”Gelecek kuşaklara şarkılar bıraktım”

Ali Kocatepe, yeni televizyon programları ve 'tribute' albümlerle sanatseverlerle buluşacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

Ali Kocatepe... Yazdığı her melodi, kaleme aldığı her şarkı sözü kuşakların hafızasına işlenmiş, 43 yıldır bu topraklarda yaşayan herkesin hayatına sinmiş, anılarına fon müziği olmuş bir müzik adamı... Önceki akşam, Beşiktaş Belediyesi için düzenlediğim "Ustalara Saygı"da konuk olan; dostları ve meslektaşları kadar her yaştan hayranının samimi sevgisine yakından tanık olduğum Ali Kocatepe bu hafta "Çarşamba Söyleşileri"nin konuğu. Sohbetimize, yeni projelerden söz ederek başlıyoruz. Ali Kocatepe, TRT ile görüşme aşamasında oldukları haftalık bir programdan söz ediyor. "Bir araştırma programı" diyor ve anlatıyor:

"Aynı zamanda içinde müziğin, eğlencenin de olduğu bir program. İsmi, 'Ali ve Aysun Kocatepe ile Zamanda Yolculuk'. Her programda geçmiş yıllardan birine gidiliyor ve siyasetten magazine, çarşı pazardan tiyatroya, sinemaya, müziğe kadar o senenin en önemli olaylar konuklarla beraber tartışılıyor, konuşuluyor, inceleniyor. O dönemin şarkıları da orkestramız eşliğinde konuklarla beraber söyleniyor. TRT ile olumlu geçti görüşmelerimiz. Eğer böyle sonuçlanırsa, ekim ayında televizyonda eksikliği duyulan böyle bir projeye başlayacağız. TRT de böyle bir program için en uygun kanal diye düşünüyorum."

Ali Kocatepe önümüzdeki yıl çalışmalarını televizyon yapımları üzerinde yoğunlaştırmayı düşünüyor. Demin sözünü ettiğinin dışında bir iki projesi daha var, onların da görüşmeleri sürüyor. Sanatçının bu yaklaşımı, sözü müzik sektöründeki düşüşe getiriyor doğal olarak:

"Düşüş hâlâ devam ediyor. Sektör dibe vurdu, daha dibi yoktur diye düşündüğümüz bir durumda dibin dibi olduğunu görür hâle geldik. Albüm prodüksiyonları bu yüzden bütün cazibesini yitirdi. Ancak, sanatçının prestiji için bir kartvizit olarak albüm projelerini sürdürebiliyoruz."

Ama biliyorum ki Ali Kocatepe'de albüm projeleri de çoktur ve bir yerlerde zamanının gelmesini, koşullarının oluşmasını bekliyorlardır. Bunlardan da konuşacağız, ama ben, uzun yıllardır yeni albüm çıkarmayan Aysun Kocatepe'nin yeni çalışmaları var mı sorusunu daha önce sormak istiyorum:

"Aysun'un bu konuda çok uzun zamandır devam eden çalışmaları nihayet bitmek üzere" diyerek albüm haberini muştuluyor. E peki Ali Bey'in albümleri?

Albüm için sponsor arayışında

"'Aşk Tadında Rüya Gibi Şarkılar' adı altında bir albüm projem var. Bunun için sponsor arayışındayım. Henüz bulmuş değilim. Konsepti bir hayli farklı, açıklamak istemiyorum. Ama müthiş tadı olan ve potpurilerden oluşan bir albüm. İçinde çok sayıda şarkı olacak çok güzel geçişlerle birbirine bağlanmış. Her kesimden dinleyiciyi mutlu edeceğini düşünüyorum, yani yine eksikliği duyulan bir albüm."

Ali Kocatepe, genelde farklı işlere imza atan bir yapımcı. Sponsorların ilgisini çekecek çalışmaları yalnız bununla sınırlı değildir, diye düşünüyorum ve beni yanıltmıyor:

"İki yıl önce yaptığım '41 Kere Maşallah' tribute albümünden sonra her yıl farklı Ali Kocatepe projesi tribute'un devamı olarak gelecek düşüncem vardı. Ortam, sponsorları da etkiliyor haliyle. 'Rock Yorumlarıyla Kocatepe Şarkıları' albümünü bu yüzden erteledim, bir türlü hayata geçiremiyorum. Proje taze bir biçimde ortada duruyor, ama eyleme geçemiyor parçaların düzenlemelerini, kayıtlarını yaptıramıyorum. Çünkü mutlaka sponsora ihtiyaç var. Eğer bu konuda da sponsor bulunabilirse 'Rock Yorumlarıyla Kocatepe Şarkıları' albümü 2009'da müzik marketlerdeki yerini alabilir. O, benim tribute serisinin ikinci ayağı olacak.

