Kredilerdeki gidişat pozitif

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, sektördeki gelişmelere ilişkin DÜNYA’ya özel açıklamalarda bulundu. (Ece CEYHUN)

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

“Tekerlekler pistten kalktı” diyen Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, kredilerdeki gidişatı ve görünümü ‘pozitif’ olarak nitelendirdi. Hüseyin Aydın, TL’ye olan talebin her geçen gün arttığını vurgulayarak “Öncü göstergeler, çok hızlı olmasa da toparlanmanın başladığını, havanın açıldığını işaret ediyor. Sektör yeterli sermayeye sahip. Son dönemde likidite koşulları iyileşti. Büyümenin finansmanı için gerekli kredi büyümesini sağlamaya çalışıyoruz. Bankacılık reel sektörün işletme sermayesi ihtiyacı için finansman talebini karşılayabilir durumda. KOBİ kredi destek programına talep çok iyi” dedi. Aydın, tahmin edilen zamandan daha çabuk ve öngörülenden daha güçlü bir dengeleme olduğunun altını çizdi. Aydın, ‘Nasıl bir büyüme? sorusuna “Tempolu bir büyüme. Biz bundan sonra ne koşacağız, ne de çok yavaş yürüyeceğiz. Uçtan uca çeşitlendirilmiş disipline edilmiş bir büyümeden bahsediyoruz” açıklamasını yaptı.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, “Bu yılın hikayesi disiplin, dengeleme ve yeniden büyüme olacak” dedi. Para ve sermaye piyasalarında istikrarın oluştuğunu kaydeden Aydın, risklerin makul düzeylere gerilediğini, kredi sigorta primlerinin düştüğünü ve öngörülebilirliğin arttığını belirtti. Aydın, “Kaynak girişi başladı, ticari ilişkiler normalleşiyor, likidite baskısı azalıyor” yorumunu yaptı.

TBB Başkanı Hüseyin Aydın ile bu yıla ilişkin beklentilerini konuştuk. Ağustos ayından bu yana geçen zamanda alınan peş peşe kararlarla istikrarı sağlamak ve büyümeyi desteklemek adına güçlü kararların alındığını aktaran Aydın, “Kaynakları ve likiditeyi ekonomiyi destekleyecek şekilde en doğru alanlarda kullanılması için özen gösteriyor ve öncelikleri belirliyoruz. Kredi kanallarını açık tutmaya, vade ve fiyatlamalarda esneklik sağlamaya gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin kur ve faiz riskinde doğru yerlere gelmeye başladığını, yurtdışındaki yatırımcıların da olumlu gidişatı görmekte olduğunu kaydeden Hüseyin Aydın’ın bu yıla ilişkin belki de en önemli öngörülerinden biri uluslararası kredi notunun yükselmesi… Biz sorduk, Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın cevapladı.

● Peş peşe pek çok paket açıklandı. Doğru ilaçları mı alıyoruz?

2008 krizinde batı ülkeleri ekonomide toparlanma için ezber bozan işler yapıp anlatınca 'şahane' oluyor. Türkiye yapınca 'piyasaya müdahale' oluyor. Belirsizliklerin yüksek olduğu ve öngörülebilirliğinin bulunmadığı zamanlarda piyasaların çalışmasını teminen doğru yönde müdahale edilmesi, teşviklerin uygulamaya konulması normaldir. Dünyanın her yerinde böyledir. Geçmişte bunları dünya örneklerinde gördük. Devletler özellikle bankacılık sistemine olmak üzere finansal sisteme sermaye koyarken merkez bankaları da piyasaya likidite vermekten kaçınmadı. Küresel piyasalarda hava olumluya döndü. Gelişmekte olan ülkelere sermaye girişi var. Artması yönünde beklentiler de güçlü. Ancak, unutmamak gerekir ki hava çok sık değişebiliyor.

