Şimşek: KGF desteğinin büyümeye yüzde 1 katkı yapmasını bekliyoruz

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Geçtiğimiz yıl duraklayan reel kredisi büyümesinin önümüzdeki dönemde ivme kazanacağı ve ortaya çıkan kredi genişlemesinin ekonomik büyüme üzerinde yaklaşık yüzde 1 oranında bir etki yapacağı değerlendirilmektedir..."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet ŞİMŞEK
Başbakan Yardımcısı

Ülkemizde finansmana erişim sorunu yaşayan KOBİ'ler başta olmak üzere işletmelerin uygun vade ve maliyetle krediye erişmesine yardımcı olmak amacıyla 90'lı yıllarda kredi garanti sistemi uygulamaya geçirilmiştir.

Bu amaçla, 1991 yılında TOBB, KOSGEB ve bankaların ortaklığında Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) kurulmuş, ancak bu kuruluş kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle belli bir ölçüde etkili olabilmiştir. Bilahare, 2009 yılında küresel krizin hissedilmeye başlanması ile birlikte bankacılık sistemindeki kredi daralmasının KOBİ'ler üzerinde yaratacağı olumsuz etkiyi hafifl etmek ve sistemin etkinliği artırmak amacıyla söz konusu sisteme Hazine Müsteşarlığı da dahil olmuştur.

Aynı yıl, 4749 sayılı "Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun"a geçici bir madde eklenmiş ve Hazine Müsteşarlığı, kredi garanti kurumlarına 1 milyar TL'ye kadar nakit kaynak aktarma konusunda yetkili kılınmıştır.

Bugüne kadar gerek Hazine destekli kefalet sistemi kapsamının genişletilmesi ve gerekse söz konusu desteğin miktar olarak artırılması amacıyla konuyla ilgili mevzuatta çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

Son olarak da 10 Mart 2017 tarihinde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında Hazine destekli kefalet sisteminde yeni bir uygulama dönemi başlamış bulunmaktadır.

Yeni Karar ile Hazine destekli kefaletler kapsamında kredi garanti kurumlarına sağlanacak destek miktarı 2 milyar TL'den 25 milyar TL'ye çıkarılmıştır. Sağlanacak kefaletlerin bakiye tutarının üst sınırı ise 20 milyar TL'den 250 milyar TL'ye yükseltilmiştir.

Yapılan düzenlemeyle sadece KOBİ'lere değil, çok daha geniş bir yararlanıcı kitlesine ulaşılması hedeflenmiştir. İhracatçı ve döviz kazandırıcı faaliyeti olan işletmelere yüzde 100 Hazine kefaleti ile kredi sağlayabilme imkânı getirilmiştir. Yine, finansman şirketleri tarafından sağlanan kredilere de Hazine destekli kefalet sağlanabilmesinin önü açılmıştır.

Yeni düzenleme ile işletmelere çok fazla yük getirmeyecek şekilde sadece on binde üç oranında bir komisyon oranı uygulamaya konulmuştur.

Ayrıca, kefalet oranları da artırılarak, KOBİ tanımını haiz yararlanıcılar için azami kefalet oranı yüzde 85'ten yüzde 90'a, KOBİ tanımı dışında kalan yararlanıcılar için ise azami kefalet oranı yüzde 75'ten yüzde 85'e çıkartılmıştır. Kefalet sürecinin etkinliğini artırmak ve sistemin reel sektörün ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermesini sağlamak üzere Portföy Garanti Sistemi (PGS) Hazine destekli kefalet sisteminin merkezine konulmuştur. Hazine desteği ile sağlanan kefaletlerin en az yüzde 80'inin PGS sistemi kapsamında sağlanması şartı getirilmiştir.

PGS sistemi ilk olarak 31 Ekim 2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla uygulamaya konulmuş olup, 2009 yılından bu tarihe kadar Hazine desteği ile sağlanan kefaletlerin bakiyesi sadece 4 milyar Türk Lirası şeklinde gerçekleşmişti. Yine aynı tarihe kadar sadece 11 bin firmaya kefalet sağlanabilmişti.

Hazine destekli KGF kefaletlerinden yararlanan toplam işletme sayısı 233 bin 962'ye ulaşırken, bu kapsamda verilen kefalet tutarı ise 145 milyar lira oldu. Sözkonusu kefalet karşılığında firmaların kullandığı kredi miktarı ise 162 milyar liraya çıktı.

Son iki aylık zaman diliminde ise desteklerden yararlanan firma sayısı 130 binin üzerinde çıkarken, bunlar için verilen kefalet miktarı 127 milyar lirayı aştı.

Söz konusu kefalet artışlarında, en önemli etkiyi PGS sisteminin yarattığı görülmektedir. PGS öncesinde, kefaletlerin tahsisi ve onaylanması süreci KGF bünyesinde oluşturulan "kredi onay komiteleri" tarafından yürütülmekteydi. Ancak, PGS'nin hayata geçmesi ile kefaletlerin tahsisi ve onaylanması süreci bankaların içsel derecelendirme sistemlerine bırakılmış olup, KGF'nin bu süreçlerdeki rolü minimize edilmiştir. Böylece Hazine destekli kefalet sistemi çok hızlı çalışan etkin bir mekanizmaya dönüşmüştür.

Bahse konu düzenlemeler kapsamında uygulamaya konulan yeni sistem çerçevesinde geçtiğimiz yıl duraklayan reel kredisi büyümesinin önümüzdeki dönemde ivme kazanacağı ve ortaya çıkan kredi genişlemesinin ekonomik büyüme üzerinde yaklaşık yüzde 1 oranında bir etki yapacağı değerlendirilmektedir.

Öte yandan, kullandırılan kredilerin kısa sürede bankacılık sistemine mevduat olarak geri döneceği ve sistemdeki mevduat kredi dengesinin yeniden sağlanacağı beklenmektedir.

Hazine destekli KGF kefaletleri kapsamında bankaların ellerindeki nakit imkânlarının azalması halinde dahi gayri nakdi krediler yoluyla ekonominin desteklenmesi söz konusu olacaktır.

Ayrıca söz konusu sistemin durgunluk dönemlerinde gelişmiş ülkeler tarafından alınan bazı tedbirler ve genişlemeci uygulamalar dikkate alındığında kısa sürede daha etkili bir sonuç ortaya çıkardığının belirtilmesinde yarar görülmektedir.