Dünya önce işe bakıyor iş deyince de Türkiye!

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Paris’teyiz...

Coface Ülke Riski Konferansı’nda...

Bu yıl 22’ncisi düzenlendi...

2015 yılındaki konferansa da katılmıştım. O zamanda en çok dikkatimi çeken şeylerden biri, yüzbinlerce ticari ilişkinin ortaya çıkardığı ‘big data’ idi... O büyük veriyi bir anlamda rafine edip, ‘ülke değerlendirmeleri’ ve ‘sektör değerlendirmeleri’ olarak sunuyor Coface. Ve sadece veri olarak değil! İçeriden gözlemin gücünü de ekleyin bu analizlere...

Coface Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özer, “Tüm dünyada ticari riskler artarken, özellikle ihracatçılarımızın ihracat yaptıkları ülkelerde neler olduğunu, hem ülke riski hem de orada yerleşik firmaların ödeme performansları bakımından takip etmeleri gerekiyor” sözleriyle vurguluyor bu analizlerin önemini. Nereden bakarsanız bakın, Coface ülke ve sektör değerlendirmeleri dünya ile iş yapan insanlarımızın yararlanması gereken bir kaynak.

***

Emre Özer ile sohbetimiz Türkiye’ye kayıyor. 2017 nasıl geçti, 2018’den neler bekliyor?

“Karlılık yüksek oldu geçen yıl” diyor Özer, “O sürecin bu yıl mart ayına kadar devam edeceğini görüyoruz. Bir anlamda 2017 Mart'a kadar uzadı. 2018 için de beklentimiz olumlu. İyi bir dönem geçireceğiz. İşlerde bir kasılma gelirse 2018’in son çeyreğinde gelir. Bu yönde bir işaret yok şimdi. Ama 2019’da seçimler var. Seçimlerle ilgili özel bir gelişme beklediğimizden değil. Ama en küçük KOBİ’miz bile böyle zamanlarda bir süre öncesinden ‘bakalım ne olacak’ havasına giriyor.”

Devam ediyor:

“2018’de büyümenin yüzde 5-6 düzeyinde olmasını bekliyoruz. İhracat iyi gidiyor bir süredir. Bu yıl daha da iyi gidecek gibi görünüyor. Geçen seneki düzeyde bir iç tüketim zor ama yine de canlı bir pazar olacak. Kamu tarafı da canlı. Çimento ve beton üreticileri iyi başladı yıla. Çanakkale ve izlemesi beklenen projelerle altyapı tarafı da iyi bir dönem geçiriyor.”

***

Peki ya zorluk yaşayacaklar yok mu?

“Zorluklarla karşılaşacaklar kur problemi olanlar” diye yanıtlıyor sorumuzu, “Borçları kısa vadeli ve yabancı para cinsinden olan firmalar zorluk yaşayacak. Kur attığı zaman biz hemen hasar almaya başlarız. Bizde firmalar önce banka borcunu öder. Piyasaya borcunu ertelemeye çalışır. Geçen yıl KGF uygulaması ile piyasada likit oldu. Ödemelerde büyük sorunlar yaşanmadı. İyi ki de oldu, yoksa biz geçen sene mart sonunda bir kalp krizi geçirebilirdik.

Vadelerin uzamasından ve nakit sıkışıklığından dolayı reel sektörde dile getirilen şikayetleri hatırlatıyoruz...

“Doğru, bazı sektörlerde vadeler uzun” diyor, “Ev tekstili ve mobilya başta... Ama biz genel olarak önemli vade uzaması görmüyoruz. Nakit meselesi biraz da Merkez Bankası’nın politikası nedeniyle yaşanan TL sıkışıklığından kaynaklandı. Müteahhitlerin hak edişleri de bir süre ertelenmişti. Ama nisandan sonra rahatlama yaşandı. Ne vadede sorun görüyoruz, ne ödemelerde... Dolayısıyla 2017’de ciddi bir hasar olmadı. Aksine hasarda 2016’ya göre düşüş oldu.”

***

Ya dışarıdan Türkiye’ye bakış? Sorunlar artıyor mu, azalıyor mu?

“Yurt dışından Türkiye’ye yansıyacak önemli sıkıntılar beklemiyoruz bu yıl” diyor Özer ve devam ediyor: “Geçen yıl da gördük. Eninde sonunda ‘parayı nereye koyalım’ diye bakınca Türkiye öne çıkıyor. Türkiye’nin potansiyelinin herkes az çok farkında. İş deyince Türkiye... İnanın, dünya önce işe bakıyor. Bizim çok konuştuğumuz ‘algı’ meseleleri arkadan geliyor. Örneğin İtalya bizim bölgenin başında. Piyasayı anlattık. İmkanları görünce, hiç uzatmadılar, “yürüyün” dediler. Bazen biz bütçeyi ortaya koyunca iddiaya giriyoruz. ‘Bu kadar yapamazsınız’ diyorlar. Ama her seferinde de tutturuyoruz.”

Sonra Coface Türkiye’nin de dahil olduğu bölge ile ilgili bilgi verdi:

“İspanya, İtalya, Portekiz, Türkiye, İsrail, bütün Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney Afrika... Bu bölgede Türkiye üçüncü ülke iş hacmi olarak. İspanya, İtalya ve Türkiye geliyor. Coface tüm dünyada 66 ülkede fiilen iş yapıyor. Orada da 10’uncu ülke konumundayız. Bütün Afrika’yı ve Dubai hariç bütün Ortadoğu’yu alın, bir Türkiye ancak ediyor iş bakımından. Ve hemen söyleyeyim, 2017’nin son 4 ayında, eylül-aralık döneminde İspanya’dan daha çok iş yaptık biz. Bu ivmeyle gidersek daha da yükseliriz sıralamada. Örneğin, eğer 15 Temmuz olmasaydı, Brezilya’yı geçip 9’uncu oluyorduk biz o yıl.”

***

Bilgi vermeyi rakamlarla sürdürdü Emre Özer:

“Türkiye riskimiz toplam 5.5 milyar euro. Yarısı Türkiye’den yarısı dışarıdan alınan riskler. Prim üzerinden bir numarayız. Bu Türkiye’nin performansından kaynaklanıyor. Türk şirketleri durumu olunca ödüyor. İtalyan pek öyle değil mesela... Yine de biz hacmimiz Türkiye ölçeğine ve iş hayatımızın dinamizmine göre küçük. Toplamda 15 bin poliçe olması lazım.

‘Şimdi ne kadar’ diye sorduk. Coface Ticari Grup Genel Müdür Yardımcısı Ali Gençtürk söze girdi:

“Çok altında... Coface’dan örnek vereyim, 50 bin alıcıya limit tahsis ediyoruz ama kestiğimiz poliçe 500’ü bulmuyor. Ama bu sene 600’ü buluruz. Birkaç yıl içinde de 1000 poliçeye ulaşırız.”
Neden kaynaklanıyor bu fark? Madem işlerimiz iyi...

“Avrupa ile aramızdaki en büyük fark” diyor Emre Özer, “her şirketin finansal bilgisi açık Avrupa’da. Türkiye’de o yok. Çok zorlanıyoruz. Tabii bir de tarihsel fark var. Avrupa’da 100 yıllık bir ürün alacak sigortası. Bizde bilemediniz 20 yıllık. Oranlara da yansıyor bu. Kıta Avrupa’sında oran yüzde 17-18. Bizde yüzde yarım. Türkiye’de bilgi paylaşımı ve şeffaflığın önemini kavramamız lazım. Firmalarımızın finansal bilgilerini paylaşmaları kendi ticari aktivitelerine ve kredi değerlerine katkı sağlar.”

Nasıl değişir bu tablo?

