Doğalgazda açık mı?

Gazprom'un hesaplamalarına göre Türkiye'de 2016 ve sonraki yıllarda bir doğalgaz açığı yaşanabilecek. Türkiye uzun vadeli önlemlere yönelmeli, zaman aleyhimize işliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AHMET COSKUNAYDIN 

Ülkemiz enerjide, dünyada dışa en çok bağımlı ülkeler arasında yer alıyor. Bu bağımlılık hem petrolde hem de doğalgazda geçerli. Bağımlılık nereye ve kime? Doğalgaz alımlarında, bu alanda sadece bizi değil, başta Doğu ve Batı Avrupa'nın en büyük doğalgaz tedarikçisi olan Rusya en önplana çıkıyor.

Rusya'nın doğalgazını ise bir dünya devi kuruluş olan Gazprom çıkarıyor, taşıyor ve pazarlıyor. Ülkemiz de nerdeyse tüketiminin yüzde 50'den fazlasını bu devden satın alıyor. Gazprom'un hesaplamalarına göre Türkiye'de 2016 ve sonraki yıllarda bir doğalgaz açığı yaşanabilecek. Bugünlerde Gazprom ile imzalanan ve yılda 16 milyar metreküp olan ithalatın 3 milyar metreküp artışını öngören sözleşme de sorunu uzun vadede çözmeyecek.

Gerçi 3 milyar metreküp doğalgaz için ek boru hatları döşenmeyecek, bu büyük avantaj, maliyete yansımayacak, fakat uzun vadede bu önlemler yetersiz kalacak ve yeni seçenekler aranmak zorunluluğu doğacak. Bu açığı giderme yollarından biri olarak görünen Azeri doğalgazının ise yetersiz kalabileceği ve gözlerin yeniden Gazproma'a çevrilmek zorunda olabileceği öne sürülüyor.

Ülkemiz halen Gazprom'dan satın aldığı doğalgazın 1000 metreküpüne 420 dolar ödüyor. Gazprom, dünya çapında bir rekabete girerse, bu fiyatlarda az da olsa bazı inişler beklenebilecek...

Hele, Gazprom dev Türkiye pazarını Azeri ve İranlı rakiplerine kaptırmak istemezse...

Fakat sonuç ne olursa olsun, ülkemizi önümüzdeki yıllarda bekleyen en büyük sorun, enerji bağımlılığı ve bu enerjinin fiyatı...

Şimdiden bunu çözmek için uzun vadeli önlemlere yönelmeli, zaman aleyhimize işliyor...

Bunun yolu alternatif yollara bakmak. Nükleer, rüzgar ya da güneş enerjisi gibi. Su artık neredeyse gündemden düştü gibi. Öyle ya bir zamanlar su ile dünyaya kafa tutacak kadar kendimize güvenirken, şu sıralar, su fakiri oluğumuz bile konuşulur hale geldi. Barajlarımızı yüzde 50'ler düzeyinde doluluk arz etmesi, bizi belki uyandıracak... Gerçi her şey bir saatin çarkları gibi zincirleme birbirine bağlı... Bir noktadaki bir dişli atlayışı, tüm saati bozuyor ve düzeni allak bullak ediyor. Enerji ve bağlantılarının da saatten pek farklı yönleri yok....