Yatırım indiriminde son durum
VERGİ PORTALI / Recep BIYIK
Yeniden yatırım indirimi
1963 yılında vergi hukukumuza giren yatırım indirimi teşviki, uzatmalar da oynansa hayatta kalmaya devam ediyor. Uzun bir geçmişi olan ve gelmiş geçmiş vergi teşvik uygulamalarının belki de en verimlilerinden birisi olan yatırım indirimi, zannediyorum hak etmediği bir uğurlamayı kabul etmiyor, hayatımızdan da çıkmıyor.
Yaklaşık 50 yıl önce iyi tasarlanmış olarak vergi sistemimize giren ancak zamanla bu yapıdan uzaklaşan teşvik;
- Fazla bürokratik işlem gerektirmesi nedeniyle yüksek işlem maliyetinin olduğu,
- Seçici olmaktan uzaklaştığı,
- Bütün bölgelerde yatırımların tamamına yakınının %100 istisnadan yararlanır hale geldiği ve dolayısıyla seçici olmadığı,
gerekçeleriyle önce ek amortisman niteliğinde bir uygulamaya dönüştürülmüştür. Sonra da kurumlar vergisi oranının %20'ye indirilmesi nedeniyle istisna ve muaflıkların azaltılması eğilimi doğrultusunda ve zaten bu istisnanın etkin ve seçici bir özelliğinin de kalmadığı düşüncesiyle kaldırılmıştır.
Yatırım indirimi kaldırılmış ancak kaldırılırken de gereken saygıyı görmemiştir. Kazanılmış haklar yok sayılmış, üç yıl içinde kullanılmayan hakların sonradan kullanılmasına izin verilmemiştir.
Neyse ki, Anayasa Mahkemesi bu duruma seyirci kalmamış ve kazanılmış hakları ortadan kaldıran düzenleme Ekim 2009'da alınan kararla iptal edilmiştir. Bu defa da iptal kararının Resmi Gazete'de yayımının 2010 yılına sarkması yeni hukuksal sorunlara yol açmıştır.
Yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı olmamasına rağmen, yatırım indiriminin yine kendi halinde son bulmasına izin verilmemiştir. 1 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6009 sayılı Kanun'la, yine kazanılmış haklar sınırlanmış, yine yeni tartışmaların ve yeni ihtilafların başlayacağı bir döneme girilmiştir.
Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesi
Anayasa Mahkemesi'nin yatırım indirimini iptali artık geride kalmaya başlasa da, yeni düzenlemeyi ve düzenlemenin Anayasaya uygun olup olmadığını değerlendirebilmek için, iptal gerekçelerini tekrar hatırlamakta yarar var.
Anayasa Mahkemesi, Gelir Vergisi Kanunu'nun yatırım indirimiyle ilgili geçici 69'uncu maddesinde yer alan ve işletmelerin yatırım indirimi haklarını 2006, 2007 ve 2008 yılları ile sınırlayan düzenlemeyi;
- Geriye dönük düzenlemelerle kişilerin haklarının, hukuki istikrar ve güvenlik ilkesi gözetilmeden kısıtlanamayacağı,
- Yatırımcıların, düzenleme yürürlükten kaldırılıncaya kadar yatırım indirimi istisnasından yararlanacaklarını göz önünde bulundurarak yatırım kararı aldıkları ve yatırıma başladıkları,
- Yükümlülerin indirimin yılla sınırlanacağını önceden bilmedikleri,
- Yatırım indiriminden yararlanılacak tutara ulaşıncaya kadar yapılması gereken indirimin sonradan üç yılla sınırlandırılmasının verginin genellik, eşitlik, öngörülebilirlik ve kamusal yetkinin kullanılmasında yükümlülere hukuksal güvenlik sağlayan yasallık ilkelerine aykırılık oluşturduğu,
gerekçeleriyle iptal etmiştir.
Yeni düzenleme Anayasaya uygun mu?
1 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6009 sayılı Kanun'la, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden hak kazanılan yatırım indirimi tutarının indirimi yeniden düzenlenmiştir.
Düzenlemeyle yıl sınırlaması kaldırılmış, ancak bu defa da indirim tutarı kazancın % 25'i ile sınırlandırılmıştır.
Düzenlemenin gerekçesinde, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak, indirilemeyen ve sonraki dönemlere devreden yatırım indirimi istisnasından yıl sınırlaması olmaksızın yararlanılmasının sağlandığı belirtilmektedir.
Oysa Anayasa Mahkemesinin yukarıda özetlenen iptal gerekçelerine bakıldığında, iptal kararının temel gerekçesinin yıl sınırlaması olmayıp, geriye dönük düzenlemelerle kişilerin haklarının, hukuki istikrar ve güvenlik ilkesi gözetilmeden kısıtlanması olduğu görülmektedir.
Yeni düzenleme de geriye dönük olarak kişilerin haklarını hukuki istikrar ve güvenlik ilkesi gözetilmeden kısıtlamıyor mu? Evet, bizce açıkça kısıtlıyor.
Yatırımcılar yatırım kararı ve teşvik belgesi aldıkları tarihte indirim haklarının yıllara yayılacağını biliyorlar mı? Hayır, o tarihte böyle bir sınırlama yok.
Özetle yeni yapılan düzenlemeyle, Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptal edilen bir yasal düzenlemenin yerine, hiç de gerekli olmamasına rağmen, yine Anayasaya aykırılığı açık bir başka düzenleme yapılmıştır.
Yeni düzenlemenin yürürlüğüyle ilgili sorun
Yatırım indirimiyle ilgili düzenleme 6009 sayılı Kanun'un 5'inci maddesiyle yapılmıştır. Kanunun yürürlük maddesine göre bu madde, "2010 takvim yılı kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde" yürürlüğe girmiştir.
Yürürlük maddesinin lafzı, iki aykırı yoruma yol açmıştır. TBMM Genel Kurulu'nda da yapılan tartışmaya göre bu yürürlük maddesi, kullanılamayan yatırım indirimi hakkının sadece 2010 ile sınırlı olarak kullanımına izin vermektedir. Bu yılda kullanılamayan tutar, sonraki yıllara devretmeyecektir.
Bir başka yoruma göre ise, 6009 sayılı Kanun'un 5'inci maddesiyle yapılan değişiklik 2010 yılı kazançlarına uygulanmak üzere yürürlüğe girdiğine göre, 2010 yılında %25 sınırı çerçevesinde indirimden yararlanılacak, 2010 ve devamı yıllarda sınırsız indirim yapılabilecektir.
Daha kanunun mürekkebi kurumadan son derece aykırı iki yorum yapıldığına göre, kim bilir bu yazı okunurken görüş sayısı kaç olur.
Bizim düşüncemiz, yürürlük maddesiyle, düzenlemenin uygulamaya başlama tarihi belirlenmiştir. Madde, uygulamayı belirli bir tarihle belirlemek isteseydi, bu düzenlemenin yeri yürürlük maddesi olmaz, kullanılan ifade de "… tarihine kadar uygulanmak üzere" benzeri bir ifade olurdu. Maddeyi düz ve satır aralarına bakmadan yalın halinde okumakta yarar var. Bu durumda da 2010 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere düzenleme yapıldığı sonucu ortaya çıkar. Yasanın metninde eksik olan da bu cümleyle açıkça ortaya çıkıyor. Yürürlük maddesinin açık bir ifade zaafı içerdiğini kabul etmek gerek, ancak yapılan düzenlemeyi bir bütün olarak ve gerekçesiyle birlikte değerlendirip, olmayacak yorumlarla işi içinden çıkılmaz bir hale getirmemekte de yarar var.
Kazanılmış hakların yeniden kısıtlanmasının olası nedeni
Yeni düzenlemenin finansal gerekçelerle yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Gelir İdaresinin internet sitesinde yer alan istatistikler incelendiğinde, gerçekte Anayasaya aykırılığı açık olan bu düzenlemeye değecek bir finansal boyutun da olmadığı görülmektedir.
Gelir İdaresi verilerine göre, 2008 yılı sonu itibariyle sonraki yıllara devreden yaklaşık 78 milyar TL tutarında yatırım indirimi hakkı bulunmaktadır. Bu tutarın çok büyük bir bölümünün zaten kurumlar vergisi oranına yakın bir oranda stopaja tabi olacağı dikkate alınırsa, önemli bir vergi kaybı olmayacaktır. Ekonomik kayıp sadece stopajın belirli bir süre sonra ödenmesinden ibarettir. Vergi gelirleri istatistiklerinin son derece iyi olduğu bir dönemde, bu kayıp da önemsenecek bir kayıp olarak değerlendirilmemektedir. Ancak yapılan düzenleme için başka bir gerekçe de görülmemektedir.
Yeni düzenleme karşısında ne yapılabilir?
Yukarıda özetlenen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçeleri dikkate alınarak yeni düzenleme tekrar incelenirse, Anayasaya aykırılığı bizce açıktır. İptal davasına konu olması durumunda, büyük bir olasılıkla, aynı gerekçelerle iptal konusu olabilecektir.
Bu çerçevede yeni düzenlemeyle kazanılmış hakları tekrar sınırlanan kurumların, beyannamelerini ihtirazi kayıtla vererek, yapılacak tarhiyatı Anayasaya aykırılık iddiası ile vergi mahkemelerinde dava konusu yapmaları mümkündür.
Değerli DÜNYA okurları, yatırım indiriminin kısa bir tarihsel özetini ve yeni yasal düzenlemenin genel değerlendirmesini yukarıda yapmaya çalıştım. Bir sonraki makalede, başta 2009 yılı işlemleri ve gelişmeleri, önümüzdeki dönemlerde indirilebilecek tutar, 2010 yılı özellikle birinci ve ikinci geçici vergilendirme dönemlerinde yapılması gereken işlemler olmak üzere, konunun daha teknik boyutuyla ilgili bir değerlendirme bulabilirsiniz.