Bireyler yolsuzluktan kazanırken, toplumlar kaybeder
Şeffaflık Derneği 2011 Rüşvet Verenler Endeksi sonuçlarına göre kamu ihalelerinin yoğun olduğu, inşaat, madencilik ve enerji sektörleri rüşvete en açık sektörler. 19 sektörün listelendiği rüşvet endeksinde en az rüşvetin bulunduğu sektör ise tarım.
Uluslararası bir firmanın üst düzey yöneticisisiniz. Hızlı tüketim alanında faaliyet gösteren firmanız gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapmak istiyor, dış yatırım stratejisini oluşturmaktan siz sorumlusunuz. Hangi pazara, hangi ürünlerle girmeli? Ne tür yatırımlar yapmalı, ortaklıklar kurmalı? Firmanız Amerika ve Avrupa'da birçok şehirde faaliyet gösteriyor ancak henüz Türkiye'nin doğusunda kalan coğrafyada herhangi bir ticari aktivitesi yok. Batı dünyasının hızla tükettiği dönemlerde doğuya açılmaya gerek görülmemiş, biraz da sağlamcı bir yaklaşım sergilenmiş, belirsizlikler ve riskler gözleri korkutmuş. Bugünse büyüme trendinin doğuya kaydığının bilincine varan firma yönetimi sizden gelişmekte olan pazarlara nasıl girilmesi gerektiğine dair detaylı bir rapor bekliyor. Siz önceliği BRIC pazarlarına vermek istiyorsunuz… Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin. Dev pazarlar, dev fırsatlar, dev riskler… Bu pazarlara açılmanın en korkutucu tarafı içinde çeşitli formlarda rüşvet, teşvik ve yolsuzlukların olduğu nadiren siyah-beyaz olan iş yapış biçimleri…
Gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapabilmek için, çok uluslu şirketler görünmeyen riskleri ve alışılmamış iş yapma biçimlerini dikkate almak zorunda kalırlar. Özellikle bazı sektörler ve ülkelerde rüşvet, işlerin yapılması için kapıları açan tek yol olarak görülür. Genellikle inşaat sektörü gibi büyük yatırımların ve karmaşık kontratların söz konusu olduğu durumlarda devlet görevlilerine iş yaptırmak, belli izinler almak veya yavaşlayan süreçleri hızlandırmak için kayıtdışı ödemelere başvurulur. İlle yolsuzlukların rüşvet olarak yapılması da gerekmez. Kimi zaman, devlet görevlilerine doğrudan maddi ödemeler yapmak yerine, çeşitli ayrıcalıklar tanımak yeterlidir. Örneğin, Çin'de bir eyalete yabancı yatırım yapılıyorsa, eyalet görevlilerine çeşitli imtiyazlar tanımak adettendir. Belediye çalışanlarının akrabaları işe alınır, belediyeye çeşitli bağışlar yapılır. Bu yolla, yabancı şirketler hızla sosyal ve politik bağlar kurarlar.
Yolsuzluk bir gelenek haline gelmişse
Nijerya'da bir atasözü varmış: 'Anne koyun yerken, kuzuları seyreder.' Rüşvet mekanizması genelde bu şekilde işler. Devlette önemli konumlarda görev yapan kişiler büyük meblağlar karşılığında izinlerin alınmasında yabancı yatırımcılara 'yardımcı' olurlar. Bu al gülüm ver gülüm ilişkisi en üst seviyeden en alt seviyeye kadar devletin her kademesinde devam eder. Şirketi kurmaktan, eleman istihdam etmeye, vergi beyanından faaliyet alanına göre özel izinler almaya her aşamada dosyanızı inceleyen memura işin büyüklüğüne göre rüşvet vermeniz gerekir.
Sistem budur, biz de bu düzene ayak uyduralım çaresi yok diyen birçok yabancı yatırımcı mevcut gelişmekte olan pazarlarda. Onlar düzenle savaşmak yerine, kaynaklarının belli bir yüzdesini rüşvet masrafı olarak hesaplayarak pazarın onlara sunduğu fırsatlardan sonuna kadar yararlanmayı seçerler. Yerel ekonomide onlara kapıları açan azınlığın ekmeklerine yağ sürüp ekonominin gelişmesi için çalışan birçoklarını hiçe sayarak sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederler.
Hangi pazarda rüşvetsiz olmaz?
Şeffaflık Derneği, 2011 Rüşvet Verenler Endeksi sonuçları, yurtdışında ticari faaliyet gösteren şirketlerin çalıştıkları yabancı ülkelerde rüşvet verme alışkanlığının oldukça yaygın olduğunu göstermekte. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden 3.000 işadamı ile yapılan araştırmada, geçtiğimiz sene 120 milyar dolar denizaşırı ticaret yapan Rusya ve Çin firmalarının en fazla rüşvet veren firmalar olduğu tespit edilmiş. Hollanda ve İsviçre ise, en az rüşvet veren firmalara sahip ülkeler. Ayrıca, kamu ihalelerinin yoğun olduğu, inşaat, madencilik ve enerji sektörleri rüşvete en açık sektörler. 19 sektörün listelendiği rüşvet endeksinde en az rüşvet alan sektör tarım.