“Hükümetin ticari alacak sigortasının geliştirilmesi için adım atmasını bekliyoruz. Konunun Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek’in gündeminde ve kendisinin konuyla yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Vadeli çek meselesi aşılmak isteniyor. Eğer bu yönde bir düzenleme çıkarsa hayatımız değişir. Aslına bakarsanız, firmalar yeni dönemde finansal pozisyonunu düzeltmek durumunda. Yurt dışı operasyonlarının büyütülmesi için elzem. Coface İtalya’nın 5 bin civarında poliçesi var. Türkiye Coface bunun en az yarısı olur. İtalya’da da aile şirketleri önemli. İtalya da KOBİ ülkesi. Ama bizim KOBİ’lerimiz çok küçük. Serpilmeleri lazım.”

***

Son sorumuz bu yıla ilişkin. 2018 nasıl başladı?

“Doğrusu, Avrupa’da kanlı bir rekabetle başladı” diyor Emre Özer, “Primler istikrarlı, fiyatlar düşüyor. Özellikle Almanya ve Fransa’da rekabet çok yoğun. Ama fiyat düşüşleri büyük firmalara yansır daha çok. KOBİ’lere fazla yansımaz. Avrupa’da ekonomi iyiye gidiyor. Bu bizim ihracatçılarımız için avantaj. Ama şirketlerde bir aşırı ısınma riski var.

Coface’ın Ülke Riski Konferansı’nda dile getirilenler de Emre Özer’i destekler nitelikte. Bu yıla ilişkin değerlendirme “2018: İyileşme sürüyor ancak şirketler aşırı ısınma riskine maruz kalıyor” başlığıyla veriliyor.

Peki risklere rağmen, herhangi bir nedenle sigorta yaptırmayan firmalar da var. Onlara bir önerisi var mı?

“Ticari alacak sigortası olmaksızın bu dönemde vadeli satış yapmak gerçekten çok riskli. Önce bunu anlamalarını isterim. Ama diyelim ki yaptırmadılar, o firmalarımıza da satış yapmak istedikleri alıcıların ödeme gücünü çok iyi takip etmelerini şiddetle öneririm!”

“Türkiye’den haberler iyi, temel risk politikada”

“Dünya Ekonomisinde Temel Trendler” konulu Coface Konferansı’nda Başekonomist Julien Marcilly, global ekonomik senaryoyu anlattı. En dikkat çekici vurgularından biri, dünyada korumacılık riskinin yükseldiği bol bol konuşulurken, 2017’de dünya ticaretini etkileyen korumacı önlemlerin sayısında bir artış değil bir düşüş yaşandığını söylemesiydi. Gerçekten de rakamlara bakılınca, ABD’de hariç korumacı önlem sayısında bir azalma var. 2016’da dünya ticaretini negatif etkileyen toplamda 374 önlem alınırken, 2017’de bu rakam 283’e gerilemiş.
Sağolsun, Coface Türkiye İletişim Birimi Yöneticisi Leyla Zerger, başekonomistin basınla özel sohbetine CNN Türk yorumcusu Artunç Kocabalkan ile birlikte beni de dahil etti, Türkiye değerlendirmesini sordum. Özellikle de Avrupa ile Türkiye arasındaki politik gerilimlerden dolayı bankacılık sisteminin nasıl etkilenebileceğini... Hemen söyleyeyim Julien Marcilly, sistemik bir risk beklemiyor. Şunları söyledi Coface başekonomisti:

“Son dönemde Türkiye ekonomisinden iyi haberler geliyor. Bunun devamını umabiliriz. Bir not indirimine gitmedik. Avrupa ile Türkiye arasında gerilimler yaşanıyor zaman zaman ancak Avrupa Türkiye’ye, Türkiye de Avrupa’ya oldukça bağımlı. Bankalar açısından olduğu gibi, ticaret açısından da... Türkiye ile ilgili temel risk 2019’da başkanlık yarışı nedeniyle politikada. Orada ekstra gerilimlerle karşılaşıp karşılaşmayacağımızı görmemiz lazım.”

Metalurji sektörü için haberler iyi...

