KİPLAS Başkanı ve TİSK Eski Başkanı Refik Baydur vefat etti

KİPLAS Başkanı ve TİSK Eski Başkanı Refik Baydur yaşamını yitirdi. Baydur'un cenaze namazı 20 Eylül 2016 Salı günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 1989-2004 yılları arasında Başkanlığını yürüten ve 1977 yılından bu yana Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası (KİPLAS) Başkanlığı görevinde bulunan İşinsanı Refik Baydur vefat etti. Baydur, bir dönem DÜNYA Gazetesinde de köşe yazıları yazmıştı.

KİPLAS tarafından yapılan açıklamada, “Sendikamızın 1977 yılından bu yana Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmekte olan, yakın tarihimizin ve Türk Çalışma Hayatının en önemli isimlerinden, TİSK Onursal Başkanı, Sendikacı ve Sanayici Refik Baydur 18 Eylül 2016 tarihinde aramızdan ayrılmıştır” denildi.

Baydur’un cenazesinin 20 Eylül 2016 Salı günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilecek.

Mexico City’de Atatürk anıtının açılışına öncülük etti

Refik Baydur, TİSK Başkanlığı döneminde Meksika’nın başkenti Mexico City’de bir Atatürk heykelinin dikilmesine yönelik girişime liderlik etti. Yapılan çalışmalar sonrası Atatürk heykeli, 29 Ekim 2003’te, Cumhuriyetin 80. kuruluş yıldönümünde açıldı.

Refik Baydur, 5 Nisan 1929’da Erzincan, Tercan’da doğdu. Erzurum Lisesinde bitirdi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. 1953-1957 yılları arasında özel sektörde profesyonel olarak çalıştı.

İstanbul Hava Yollarının kuruluşunda yer aldı ve Timsan Şirketler Grubu’nun kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı. 1963’ten itibaren KİPLAS Yönetiminde üye ve Başkanlık görevini yürüttü. GEBKİM OSB başkanlığını yürüttü. Baydur, bu görevlerini vefat ettiği güne kadar devam ettirdi.

1964’ten itibaren TİSK Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevi yapan Baydur, 1989’dan itibaren 3 dönem üst üste, 15 yıl boyunca sürdürdüğü TİSK Başkanlığı görevinden 26 Aralık 2004 tarihinde Genel Kurul’da kendi isteğiyle aday olmayarak devretti. Baydur, TİSK’in Onursal Başkanları arasında yer alıyordu.

İş hukuku ve sendikacılık konularında makale ve yazıları bulunan Refik Baydur’un, “Ayran Aşı”, “Bizim Çete” “İş Güvencesi Tartışmaları” “Zirvede 15 Yıl” “Bir Yürek Bin Sevgi” “Anılar ve Öneriler” “Türk Sendikacılığı” “Terörist Sendikacı” “Mucizeyi Yaratan Adam Mustafa Kemal” “Politika Dehası Atatürk” “Küllerinden Doğan Ülke ve Mustafa Kemal” “Türkler ve İslamiyet” “Bu Benim İşte” isimli kitapları bulunuyor.

Refik Baydur’un eşi Hukukçu Zühal Baydur uzun yıllar KİPLAS’ın Genel Sekreterliği’ni ve Baş Hukuk Danışmanlığı’nı yaptı ve Türkiye’nin ilk kadın sendika yöneticisi oldu. Refik Baydur, bir çocuk ve bir de torun sahibiydi.

Türk çalışma hayatının kritik dönemlerinde ve köklü mevzuat değişikliği dönemlerinde İşveren kanadı olarak rol oynadı. Refik Baydur, tarihe 28 Şubat Süreci olarak geçen günlerde de etkin rol oynadı. Refik Baydur, TİSK ve KİPLAS başkanlıkları döneminde işçi kanadı ile olumlu ilişkiler kurulmasının aktörlerinden biri oldu ve iş barışı yönünde tavrını başarıyla uyguladı.

KİPLAS Refik Baydur’un kendisini anlattığı bir yazısını da yayınladı: Refik Baydur’un kaleminden Refik Baydur şöyle:

Refik Baydur’u anlatmak için çok şey yazılacak çok şey söylenecek. Ancak hakkında yazılan en etkili satırlar yine kendi kaleminden dökülen şu cümleler olacak şüphesiz…

Ben Kimim?
Ben bir köylü çocuğuyum…
Yemeğimi ortadaki bir tencereden, sofradaki insanlarla paylaştım. Onun için paylaşmayı ve zamanında sofrayı terk ederek yeniden yola koyulmayı büyüklerimden öğrendim.
Bu memleket bana çok şeyler verdi. Öncelikle onurlu yaşamanın sırlarını köyümden ve Türk insanından öğrendim.
Laik parlamenter demokrasiyi ve Atatürk ilkelerini değerli öğretmenlerim ve idealist dostlarımla geliştirdik.
Sanayici olmanın tüm zorluklarını biliyorum. Zengin olmak için elime geçen fırsatları reklam yapmadan layık olanlarla paylaştım.
Aldığım her görevin altına, o sorumluluğu taşıyabileceğim zaman girdim. İnanmadığım hiçbir şeye hatır ve olanaklarım için “evet” demedim.
Çalıştırdığım hiçbir kişinin bilerek hakkını yemedim.
Çalıştığım hiçbir kurum ve kuruluşa bilerek zarar vermedim. Babamın öğütlerine hep sadık kaldım. Rahmetli babam Hasan Baydur ölümünden önce bana şu öğütleri yazmıştı:
Devlet memuru olma.
Politikaya girme.
Emanete ihanet etme.
Doğru yanlış bilemem ama ben böyle yaşadım.

Bu konularda ilginizi çekebilir