“Kamu kurumlarıyla sektör arasında köprü işlevi göreceğiz”
KOMSAD Başkanı Murat Alişiroğlu, sektörün biriken çok sorunu bulunduğunu ve bu sorunların doğru makamlara iletilebilmesi amacıyla dernek yapılanmasına gidildiğini ifade etti.
Kompresör, Vakum ve Basınçlı Gaz Ekipmanları Derneği (KOMSAD) Genel Başkanı Murat Alişiroğlu sektörün dernek çatısı altında yakın geçmişte bir araya geldiğini söyledi. Başkan Alişiroğlu derneğin amaçlarını şöyle anlattı: “Öncelikle KOMSAD’ın kurulması ile beraber sektörü ilgilendiren birçok alanda yaşanacak sorunlarda söz hakkı elde ediyor ve gerektiğinde müdahil oluyoruz. Derneğimiz 2024 yılında tam kadro sahaya çıktığında basınçlı hava sektörü kendi kimliğini her alanda ortaya koyacak, ileriye dönük projeksiyon oluşturacak, kamu kurumlarıyla sektör arasında köprü işlevi görecek, sorun ve ihtiyaçları tespit edip, çözümler üretecek. Derneğimiz eğitim faaliyetleri düzenleyecek, kaliteyi ön plana çıkartacak, standartların ve mevzuatın oluşturulması ve revize edilme süreçlerine katkı sağlayacak ve müdahil olacak. Dernek olarak sektörün dış ülkeler ile olan iş birliğini organize etmeyi, uluslararası çalışmaların içinde yer almayı da hedefliyoruz. Mevcut ve sektöre girecek yatırımcıları doğru bilgilendirmek, uygulama ve etik kuralları oluşturmak, akredite laboratuvar kuracak bir organizasyon için çalışmalar yapacağız. Basınçlı hava sektörü ile ilgili kriterlerin belirlenmesi, yönetmeliklerin çıkarılması, işletmelerde çalışan personelin sertifikasyonu gibi konulara dernek olarak öncelik vereceğiz.”
Günümüzde kompresör olmayan bir fabrika ya da işletmenin düşünülemeyeceğini hatırlatan Murat Alişiroğlu, işletmede olan kompresörlerin kw veya ürettiği debileri ele almanın önemini vurguladı ve şöyle devam etti: “Gelişmekte olan ülkeler statüsünden çıkamayan ülkemiz maalesef tam anlamıyla sanayi üretimini oturtabilmiş ve tam kapasite ile üretime geçebilmiş değil. Birçok işletme hava pistonlu tabir ettiğimiz eski sistem kompresörler ile devam ediyor. Dolayısıyla üretim olmayan yerde kompresör kullanımından bahsederken ayaklarımızın yere basması gerekiyor. Covid-19 sonrası Çin’de yaşanan kapanma ile lojistik açıdan iyi bir güzergâhta bulunan Türkiye’de yaşanan üretim patlamasının bizim sektöre olumlu yansıması oldu. Fakat günümüzde kompresör alanında Türkiye’de tam bir başıboşluk yaşanıyor. Adeta tüm ülke Çin malı kompresör istilası altında girmiş bulunuyor.”
“Kompresör üretiminde üst sıralardayız”
Kompresörün stratejik ürün statüsüne alınması gereken, başta savunma sanayisi ve endüstri için hayati öneme sahip bir makine olduğunu vurgulayan Murat Alişiroğlu, Türkiye’deki üretim olanaklarını şöyle özetledi: “Bugün dünyada denizaltı kompresörü üreten dört ülkeden biriyiz. İzmir merkezli bir firmamız denizaltı kompresörü üretip ABD donanmasına kadar satıyor. TCG Anadolu gemisinde gerekli olan yüksek basınçlı kompresörlerin tamamını bu firmamız sağladı. Yine dünyada turbo kompresör üreten 8 ülkeden biriside Türkiye’dir. Üretici firmamız Kocaeli Dilovası’ndadır. Bu firma dünyanın dört bir yanına turbo kompresör ihraç ediyor. Firmalarımız üretiyor, fakat gerek özel gerekse kamu kurumlarına ürün satarken negatif ayrımcılığa maruz kalıyorlar.”
Çin malı kompresörler yerli üretimi azaltıyor
Türkiye’de yıllık 15 bin-17 bin adet vidalı kompresör üretimi olduğunu söyleyen KOMSAD Başkanı Alişiroğlu, geçen yıl bu sayının 15 bin adetin altına gerilediği bilgisini paylaştı. Alişiroğlu bu durumun nedenini şöyle açıkladı: “Çok farklı yollarla ülkeye giren Çin malı tamam-natamam kompresörler üretimin düşmesine neden oluyor. Şu anda Çin malı kompresör girişi 5 bin adetlere ulaşmış durumda ve bu da pazarın yaklaşık yüzde 35’ine denk geliyor. Sektör bu nedenle üretimden çıkıyor ve yatırımlarını başka sektörlere kaydırıyor. Bunun sıkıntısını ilerde başta ucuz diye Çin malı kompresör alanlar ve yerli üretimi tercih etmeyen kurumlar yaşayacak.”
Yerli kompresör üreticilerinin zor durumda olduğunu vurgulayan başkan Alişiroğlu. Zorlukların temel nedenini şöyle özetledi: “Türkiye’de imalat yapan firmalar, pandemi sonrasında Çinli üreticilerin tekrar sahalara dönmesiyle sıkıntı yaşamaya başladı. Öyle ki dünya kompresör sektörünün başkenti konumuna yükselen Türkiye’de üretilen ürünlerin maliyet fiyatları, Çin’den devlet desteğiyle gelen kompresörlerinden minimum üç kat daha yüksek kalıyor ve bu üreticilerimizi olumsuz yönde etkiliyor.”