“Tarımda geç kaldığımız planlı üretime yeni OVP ile geçiyoruz”

Hükümetin yeni Orta Vadeli Program (OVP) ile gündeme aldığı tarımsal üretimin planlanmasına ilişkin değerlendirmeler yapan İTO Başkanı Şekip Avdagiç, “Açıklanan yeni tarım politikasıyla esasen geç kaldığımız planlı üretim dönemine geçiyoruz. Ekonomimiz büyüdükçe tarımın küçüldüğü tabloyu değiştirmeliyiz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarı Anuga, Almanya’nın Köln şehrinde devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) düzenlediği Türkiye Milli Katılım alanında Türkiye’den 286 firmanın bulunduğu fuara, 105 şirket de bireysel olarak katılım sağladı. Türkiye, Anuga Fuarı’na katılan 118 ülke arasında, ev sahibi Almanya hariç tutulduğunda katılımcı sayılarına göre, İtalya ve İspanya’nın ardından 3’üncü büyük ülke oldu.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç yaptığı açıklamada, fuara katılan firmaların Türk damak tadının zenginliğini ve çeşitliliğini dünyaya tanıttığını kaydetti. Avdagiç, hükümetin yeni Orta Vadeli Program (OVP) ile de gündeme aldığı tarımsal üretimin planlanmasına ilişkin olarak, “Açıklanan yeni tarım politikasıyla esasen geç kaldığımız planlı üretim dönemine geçiyoruz.

Ekonomimiz büyüdükçe tarımın küçüldüğü tabloyu değiştirmeliyiz. 2023’ün ilk yarısında ekonomik büyüme yüzde 4’e yaklaşırken, ilerleyen dönemde tarımın da aynı performansı göstermesini umut ediyoruz” diye konuştu.

“Verimlilik için yatırım yapmalıyız”

OVP’deki tarım hedefleri ve atılan adımlarla Türkiye’nin tarımda yeni bir sayfa açtığını vurgulayan Avdagiç, “Tarımsal üretimin planlanması sürecinde, gıdada sürdürülebilir üretimin de öncelikli hale getirileceğine inanıyoruz. Tarımda verimliliği artıracak teknolojilere daha çok yatırım yapmalıyız. Türkiye’yi tarımda yeni bir çağa taşıyacak reformları bir an önce hayata geçirmeliyiz.

Bu çerçevede iklim değişikliği ve kuraklık ile mücadelede yeni teknolojiler kullanılması, tarımsal veri temini ve rekolte tahmininde yapay zeka, coğrafi bilgi sistemleri oluşturulması, ortalama yaşın 60’a yaklaştığı tarım sektöründe genç nüfusun tarıma özendirilmesi gibi hedefleri çok yerinde buluyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

"Savaş ithalata bağımlılığı artırdı"

 Avdagiç, Türkiye’nin, son yıllara kadar tarımda “kendine yeten ülke” konumunu koruyarak bir yandan da ihracatını arttırmayı hedeflediğini belirtti. Ancak salgın, Rusya-Ukrayna savaşı, kuraklık ve sürdürülebilirlik kaygılarıyla bu tablonun son dönemde “ithalat bağımlılığı”na doğru evrilmeye başladığını gördüklerini aktaran Avdagiç, “Pek çok ülke aynı tablo ile karşı karşıya.

İşte tam da bugün harekete geçmeye ihtiyacımız var. Geleceğin teknolojilerini, stratejik ürünlerdeki arz güvenliğini ve dolayısıyla etkin bir tarımsal planlamayı devreye almalıyız. Geleceğin stratejik sektörlerinden biri olan tarım, Türkiye’nin doğal olarak avantajlı olduğu bir alan. Bu avantajımızı kullanmak ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine çok daha hızlı taşıyacaktır” diye konuştu.

“Su ayak izi, tüketim alışkanlığını değiştirir”

Şekip Avdagiç, su tasarrufuna dikkati çekerek , gıda ürünlerinin etiketlerinde “su ayak izi”nin belirtilmesinin doğru bir uygulama olacağını, böylesi bir uygulamanın, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve sürdürülebilirliğin gözetilmesi bakımından önemli bir işlev görebileceğini kaydetti.

Avdagiç, araştırmalara göre, 1 kişinin 3 öğün yemekte tükettiği gıdanın üretimi için kullanılan ortalama suyun 7 bin 500 litreyi bulduğunu belirterek, “Elektrikli cihazlarda enerji tüketimi sınıflandırmasına benzer şekilde, gıda ürünlerinin etiketlerinde de yeşil, mavi, gri renklerle ‘su ayak izi’nin belirtilmesinde büyük yarar var” dedi.