Coface’ın analizlerine göre 2018 yılı temel sektörler için ‘pozitif’ bir yıl olacak. 18 sektör değerlendirme notunda revizyona gidildi ve bunların 15’i pozitif revizyon oldu. Metal fiyatlarının yeniden yükselmesi ile birlikte en iyi haberler metalürji sektörü için. İtalya, Hindistan ve Türkiye’de risk değerlendirmesi ‘çok yüksek’ düzeyinden ‘yüksek’ düzeyine indirildi. Hollanda için ise ‘orta’ düzeyine çekildi. Fransa’da inşaat sektörünün notu ikinci kez revize edildi ve ‘düşük risk’ düzeyine indirildi. Riskin arttığı noktalardan biri Batı Avrupa’daki olumlu gelişmelerin aksine İngiltere’de otomotiv sektörü. Nedeni ise gelecekteki sert bir Brexit riskinin ilk olumsuz işaretleri... İngiliz hane halkının ve yatırımcıların güven seviyelerindeki düşüşün sonucunda yatırımlar, üretim ve satışlar azalıyor. Raporda, bu ‘kötüleşme’ yüksek risk olarak notlandı.

2018’de 3 önemli risk

Coface’ın değerlendirmesine göre, 2018 yılında küresel büyüme zirveye çıkabilir. Tahminleri yüzde 3.2... Bu dünya ortalaması. Yükselen ülkelerde toplanma daha güçlü olacak. Gelişmekte olan ülkeler büyüme artışı tahmini yüzde 4.6. Büyüme yüksek ve belki daha da önemlisi daha senkronize olacak. Gelişmiş ülkelerde, iflas oranlarında düşüş var. Ancak birçok ülke kriz öncesi seviyelere döndü. Artık bu düşüş ivmesinin devam etmesini beklemek doğru değil. Bu nedenle 2017’de iflaslardaki yüzde 6’lık düşüşten sonra bu yıl beklenti sadece yüzde 1.8. İngiltere’nin ise siyasi belirsizliklerin devam ettiği bir ortamda iflaslarda yüzde 10 gibi ciddi bir artış yaşaması bekleniyor.

Coface analistleri, 2018’de küresel iyileşmenin risksiz gerçeklemeyeceği görüşünde. Üç önemli risk için uyarıyorlar:

1- Gelişmiş ekonomilerde yeni artışlar kolay değil

Yılın ikinci yarısından itibaren, aşırı ısınma sorunu gelişmiş ülkelerdeki şirketler için özellikle önemli hale gelecek. Almanya, ABD ve Orta Avrupa’da rekor düzeydeki düşük işsizlik oranları şirketlerin azami üretim kapasitelerine yakın olduğunu gösteriyor. Çelişkili şekilde, bu arz sorunu, yüksek işsizlik seviyelerine rağmen işgücü açığı yaşayan Fransız şirketlerinde de görülüyor. Bu tablo şirketlerin büyümelerini sınırlayabilir.

2- Çin’de bankacılık riski hala gündemde

Çin ekonomisinde kamu yatırımları sonucunda 2016 ve 2017 yılında yapısal zayıflıklar kendini gizleyebildi. Ama ancak geçici olarak... Çelik sektöründe aşarı kapasite sorunu yaşanıyor. Banka kredileri ve gölge bankacılık üzerinden şirket borçları artıyor. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki bankalar başta bankacılık riskleri önemli ölçüde yükseliyor.

3- Seçim takvimi yoğun, siyasi riskler iyi izlenmeli

Bu yıl siyasi risklerin yeniden canlanması olasılığı göz ardı edilemez. Yükselen ülkelerde siyasi gerilimler de yüksek. Coface sosyal çalkantı risk endeksi İran için yüzde 71, Lübnan için yüzde 65, Rusya için yüzde 64, Brezilya için yüzde 61 ve Meksika içinde aynı şekilde yüzde 61’e yükseldi. Ayrıca Ortadoğu için de risk endeksi, petrol fiyatlarındaki oynaklıkla da yükseltildi. Bu bölgede Suudi Arabistan yüzde 65 ile yüksek risk düzeyinde öne çıkıyor. Coface ülkenin değerlendirme notunu da C düzeyine düşürdü.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar