Kış uykusunun faturası ağır

Kış geldiğinde kabuğumuza çekiliyoruz. Daha az spor yapıyor, dışarıda daha az zaman geçiriyor, daha az sosyalleşiyoruz. Bütün bunlara kapalı ortamda yediklerimiz de eklenince kilo almak, daha sık hastalanmak kaçınılmaz hale geliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

Etrafınıza şöyle bir bakın, birileri ya öksürüyor ya da hapşırıyordur… Ofiste, okulda, metroda herkes halsizlikten şikâyetçi, üzerinde bir kırgınlık olduğunu söylüyor. Çünkü havalar birden soğudu, üstelik gün artık daha geç saatte aydınlanıyor, insanlar işe karanlıkta gidiyorlar.
Kış depresyonu da kapıda… Bu buz gibi, karanlık havalar moralimizi de sağlığımızı da etkiliyor. Peki, sağlıklı bir kış geçirmek, iş verimliliğimizi düşürmeden çalışmak; yani kış depresyonuna tutulmamak için neler yapmalıyız? Havaların hızla soğumasının sağlığı olumsuz etkilediğini, tam da bu havalarda özellikle mevsimsel depresyonun görülme sıklığının arttığını belirten İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Uzm. Dr. Özgür Şamilgil, 'sağlıklı bir kış' geçirmek ve ‘kış depresyonuna’ yakalanmamak için çalışılan ortamın gün ışığını 'bolca' alacak şekilde konumlandırılması gerektiğini söylüyor. Dr. Şamilgil, “İyimser, pozitif arkadaşlarınızla görüşün, hobilerinizle meşgul olun, sosyalleşmek depresyon riskini azaltıyor” diyor. İşte, işin uzmanından sağlıklı bir kış geçirmek için öneriler...

Açık havada egzersiz

Düzenli yapılan egzersizin başta mikrobik hastalıklar olmak üzere birçok sağlık sorununu engellediği biliniyor. Bunun nedeni bağışıklık sisteminin egzersize başladığınız andan itibaren ilk 2 saatte aktif hale geçmesi. Üstelik bu durum 24 saate kadar devam ediyor. Bu ne demek? Mikrobik hastalıklara ve kansere karşı dayanıklılığınızın artması demek.

Eğer "Egzersiz için zamanım yok" diyorsanız başka alternatifleriniz de var. Alışverişe yürüyerek gidebilir, asansör yerine merdiven kullanabilirsiniz. Günde birkaç sefer 10’ar dakikalık aktiviteler yapmanız da benzer etkiyi gösteriyor. Üstelik dışarıda, serin havada yapılan egzersizin, daha çok kalori yakmayı sağladığı gibi soğuğa karşı dayanıklılığınızı artırdığını da unutmayın...

Japonya'da yapılan bir araştırmaya göre ormanda 2 saatlik yürüyüş bağışıklık hücrelerinin kısa sürede artmasını, güçlenmesini sağlıyor. Bahar aylarında daha sık görülen soğuk algınlığı virüsleri, grip kadar ağır hastalık yaratmıyor. Düzenli egzersiz yapanlar hem yüzde 50 daha seyrek hastalanıyor hem de hastalandığında az da olsa egzersize devam edebiliyorsa yüzde 30 çok daha çabuk iyileşiyor.

Mevsimsel ısı farkına uyum sağlamak için haftada en az 3 gün dışarıda 30-40 dakika yürüyüşe çıkmak sizi gripten koruyor. Egzersiz ayrıca vücutta mutluluk hormonu ve ağrı kesici bir madde üretimi sağlayarak kış depresyon riskini de azaltıyor.

Uzun ve çok sıcak duş almayın

Soğuk hava genel sağlığın yanı sıra cildi de olumsuz yönde etkileyebiliyor. Peki, cildimizi kış aylarında bu olumsuz etkilerden nasıl koruyabiliriz? Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Emel Öztürk Durmaz'a göre bunun ilk kuralı cildinizi çok soğuk ve sıcak uygulamalardan kaçınmanız.

Durmaz, kışın sağlıklı bir cilt için şu önerilerde bulunuyor: “Günde birkaç kez koruyucu bir dudak merhemi uygulayın. Bu uygulama dudaklarınızı şiddetli çatlama, egzama ve ikincil enfeksiyonlardan koruyacaktır. Kese-lif işlemlerinden ve vücut jellerinden uzak durmaya çalışın. Jel yerine nemlendirici özelliği yüksek bir krem temizleyici tercih edin.Duş süresini 5-10 dakikayla sınırlandırın."

Üşümemek için bilinçsizce tatlı yemeyin!

Soğuk havada egzersiz yapmayanlar üşümemek için bilinçsizce daha çok şekerli besinler yiyerek kilo alıyor. Bu da cilt altı yağ dokularını artırıyor. Böylece hem kilo alıyorlar hem de sağlıksız bir cilde sahip oluyorlar."

Her şeyin başı sağlıklı bir uyku…

Bağışıklık sistemi, ortalama 7 saat kadar kesintisiz uykuya ihtiyaç duyuyor. Biyolojik saate bağlı hormonlarımıza uyması için gece 11:00'den geç yatılmaması hep aynı saatte yatmaya çalışılması gerekiyor; (11:00-01:00 arası safra kesesinden salgılanan toksinler, uyanıksanız karaciğere geri emilebilir). Ayrıca yatmadan 2 saat önce sıvı alımının kesilmesi ve idrara çıkılması uykunun bölünmesini engelliyor.

Probiyotikleri masanızdan eksik etmeyin!

Kolay hastalanmamak için probiyotik yani faydalı bakteri içeren doğal yoğurt, sarımsak, soğan, sirke ev yapımı turşu, boza, kefir, şalgam, bol taze koyu yeşil, koyu kırmızı, mor renkli sebzeler ve C vitamini içeren narenciye tüketimi öneriliyor. Kuşburnu, nane-limon, zencefil, tarçın, doğal bal tüketimi bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Şekerli ve unlu gıdalar, meşrubatlar ise virüslere karşı bağışıklık sisteminin mücadelesini zorlaştırdığından tüketilmemesi gerekiyor.