İSO’da kim başkan olursa olsun kırmızı çizgi finansman olmalı

İSO'nun mevcut başkanı bahçıvan,

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SERCAN AKINCI

İş dünyası örgütlerindeki ilk seçimi İstanbul Sanayi Odası (İSO) gerçekleştirecek. İSO 2 Nisan’da komite seçimleri için sandık başına gidecek. Henüz ‘Ben adayım’ demese de mevcut başkan Erdal Bahçıvan doğal aday olarak rakipsiz görünüyor.

Aday olmanın bir başkan için tek başına verilecek bir karar olmadığını dile getiren Bahçıvan, birlikte çalıştığı insanlar ve sanayi camiasıyla yapacağı istişare sürecinin ardından karar vereceğini ifade ediyor. İstişareler ve komite seçimlerinin ardından ortaya çıkacak tabloya göre kararını vereceğini kaydeden Bahçıvan, İSO’daki mevcut yönetim döneminde barışık bir seçim dönemine hazırlandıklarını belirtiyor.

Hatırlanacağı gibi Bahçıvan bir önceki dönemde Tanıl Küçük ile rakipti. “Tanıl Küçük’ün listesindeki insanlar da ‘Erdal Bey bu işi iyi idare etti diyorlarsa’ bu benim için büyük bir gurur” diyen Bahçıvan, işin özünün insanlarla barışık olmak, insanlara dokunmak ve empati yapmak olarak açıklıyor.

Seçimleri 4 yılda bir olsa da insanların demokratik haklarını kullanabildikleri bayram günü olarak nitelendiren Bahçıvan, şu an için rakip görünmese de son dakikaya kadar işlerin değişebileceğini anlatıyor.

Sanayici finansmanda inovasyon yapmalı

Sanayicinin önünde bir çok konu olduğunu kaydeden Bahçıvan, “İSO’da başkan ben olurum olmam çok önemli değil ama finansman benim için en önemli konudur. Yüzlerce konu olsa da kırmızı çizgi finansman. Burada sanayicinin de yapacağı çok şey var. Finansmanı yönetmek, finansmanı okumak gibi… Bunların her biri çok önemli konular. Finansman sanayicinin inovasyon yapması gereken bir konu” diyor. Bahçıvan’ı yakalamışken genel ekonomiye dair konuları da konuştuk. Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) geçen yılki görevinin çok değerli olduğunu belirten Bahçıvan, sanayici ve reel sektörün bu yolla kazançlı çıktığını dile getiriyor. KGF’nin gelecek süreçte üreticinin yeni yatırımlarına destek verecek yapıda olması gerektiğini yineleyen Bahçıvan, şunları söylüyor: “Teminata dayalı bankacılık anlayışı var Türkiye’de. Bu anlayışla yatırımların kolay kolay yapılamayacağını savunuyoruz. KGF’nin teminat bankacılığının alternatifi olarak devreye girmesi gerekir. Kalkınma bankası modelimiz de burada devreye giriyor. Şu anda Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını açıkladığımızda, faaliyetten gelen kazancın yüzde 60’ını finansman giderlerine ayıran sanayici olduğunu görüyoruz. Bütün teşvikler tamam ama finansman farklı bir modele dönüşmedikçe sıkıntılar sürekli devam eder.”

İhracat, teknoloji ve bilgi Türkiye’nin fırsatları

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Türk sanayicisinin önünde 3 alanda fırsat olduğunu dile getiriyor. İhracatta Türkiye’nin rüştünü ispat ettiğine değinen Bahçıvan, tüm zorluklara rağmen ihracat becerisinde bir çok sektörde lig atladığını savunuyor. Dünyada da büyüme trendi varken ihracata dayalı tüm konularda fırsatlar olduğunu ifade eden Bahçıvan, şöyle devam ediyor: “Teknolojiyle de birleşen her konu yeni fırsatlar yaratıyor. Teknolojik katkıyla yapılacak her iş muhteşem bir katma değer yaratıyor. Bilgiye dayalı işler de önemli fırsatlar barındırıyor. Türkiye olarak burada çok da bakir değiliz. Teknokentler, genç girişimcilerin aktiviteleri, Ar- Ge merkezi kuranların sayısının artması düşünüldüğünde… Bilgiyle sermaye oluşturmada olumlu hava başladı. Genç girişimciler doğru değerlendirilirse bir çok sektörde başarı yakalanabilir.” Bunlara rağmen Türkiye ekonomisine dair riskler de yok değil. Tüm fırsatlara rağmen kendini çağa uyduramayanların çok zorlanacağı bir dönemden geçildiğine işaret eden Bahçıvan, “Kendini değiştirenler fırsatları yakalayacak. En büyük risk yüksek borçluluk. En ufak bir streste, finansal türbülansta performans kaybettiriyor. Bu yükü taşıyıp da böyle başarı yakalamak önemli bir konu” diye konuşuyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir