Türkiye’nin enerjide ithalata bağımlılığı azaltılmalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Yrd. Doç. Dr. Afşin ŞAHİN / Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Petrol fiyatları ve üretimi Ortadoğu'da tarihi olarak gözden ırak tutulmamış, çatışmaların ve bölgede yaratılan petrol-dolar döngüsünün temel bileşenini oluşturmuştur. Tabiatıyla, yaratılan bu zenginlik farklı açılardan da yorumlanmış ve stratejik uluslararası ekonomi politikalarında tartışıla gelmiştir. Örneğin John Hopkins Üniversitesi öğretim üyesi Michael Mandelbaum, dünyada petrol kullanımının azaltılması gerektiğini ve bu sayede Ortadoğu'ya bağımlılığın azalacağını öne sürmektedir. Bu sebeple, radikal bir öneride bulunmakta ve petrol üzerindeki vergilerin artırılması gerektiğini söylemektedir. Özellikle, ABD'nin petrol kullanımının aşağı çekilmesi ve böylece Ortadoğu'nun önemini yitirebilmesi için petrol fiyatlarının vergi artışlarıyla artırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Halihazırda, Türkiye ve Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerde petrole vergi uygulanıyorken, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) petrol üzerinden vergi alınması uygulaması söz konusu değildir.

ABD petrol üretimi ve tüketiminde dünyada dikkat çeken önemli ülkelerdendir. Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, ABD, İran ve Çin dünya toplam ham petrol üretiminin yaklaşık %43'ünü karşılamaktadırlar. Üretilen petrolün kullanımı 1973-2009 yılları arasında hızla ulaştırma sektöründe kullanılmaya başlamış ve payı %60'a kadar çıkmıştır. Aynı dönemde, nükleer enerji ve biyodizel gibi alternatif enerji kaynaklarının üretiminin de artmasının da etkisiyle, sanayi sektöründe ham petrol kullanımı %10'a düşmüştür. Dünyada 1973 sonrasında yakıt olarak ikame enerji kaynaklarına dönülmeye başlanmıştır.

Ham petrol işlenerek ve rafine edilerek motorin, kurşunsuz benzin ve fuel oil gibi tüketime uygun hale getirilmektedir. Petrol ürünlerinde fiyat dinamikleri bu sebeple bir çeşitlenmeye tabidir ve fiyat belirlemede vergi ve rekabet koşullarındaki eksiklikler nedeniyle etkinsizlikler söz konusudur. Piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemediği petrol ürünlerinde oligopolistik yapı halen görülmektedir. Fiyatlama yapısı şeffaf değildir ve kamu müdahalesi söz konusudur. Vergi oranlarında da dünyada birbirinden ayrışan rakamlara rastlamak mümkündür. Özellikle Türkiye'nin petrol üreten ülkelere yakın olmasına rağmen, akaryakıt istasyonları pompa fiyatlarının ABD ve AB fiyatlarının çok üzerinde olması ilginç ve bir o kadar düşündürücüdür. İnsanın aklına Türkiye'de petrol içiliyor da mı bu kadar pahalı sorusu gelmektedir? Bildiğim kadarıyla petrol içilen bir ürün değildir...   

OECD'nin Eylül 2010 tarihli raporunda, Türkiye'de cari işlemler dengesinin düzeltilmesi ve yurtiçi tasarruf seviyesinin yükseltilebilmesi için, enerjide ithalata bağımlılığın azaltması ve enerji kullanımında verimlilik yaratılması yönünde tavsiyelerde bulunulmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre de Türkiye'nin enerjide kendi kendine yeterlilik oranı %30'dur. OECD raporu bu duruma da bir çözüm önerisinde bulunmakta ve Türkiye'nin nükleer enerji ve yenilebilir enerji kaynaklarında üretim artışını hedeflemesiyle beraber, enerji açısından dışa bağımlılığını azaltacağını ifade etmektedir. Ayrıca OECD raporunda, Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde büyüdüğü ve bu süreçte karbondioksit emisyonu gibi çevre kirliliği yaratabilecek unsurları minimize etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

OECD'nin çevre kirliliği ve petrol ilişkisinde herhangi bir raporu var mı bilmiyorum, fakat OECD'nin Türkiye'ye yaptığı bu tavsiyelerden sonra, İngiltere petrol firması British Petrol (BP)'ün ABD'de çevreye verdiği zarara ayrıca ayrıntılı bir rapor ayırmasını beklerim... Hatırlarsak, Mayıs - Haziran 2010 tarihlerinde, BP firmasının kullandığı bir taşeron firmanın platformunun çökmesiyle bir çevre ve petrol krizi ortaya çıkmıştır. BP denizin çok altına inerek petrol bulmaktadır ve çevreye denizin derinliklerinden ciddi anlamda bir petrol sızıntısı olmuştur. Buna benzer bir petrol vakası, 1979 yılında Meksika Körfezi'nde yaşanmıştır. Yaşanan petrol kazaları ve kaçaklardan kaynaklanan çevre kirliliği başta ABD vatandaşları olmak üzere diğer pekçok ülkedeki insanları ciddi anlamda rahatsız etmiştir. İkame enerji kaynakları, ABD'deki BP çevre vakası sonrası tekrar gündeme gelmiştir. Ancak burada da değneğin iki ucu görünmektedir... Alternatif enerji kaynaklarının kullanımının artması bu sefer gıda fiyatlarının artışına yol açabilmekte ya da nükleer enerji karşıtlarının tepkisini çekmektedir. ABD'de problem, denize sızan ve çevreyi kirleten bir petrol iken, Türkiye'de önemli problemlerden bir tanesi İran ve Irak'tan kaçak olarak yurt içine sokulan petrol ürünleridir.

(1) Mandelbaum, M. (2010). The Frugal Superpower: America's Global Leadership in a Cash-Strapped Era, Public Affairs, New York.

(2) Ulaşma imkanına sahipseniz, dünyada petrol fiyatlarını Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) veri tabanından incelemek ve araştırmalarda yararlanmak mümkündür. 

(3) Uluslararası Enerji Ajansı.

(4)  Türkiye'de il, hatta firma bazında bile akaryakıt fiyatları değişiklik göstermektedir.

(5) OECD (2010). Turkey, Economic Surveys, Vol. 2010/3, September.

(6) IEA (2010). Scoreboard, 35 Key Energy Trends over 35 Years, International Energy Agency, Paris.