Endekste sözü geçen rüşveti, uluslararası şirket yöneticilerinin uluslararası şirketlerin kamu ihalesi kazanmak, denetimden uzak durmak, idari işleri hızlandırmak ya da etkilemek amacıyla kamu görevlilerine verdikleri para olarak tanımlamak mümkün. Çalışmanın bir ilginç yanı da artık rüşvetin sadece firmalarla kamu sektörü arasında sınırlı olmaması ve şirketler arası alışverişleri de içine alması.
Dünya Rüşvet Sıralaması (1 en şeffaf, 17 en rüşvet alan)
1. Hollanda, İsviçre
2. Belçika
3. Almanya, Japonya
4. Avustralya, Kanada
5. Singapur, İngiltere
6. ABD
7. Fransa, İspanya
8. Güney Kore
9. Brezilya
10. Hong Kong, İtalya, Malezya, Güney Afrika
11. Hindistan, Türkiye
12. Suudi Arabistan
13. Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri
14. Endonezya
15. Meksika
16. Çin
17. Rusya
Rüşvete tepki vermeli
Rüşvet hem ekonomik büyümenin hem de yatırımcının aleyhine çalışmakta. Örneğin, bir rüşvet sonucu gerçekleşen yatırım ardından rüşvet alan devlet memurları o yatırımdan hak talep ederler. Bu durum yatırımcı için ek vergi anlamına gelir. Üstelik, rüşvetin duyulmaması için yatırımcı rüşvet verdiği memurlara uzun süreli yatırım yapmak durumunda kalır. Böyle bir döngüyü ön gören yatırımcılar rüşvetle iş yapılan pazarlara girmemeyi tercih edebilirler.
Çoğu zaman rüşvetle iş yapılan pazarlarda bile rüşvete karşı protestolar görülmekte. Örneğin, hem yerel şirketler hem de yabancı şirketlerin sıklıkla rüşvetle iş hallettiği Hindistan'da rüşvete küçük işletme sahiplerinden ve çiftçilerden tepkiler yükseliyor. Birkaç ay önce, Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletinde, rüşvet taleplerinden bunalan çiftçiler, vergi dairesine üç torba dolusu yılan bırakarak tepkilerini göstermiş.
Çin'de rüşvet oldukça kabul görmüş bir iş yapış şekli olmakla beraber, Çin hükümeti rüşvet alanları cezalandırmaktan geri kalmıyor. Geçtiğimiz Mayıs'ta Beijing News'ün yayınladığı habere göre, 2010 yılında 24.406 hükümet görevlisi yolsuzluk suçundan hapse girmiş. Tutuklananlardan yaklaşık 6.000 kişi beş yıl ve üzeri cezaya çarptırılmış.
Yolsuzlukların egemen olduğu bu pazarlarda, rüşvete karşı ufak ufak tepkiler hem hükümetlerden hem de halktan geliyor. Rüşvet alanların sayısı sadece cezalarla ve toplumsal tepkilerle azalmayacaktır. Ancak rüşvet verenler rüşvet vermemek için direnirse, yolsuzlukla mücadele başarılı olabilir.
Şirketlerin yolsuzlukla mücadele stratejileri
Bazı firmalar yolsuzlukla savaşacağına barışır ve kendi çıkarları için sistemin bir parçası olur. Rekabet baskısı, yatırımın hızla kara geçmesi ve yerel-kültürel normlar dolayısıyla, uluslararası şirketler yolsuzluklara boyun eğer. Oysa, firmalar yabancı yatırım yaparken yolsuzluklara karışmamak için birden fazla alternatife sahiptir.
1. En tehlikesiz strateji pazara girmemek. Tabii buna bir strateji denirse... Yolsuzluğun yoğun olduğu pazarlara girmemek. Böylece, bu şirketler için yolsuzluğa bulaşmak gibi bir problem tamamen ortadan kalkmış olur. Buradaki en büyük sıkıntı bu pazarların sunduğu önemli fırsatlara şirketlerin tamamen kendilerini kapamış olmaları. Economist dergisinin haberine göre, geçtiğimiz yıllarda Procter and Gamble, Nijerya'da bir Pampers fabrikasını gümrük memuruna rüşvet vermemek için kapamaya karar vermiş.
2. Pazara yerel bir ortakla girmek. Yerel bir firmayla ortaklık kuran yabancı şirketler, pazara girmek için vermeleri gereken rüşvetleri tamamen ortadan kaldırabilirler. Bu sayede, pazara yeni giren bir firma statüsünde olmazlar. Yerel ortakları sayesinde yabancı firma gibi algılanmaz, pazarı iyi tanıyan firmalarla beraber anılırlar. Pazarın sunduğu fırsatları ortaklarıyla beraber değerlendirirler. Buradaki dezavantaj ise, yabancı firmanın yerel kaynaklara yatırım yapamamalarıdır.
3. Rüşvete karşı Kurumsal Kurallar devreye girer. Shell gibi birçok pazarda faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin rüşvet konusunda katı prensipleri mevcut. Genel iş prensiplerine göre, doğrudan veya dolaylı olarak rüşvet teklif etmek, ödemek veya kabul etmek kabul edilemez uygulamalar. Shell'de çalışan ülke başkanları CEO'ya bu prensiplerin nasıl uygulandığı konusunda senelik rapor vermek zorunluluğundadır.