● Piyasalardaki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün piyasalar çok daha sakin ve öngörülebilir bir seyir izliyor. Fiyat ve miktar hareketleri daha öngörülebilir. Türkiye’nin risk primi düşüyor. TL’ye olan talep de artıyor. Piyasalar geleceğe yönelik iyimserliği satın almaya başladı. Kurlar beklenenden daha iyi bir düzeyde. Yurtdışı yatırımcıların TL yatırım araçlarına olan ilgisi yeniden arttı. Enfl asyonun düşmesi için TL’nin görece değerlenmesine ihtiyaç vardı. Bu süreç de çalışıyor görünüyor. Mevduat ve kredi faiz oranları düşüş eğiliminde. Piyasada faizler geçen yıl kur atağının ve likiditede bozulmanın ardından az sayıdaki işlemde de olsa yüzde 50’lere kadar çıktı. O günden bugüne hem mevduat faizi, hem kredi faizi gerileyerek, yüzde 20’lere geldi. 20'lerin altı uzak değil. Bu seviyeleri de görüyoruz. Faizin geri gelmesi bir süreçtir. Piyasalar yeniden sağlıklı olarak çalışmaya başladı ve risklerdeki düşüşün herkesin farkında. Bunun da fiyatlamaya yansıması çok doğaldır…

● 2018’de “Yapılandırma ne ayıptır, ne suçtur” dediniz ve nitekim yılın ortasında da yapılandırma ihtiyacı çıktı. Yapılandırmada son durum ne?

Şirketlerin yönetilememesinden kaynaklanan sorunları dışarıda bırakarak söylüyorum ki her zaman geleceğe ilişkin öngörülmedik olaylarla karşılaşabiliriz ve karşılaşıyoruz da. Ülkenin makro göstergelerini doğru yönetmemiz lazım. Gelişmeler sektörler veya firmalar üzerinde farklı derecelerde olsa da etkiler yaptı. Kur ve faizdeki dalgalanmalar, ister istemez diğer ticari borçlarının yanısıra firmaların finans sektörüne olan borçlarına ilişkin edinimlerini karşılamalarında sorunlara neden oldu. Kredi kalitesinde sınırlı da olsa bozulmalar gözlendi. Yönetilebilecek boyutlarda olmakla birlikte bir süre daha gözlenmeye devam edebilir. Yapılandırma, asla yanlış yapanı korumak da değildir. Her bir olayı, etkilerini ve yapılabilecekleri dikkatle değerlendirmek durumundayız değerlendiriyoruz. Yapılandırmayı çok boyutlu olarak görmek gerekir; vadelerde, fiyatlamalarda, teminatlarda esnek davranmak, gerektiği durumlarda ek kredi vermek, borçları azaltmak gibi borca ilişkin yapılabilecekler olabileceği gibi, borçlunun organizasyon, üretim, ortaklık yapısını değiştirmek, birleşme, satın alma gibi konuları da içermek üzere yapılabilecekler de olabilir. Yapılandırmayı kıt kaynakların doğru kullanımı ve faaliyetin sürdürülmesine imkan verme refleksi olarak görmek lazım.

120 milyar TL'lik borç yapılandırıldı

● Kaç firma yapılandırma kapsamına girdi? Ne kadarlık bir yapılandırma miktarından bahsediyoruz?

Üyelerimizden topladığımız verilere göre, 2018 itibariyle yapılandırma miktarı 120 milyar TL’ye yakın. Sektör ve ölçek ayırımı yapmadan, faaliyetine devam edebileceğine kanaat getirilen her firmaya hangi sektörde olursa olsun yapılandırma uygulanıyor. Yapılandırma bir banka tarafından yapılabildiği gibi birden fazla bankada yapılandırmada taraf olabiliyor. Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanan temel prensiplere göre çok sayıda alacaklının bir araya gelmesiyle de uygulanabilmektedir. TBB tarafından hazırlanan prensiplere göre öncelik 100 milyon TL’nin üzerinde borcu olan müşterilerin. Ağustos- Aralık 2018 döneminde 15 milyon TL’nin altında borcu olan 80 bin, 15-100 milyon arası borcu olan 1.700, 100 milyonun üzerinde borcu olan 483 firmanın borçlarına yapılandırma uygulandı.

Ziraat Bankası sahanın tam içinde

Hüseyin Aydın’a birazda Ziraat Bankası’nı dinleyelim dedik ve sorduk. 2018 yılında hemen hemen bütün ana bilanço kalemlerinde yüzde 20’nin üzerinde büyüme kaydeden Ziraat Bankası, 550 milyar TL’lik bilançoya geldi. Aktiflerini bir yılda 100 milyar TL’den fazla büyüten bankada krediler 370 milyar TL’yi aştı. Aydın, 2018 yılında sektörü kredilerde Ziraat’in yukarıya çektiğini belirterek “Biz sektörün bir numaralı bankasıyız ama sadece rakamsal büyüklüklerle değil. Büyük olmanın gereğini yapıyoruz. Biz sahanın tam içindeyiz. Kırarak, dökerek de değil. Bugünkü duruşumuzu 5-6 yıl önce başlattığımız dönüşümle başardık. Biz her iş sürecimizi dönüştürdük. Yatırım yaptık. Ülkemizin bilançosunu hep daha ön planda tuttuk. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz” dedi. Ortak ATM’lerin ücretsiz kullanımı 5 bankanın girişimiyle hayata geçerken Aydın, sisteme operasyonel yük getiren her iş için ortaklığa kapılarının açık olduğunu da belirtti. Aydın bundan sonra nakit operasyonlarında da bankaların ortak hareket edebileceğini ifade etti.

Aktif-pasif dengelendi

TBB Başkanı Hüseyin Aydın, TL’de toparlanmanın pozitif olduğunu belirtirken döviz kredisi tarafındaki gelişmelerin ise durağan olduğunu belirtmeden geçmedi. Bunda hem yapılan düzenlemelerin etkisi var. Hem verilen büyük proje kredilerinde geri ödemenin başlamış olmasının. Çok yakın bir zamanda tüm bankaların sahaya inerek rekabet yoğun bir dönem yaşayacağını kaydeden Aydın, döviz kredilerindeki azalmanın dış kaynak ihtiyacını azaltacağını ve sendikasyonlarda çevirme oranının da düşeceğini belirtti. Bankaların bilançosunda kaynak/kredi oranının artık daha dengeli bir pozisyona geldiğini de kaydeden Aydın, “Öz kaynak ve mevduatın toplamına baktığınızda yeni kredi verebilmek için yurtdışına bağımlılığımızın azaldığını da göreceksiniz” dedi. Aydın “Dövizde alıcı dış borç ödeme yükümlülüğü olan kurumlar. Türkiye’de bir tane bile ödenmeyen dış borç yoktur. Temmuzdan bu yana şirketler 20 milyar dolara yakın borç ödedi” dedi.

Tek kaynaktan beslenmek yetmiyor

"Yapılandırma sadece bugünün ihtiyacı değildir, her günün ihtiyacıdır” diyen TBB Başkanı Hüseyin Aydın, “Gelecekte beklenmedik durumları yönetmek içinde hukukun bizi destekliyor olması lazım” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin sermaye piyasalarını, fonlama tabanını da genişletmesi gerektiğinin altını çizen Aydın, “Bu ülkenin ekonomisine tek kaynaktan beslenmek yetmiyor. Türkiye sermaye piyasaları yeteri kadar gelişmiş ve büyümüş olsaydı, bizi de disipline edecekti. Artık başka piyasaların da devreye girmesi lazım” diye konuştu.

Tek tek tüm talepleri dinliyoruz

● TOBB ile TBB Türkiye’yi turluyor. Toplantılarda en fazla öne çıkan konular neler oldu?

Gelen paketlerden bazıları sanırım orada dile getirilen taleplerden oluştu. TOBB ve TBB olarak 13 bölgede, 81 ilin iş insanları ve temsilcilerinin katılımı ile toplantılar yaptık. Ciddi eleştiriler de geldi, öz eleştiri de. Biz de öz eleştiri yaptık. Herkes derdini, önerisini açıkça ve iyi niyetle dile getirdi. Ortak istek, üretimin, ticaretin, yatırımın devam etmesidir. Bankacılık sektöründe iyi günde de kötü günde de dayanışma ve destek bekleniyor. Onlar bize ‘yağmurlu havada şemsiyeyi kapatanlar oldu’ dedi biz onlara ’10 baz puan için banka değiştirdiniz’ dedik. Ama en nihayetinde en çok krediye erişimi, ödemeler ve teminatlarda esnekliği, yapılandırmalarda faiz oranlarının düşürülmesini, Eximbank teminat mektuplarının daha düşük oranda uygulanmasını, POS komisyonlarının düşürülmesini, kamunun borçlarını ödemesini, vergi, SGK gibi yükümlülüklere ek vadeler tanınmasını talep ettiler. Bize iletilen taleplerin önemli bölümünü karşılıyoruz. POS komisyonlarının düşürülmesi talebini karşıladık. Eximbank teminatlarının düşürüldüğünü de göreceksiniz. Bazı bankalar ihracata yönelik kredilerin reklamını yapmaya başladı. Kamudan ödemeler başladı. Bu ödemeler belli ölçüde seyyaliyeti sağlayacak. İhracatçının finansmana erişimi hızlanacak. Tek tek bankalara yönelik değerlendirmeleri ve talepleri alıyoruz, ilgili bankalara iletiyor ve cevapların gerekçeleriyle birlikte müşteriler ile paylaşılmasını istiyoruz. Türkiye Bankalar Birliği olarak sektör genelinde yapılabilecekleri değerlendiriyoruz. Bazı konuları ilgili kurumlara iletiyoruz. Karşılıklı yapılan hatalarla ilgili bunların düzeltilmesi ve tekrarlanmaması için çalışıyoruz. Hatalardan öğreniyoruz. Günün sonunda, en önemli konunun sağlıklı büyümenin, ticaretin, üretim değerlerinin, istihdamın sürdürülmesi olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. Bu nedenle, faaliyet ortamının iyileşmesi için piyasalarda istikrarın korunması ve makro büyüklüklerin dengeli olması ortak görüştür. Yakın iletişim, samimi işbirliği ve çözüm odaklı yaklaşım zorlukların aşılmasına katkı sağlıyor. Amacımız çarkları durdurmadan ekonomik faaliyetin toparlanması, orta ve uzun dönemde potansiyel büyüme hızının yeniden yakalanmasıdır. Burada bir parantez açmamız da lazım. Gerek TOBB Başkanımız gerekse bizler zorlukları birlik ve beraberlik içinde aşabileceğimizi, Hükümetimizin ekonomik faaliyeti desteklediğini, bankacılık sektörünün kaynaklarını, kredi kullandırımını, son 15 yılda yapılanları anlatıyoruz. Bu toplantılar, eksik ve yanlış yapılanların tespitinde katkı sağlıyor. Her bir konuya ilişkin değerlendirmelerimizi paylaşıyoruz, hataları tekrar etmemeye, daha iyisini yapmaya çalışacağımızı söylüyoruz.

42 şirket konkordato kararından vazgeçti

● Konkordatodan çözülmeler devam ediyor mu?

Konkordato ilan eden firmaların mümkünse yapılandırılarak konkordatodan çıkmaları için özel bir çalışma ekip kurduk. Zaten Ocak ayında başvuru sayısında düşüş var. Bu düşüşün bir nedeni de çarkların yeniden dönmeye başlaması. Amacımız, borçlunun bir yandan faaliyetine devam etmesi bir yandan da yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirmesidir. Bir firma konkordato ilan edince alacaklı olan diğer firmalar da etkileniyor. Zincirleme bir etki doğuyor, ödeme sistemi kilitleniyor. Durumu iyi olanlar da alacaklarını tahsil edemedikleri için panik yapıyorlar. Tabii az da olsa iyi niyetli olmayan başvurular da gözlemliyoruz. Gerçi mahkemeler bunları kısa sürede ayıklıyor. Bugüne kadar toplam riski 1,2 miyar TL olan 42 adet şirket konkordatodan vazgeçti. Konkordato başvurusu yapan, toplam riskleri 5 milyar TL seviyesinde bulunan yaklaşık 80 şirketin yapılandırılması konusunda görüşmeler ise devam ediyor.

Kartta rekabetin cevabı şiirle geldi!

Gelelim kredi kartları ile ilgili Ziraat’in yaklaşımına, Ziraat Bankkart ve kredi kartı yapılandırmasına. 200 bin kredi kartındaki borcu yeniden yapılandırdıklarını da kaydeden Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, ‘Kartta rekabeti artırıyormusunuz?’ sorumuza "Necip Fazıl Kısakürek’in dizelerini biraz değiştirerek cevap veriyorum" dedi ve şöyle ifade etti: Ey rakibim sen benim ifadem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..