Kaynak sıkıntısı ve kıdem tazminatı konusundaki arayışlar!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Basına yansıyan haberlere bakılır ise Kıdem Tazminatı Fonu konusundaki çalışmalar hızlandırılacakmış! Kaynak sıkıntısı büyüdükçe yeni fonlar yaratma konusundaki arayışların çeşitlendiği dikkat çekiyor. Kredi hacmindeki artışı sürdürebilmenin, nefesi daralmaya başlayan kamu harcamalarını bütçe dışı yeni harcama olanakları ile desteklemenin, ihracı düşünülen yeni menkul kıymetlere talep yaratabilmenin yolları zorlanıyor.

Bazı okurlarımız konunun yıllardır tartışıldığını ve yeni bir konu olmadığını, kaynak sıkıntısı ile ilişkilendirmenin anlamsız bir zorlama olduğunu iddia edebilir. Evet, bu konu işsizlik sigortası konusundaki ilk tasarımların yapılmaya başlandığı dönemden bu yana yaklaşık 20 yıldır tartışılıyor. Konu aynı olsa da, bugünkü arayışı öncekiler ile aynı kefeye koymak yanıltıcı olabilir. Daha öncekiler işletmeleri rahatlatmak adına işçilerin mağduriyetine yol açacak özellikler taşıyordu; işçi kesiminin direnci nedeni ile sonuç vermemişti.

Bugün ise durum oldukça farklı; işçinin direnmeyeceği ve zorlanmadan desteklemeye ikna edilebileceği bir format üzerinde çalışılıyor. Yeni işe girenler için uygulama zorunlu olacak; her sene için aylık brüt maaş işçi adına fona yatırılacak. Eski çalışanlar için ise herhangi bir hak kaybı olmayacak ve seçenekleri olacak! Orta bir yol üretilecek ve işçi kendi isteği ile birikmiş kıdem tazminatlarını daha güvenceli olacağı varsayılan fona aktarılmasını tercih edebilecek; ya da birikmiş olanları nakit olarak alıp istediği gibi kullanabilecek, bundan sonrası için yeni sisteme zorunlu geçiş yapacak. Fona geçiş yapanlar için hem ek getiri ve hem de devlet güvencesi mümkün olacak; hatta isterse birikimlerini bireysel emeklilik sistemine aktararak yüzde 25’lik kamunun gelir desteğinden bile yararlanabilecek.

Konunun bir de işveren yönü var; onlar bu yeni yaklaşımı desteklemeye nasıl ikna edilecek? Zira yükümlülükleri veya maliyetleri azalmıyor; tam aksine çoğu işletme için kağıt üzerinde yeterince görünmeyen yükümlülükler ortaya çıkacak ve finansal görünüm ve nakit akışları bozulacak gibi görünüyor. İşçilerin tamamına yakın bir kısmı yeni fona geçmek ister ise bunun yapılabilmesi mümkün görünmüyor; Siyasi iradenin bu konuya mutlaka iş akışını etkilemeyecek türden çözüm üretmesi gerekiyor. Zira olabildiğince hacimli bir fon yaratmayı ve kullanmayı hedefliyorlar. Konunun kaynak sıkıntısı ile olan ilişkisi, başka bir deyişle püf noktası ise bu aşamada devreye giriyor.

İşletmelere bu konu için gerekli kaynak nasıl yaratılacak? Orta vadeli banka kredileri ile bu ihtiyacın karşılanması pek olası görünmüyor. Şirketler faaliyetlerini sarsmayacak kadar düşük faizli ve orta vadeli Kıdem Tazminatı Senetleri çıkarır ve satabilir ise, bu engel aşılabilir! Bu aşamada yine sormak gerekiyor, kaynak sıkıntısının giderek ciddileştiği bir ortamda bu senetleri kime satabilirsiniz? Para otoritesi dışında başka bir adres aklınıza geliyor mu? Bu yolu zorlamanın olası yan tesirleri, umulan faydanın çok üzerinde ve yıkıcı olmaz mı?

Ortada oldukça tuhaf bir durum var! Banka senetleri konusundaki çalışmanın rafa kaldırılmış olması ve Türkiye Varlık Fonu’nun kaynak yaratma konusunda ciddi bir mesafe kaydedememiş olması gibi örnekler, tehlikenin farkında olunduğunu düşündürüyor; kaynak yaratmak adına son kapı durumundaki para otoritesini zorlamaktan kaçınılıyor. Fakat konu kıdem tazminatı olunca neden akıl tutulması yaşanıyor ve durumun daha farklı olduğu varsayılıyor?

Hayal kurmak bazen iyidir, bazen ise çok tehlikeli olabilir! Çıkarılacak banka senetlerini, Varlık Fonu’nun ihraç edeceği menkul kıymetleri satın alabilecek bir Kıdem Tazminatı Fonu olsa ne güzel olurdu! Kaynak bollaşır, faizler düşer ve ekonomi canlanırdı! Bu ham hayallerin cazibesine kapılanlara hatırlatmak gerekiyor; para otoritesinin kimden, ne kadar ve hangi menkulü aldığı çok önemli değildir; bu aşamada sonucu belirleyen kıtlaşmakta olan likiditenin kalıcı olarak artırılıp artırılmayacağıdır! Hiçbir şey değişmeden, para politikasını sert bir şekilde gevşemeye zorlamanın bedeli çok ağır olabilir!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar