinde bir olayın söz konusu olmadığını, Türkiye'deki ekonomik modelin bunu içermediğini kaydetti.
"Buzdağının altıyla da ilgilenmek gerek"
Otomotiv sektöründeki firmaların SAAB'la ilgilenmelerinde dikkat etmeleri gereken hususlar olması gerektiğine işaret eden Ergün, şunları söyledi:
"Çünkü bu tür durumlarda, yani iflasa doğru giden firmaların markaları ve teknolojileri transfer edilmeye çalışılırken, ortada bir borç yükünün ve karmaşık ilişkiler yükünün de olabileceğini görmeleri lazım. Bir buzdağının üstü vardır bir de buzdağının altı vardır. Eğer ilgileniyorlarsa, buzdağının üstü kadar altıyla da ilgilenmeleri icap eder.
Firmalarımızın, SAAB'ı bir marka olarak alıp bunu bir avantaja dönüştürmek isteyen firmalarımızın konuyu iyi incelemeleri ve buzdağının altında ne olduğunu görmeye çalışmaları lazım, Ben ne olduğunu bilerek söylemiyorum, ama bu tür olaylarda her zaman buzdağının altında görülenden daha fazla sorunlar olabilir. o sorunları da görmelerinde fayda var diye düşünüyorum."
Bakan Ergün, başka bir markalaşmış ürünün komple satın alınmasının onun markalaşma avantajından yararlanarak bir başlangıç yapılmasının da bir seçenek olabileceğini bildirdi.
"Satın alacak olsaydık, fabrika kurardık"
Böyle bir satın almayı hükümet olarak yapacak olsalar, şimdiye kadar bir otomobil fabrikası kurabileceklerini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendi tasarımımızı yapardık ya da birisine kamu ortaklığı teklif ederdik. Bizim hükümet olarak otomotiv sektöründe böyle bir adım atmamız söz konusu değil. Biz özel sektöre Türkiye'deki fırsatları otomotiv sektörünün bizim yan sanayimize olan katkısını bunun nasıl Türkiye'de büyüme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor ve bunun için gerekli olan teşvik mekanizmalarını oluşturuyoruz.
Ben SAAB'ın satın alınması konudaki görüşümü daha önce açıkladım. Tabii ki SAAB'ı kalitesiyle, teknolojiyle, elbette söyleyecek bir şeyimiz yok. Ama dünyada çok yaygın bir marka değil SAAB. Belki şu andaki iflas sürecindeki bilinirliği, üretim sürecindeki bilinirliğinden daha fazla oldu. Yani markalaşma yolunda bilinirlik önemliyse iflas eden bir şirket olarak bilinmesi daha ön planda oldu."
"Yerli otomobille ilgili gelişmeler var, yakında açıklayacağız"
Türkiye'de üretilecek yerli otomobildeki son durum hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ergün, "Yerli otomobil konusunda olumlu gelişmeler var onu yakında kamuoyuyla paylaşacağız" dedi. Bir gazetecinin önceki gün Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'la, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinde yerli otomobilin gündeme geldiğini aktarması üzerine de "Bunu siz kendiniz söylüyorsunuz, kendiniz inanıyorsunuz. Ben orada yoktum. Herhangi bir açıklama yapılmadı. Dolayısıyla siz Rahmi Koç'la Başbakanımızın bir araya geldiğinde 'olsa olsa bu olur' kanaatini oluşturdunuz. Bunu konuşup konuşmadıkları bile belli değil" cevabını verdi.
Manas: Türkiye'den kimse alamaz
Türkiye'de yaptığı projelerle adından söz ettiren Alphan Manas, bir süre önce yerli bir ortak ile birlikte SAAB'ın kapısını çalmıştı. SAAB ile yaptıkları görüşmeler hakkında bilgisine başvurduğumuz Manas, bir Türk firmasının SAAB'ı bu şartlarda almasının mümkün olmadığını çok net bir dille ifade etti.
SAAB'a ilişkin sorularımızı yanıtlayan Manas, yaklaşık altı ay önce Koenisegg firmasının İsveçli üreticiyle Due-Dilligence (Gizlilik sözleşmesi) imzalayarak altı ay boyunca şirketin tüm verilerine ulaştığını hatırlatarak, "Daha sonra biz de Koenisegg ile temasa geçtik. Bize anlaşmayı ihlal etmeyecek şekilde görüş aktardılar. Bunlara bizim yaptığımız araştırmaları da ekleyince SAAB'ın Türkiye için olamayacağı kararını verdik" diye konuştu.
SAAB'ın, eğer küçük bir otomobil üretirse mevcut ürün gamı ile birlikte başarılı olabileceğini ifade eden Manas, ancak bu markanın geleceği hakkında planlar yapabilmek için öncelikle isim hakları, patentlerin kullanımı gibi yasal hakların kullanımlarının netleşmesi gerektiğini vurguladı.
SAAB'ı alan kişinin ilk etapta görece düşük bir bedel ödeyeceğini ifaden Alphan Manas, "Ancak, mevcut yükümlülükler, mali borçlar söz konusu olduğunda maliyet 1.5 milyar dolara kadar çıkabiliyor. Kimse bu şartlarda öyle bir para vermez" yorumunu yaptı.
"Türklerin satın alması çok düşük bir ihtimal"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-İsveç İş Konseyi Başkan Yardımcısı Yılmaz Çakır ise SAAB'ın Çinlilerle görüşmelerden olumsuz sonuç çıkması üzerine, Türkiye'de arayışa girdiğini söyledi. SAAB'ın mali açıdan çok zor durumda olduğunu, Türk şirketlerinin satın almasının çok düşük bir ihtimal olduğunu anlatan Çakır, "Türkiye'deki üretim tesislerinin tamamı yabancı markalar için üretim yapıyor.
Bunların genel merkezleri de SAAB'ın durumunu yakından biliyor. İlgilenme durumu söz konusu olsaydı, bunlar çoktan masaya otururdu. Demek ki böyle bir ilgi yok. İsveç'in yüzlerce dünya markası var. SAAB'ın para edecek tek noktası markası. Mali açıdan zor durumda olduğu için, yüzde 5 olasılıkla bir çılgın firma çıkıp SAAB'ı alabilir" şeklinde konuştu.
"Muller, Büyükelçiliğe Genç Türk girişimcilerle geldi"
İsveç Büyükelçisi Zergün Korutürk, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, SAAB'ın CEO'su Victor R. Muller'in kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu, 14 Aralık Çarşamba günü de SAAB'ın hukuk müşaviri ve iki genç Türk girişimciyle birlikte Büyükelçiliğe geldiğini söyledi.
Görüşmede kendisine büyükelçiliğin ticaret müşaviri ve birinci müsteşarın eşlik ettiğini söyleyen Korutürk, "Muller, Türkiye'nin kendi otomobilini üretme yolunda bazı adımlar attığını, SAAB'ın bu açıdan çok cazip olabileceğini argümanlarıyla birlikte anlatı. Bizde, görevimizin bu bilgileri Ankara'ya iletmek olduğunu söyledik" dedi.
Bu konularda ilginizi çekebilir