Ardından da farklı bir konsept, Akdeniz şarkıcılarının seslendirdiği, çeşitli dillerden; Rumca, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca, İbranice Kocatepe şarkıları projesi gelecek. Bunlar hep biribirinin devamı olan projeler. Zaten tribute albümü de bu konuda Türkiye'de şimdiye kadar gerçekleştirilen en büyük çapta çalışma oldu. 37 şarkıcının yer aldığı, 26 şarkının yorumlandığı bir albüm şimdiye kadar Türkiye'de yapılmamıştı."

Farklı, yapılmamış projeler üreten Ali Kocatepe, bir kez daha tekrarlıyor:

"Ama artık tek başımıza hareket edemiyoruz. Sponsor desteği bulamazsak maalesef düşüncelerimizi hayata geçirme imkânı kalmıyor."

Farklı konseptlerin peşinde

Televizyon ve albüm projelerinin dışında sahne çalışmalarını da sürdürüyor Ali Kocatepe:

"Sahnede de farklı konseptler yaratmaya çalışıyoruz. Orkestramız bazen 5-6 kişi, kimi projelerde 15 kişiye kadar genişlettiğimiz oluyor. Bu arada resitallerde piyano eşliğinde şarkı söylediğimiz de oluyor. Farklı projelere göre farklı konseptler uygulayabiliyoruz.

Hayatımda hep müzik var. 43 yıldır hep müzik oldu. Müzik, gene bütün ağırlığıyla devam ediyor. Yorumcu, besteci, söz yazarı, yapımcı olarak müzik çalışmalarımı sürdürüyorum."

Ali Kocatepe'de projeler bitmiyor. Bu kez televizyon dizileri gündemimiz:

"Bütün bunların dışında bir dönem ayrı bir şirket kurarak ürettiğimiz televizyon dizileri vardı. Şimdi tekrar o işlerle de ilgileniyorum. Bazı güzel dizi projeleri var elimde. Televizyonlarla bu konuda da görüşmelerim sürüyor. İyi bir casting yaparak gene farklı tarzdaki bu dizileri de hayata geçirmeyi düşünüyoruz."

Önce Ali Kocatepe'nin dizi yapımcılığı geçmişini bir öğrenmeliyiz o zaman:

"Anadolu Film Yapım Yayıncılık diye bir şirket kurmuştuk. TRT'de o dönemde yayınlanan 'İz Peşinde' adlı diziyi biz hayata geçirmiştik. Mehmet Aslantuğ, Erol Taş, Osman Yağmurdereli, Gülen Karaman rol almışlardı. Fakat sonra Körfez Krizi'ni yaşadık ve Türkiye'de bu çalışmaları yapan ilk şirket olmamıza rağmen bir süre sonra kapatmak durumunda kalık. Eğer bir yıl kadar dayanabilseydik, belki de bugün televizyonlara en çok üretim yapan film şirketi olacaktık! O zamanlar ortaklarımızdan biri yönetmen Hüseyin Karakaş'tı. Avni Özgürel senaristti, ortağımızdı. Çok iyi bir kadromuz vardı, fakat erken hareket etmişiz, bu yüzden de kapatmak zorunda kalmıştık."

İşte o günleri yeniden canlandıracak projeleri de var Ali Kocatepe'nin. Sözün burasında onun ağzından kısa bir özgeçmişi dinlemeliyiz ki içinde gazetecilik de var. Hatta dönemin en çok satan dergisi Erkekçe'nin yazıişleri müdürlüğü bile. Lise çağlarında gazeteciliğe başlamış bakın nasıl anlatıyor:

"Gazetecilik hayatımsa daha lise çağlarında başlıyor. Lise öğrencisiyken… Zaten lise dönemimdeki hobilerim mesleğime dönüştü sonraları. Bu da beni çok mutlu etti. İzmir'de Yeni Asır Gazetesi'nde müzik yazıları yazıyordum. Bu arada, adı İzmir Radyosu'ydu o zamanlar, 1965'lerde, şimdiki adıyla DJ'lik yapıyor, programlar hazırlıyordum orada. Aynı yıllarda orkestra kurmuştuk. Müzisyenliğim, besteciliğim o senelerde başlamıştı. Yani lise yılları benim için her şeyin başlangıcı olan bir dönemdi.

Spikerlik yılları

Sonra Ege Üniversitesi'nde okudum, ama İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi Turizm ve Dış Ticaret Bölümü'nü bitirdim. Ama hep müzik ve sanatla ilgili işlerle uğraştım. TRT'de müzik prodüktörlüğü yaptım sınav kazanıp, ilk yapımcılarındanım TRT'nin… İşte o dönemde spor spikerliğim de var. Maç anlatmayı yıllarca sürdürdüm. Özel televizyonlar açıldığında Star televizyonunda, 1991'di yanlış hatırlamıyorsam, Pazar akşamları spor programı hazırlayıp sunuyordum. Bütün teknik direktörler, kulüp başkanları her hafta konuğum olurlardı. 1993'te bir yıl boyunca, Show Radyo'nun Genel Yönetmenliği'ni yaptım. Özel radyolarda ilk maç yayınını ben gerçekleştirdim o zaman Fenerbahçe-Bursaspor maçıyla…"

Çok yönlü Ali Kocatepe, gazeteciliği de haftada bir gün Yeni Asır Gazetesi'nde yazarak sürdürüyor. Bu arada, kitap projeleri de var Türk pop müziği tarihine ışık tutacak:

"Geleceğe dönük en büyük ideallerimden biri arşivimdeki fotoğraflarla ve kupürlerle desteklenecek bir kitap. O kitapta Ali Kocatepe'nin özgeçmişi, özel fotoğraflarla Türk Pop Müzik tarihinin bir kısa özeti, en önemli şarkılarımdan birkaç nota, şarkı sözleri el yazımla.. olacak... Prodüktör olarak birlikte çalıştığım, hemen hemen müzik dünyamızın dörtte üçünü oluşturan sanatçılarla ilgili yazdığım yazıları da burada yayınlamak istiyorum. Daha önce gazetelerdeki makalelerim de buraya girebilir. Bunun için de sponsora ihtiyaç var. Çünkü, iyi kâğıda basılmış, büyük ebatlı, bol fotoğraflı bir kitap söz konusu. Bu yüzden de pahalı bir iş, ama Türkiye'de pop müzik tarihini, Ali Kocatepe'nin hayatıyla birlikte 50 yıllık müzik hayatımızı derleyip toparlayacak çok güzel kalıcı bir yapıt olacak gelecek kuşaklar için. Sevgili Faruk, gördüğün gibi boş durmak yok. Her an, her saniye dolu."

Nice klasikleşen bestelere Ali Kocatepe...

"Romantikliğimi hiç kaybetmedim"

Ama her zaman müzik ön planda Ali Kocatepe için. Hazırlayacağı televizyon veya radyo programlarının bile müzikle ilgili olmasını tercih ediyor. Müzik, belirleyici olunca da kuşaktan kuşağa geçen hayatımızın fon müzikleri biribiri ardına doğuyor. Nesilden nesile sevildiklerine tanık olduğu çok sayıda "beste çocuk"lar. Bu nasıl bir duygu?

"Anlatayım. Çok romantiğim, balık burcuyum. Besteciliğimde de romantizm çok öne çıkmıştır. İlk bestemi yaptığımda, 60'lı yılların ortalarıydı. 'My First Love' diye İngilizce sözlerle beste yapmıştım. O zaman Türk Pop Müziği fazla gelişmemişti, ama Timur Selçuk'un 1967 yılında yayınlanan 'Ayrılanlar İçin' adlı 45'lik plağı birçoğumuzun ufkunun çok genişlemesini sağladı. Ve ondan sonra ilk plağım 1968'de yayınlandı: 'Böyle Yazmış Yaradan'.

Sonra her yıl bir plak okudum. 70'te 'Yeni Bir Dünya İstiyorum' bayağı bir sükse yaptı. Ardından gelen şarkılar da beni Türkiye'ye tanıttı, ama ilk klasiğim 1974'te, Toplu İğne Beste Yarışması'nda yarıştığım 'Hey Gidi Dünya Hey' adlı şarkım olmuştu. Bir besteci için şarkılarının yıllar sonra söylenmesi çok önemli bir şey. Çok müthiş bir duygu. Bugün bir bakıyorsun 34 yıl geçmiş 'Hey Gidi Dünya Hey'in üzerinden fakat herhangi bir yerdeki 20 yaşındaki bir şarkıcı veyahut da genç bir kız ya da erkek 'Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı' diye şarkıya başladığı zaman düşünüyorsunuz, o kaç yaşında, sizin şarkınız kaç yaşında… Bu son derece mutlu eden bir duygu.

70'li yıllarda Nükhet'in seslendirdiği 'Melankoli', 'Ben Sana Vurgunum', Sezen'in yorumladığı 'Çocuklar Gibi', 'Küçük Bir Aşk Masalı' -Özdemir Erdoğan'la beraber okumuştu-, bugün hâlâ sahnelerde söyleniyor, geniş kitleler bu şarkıları biliyor, bir besteci için, bir söz yazarı için  müthiş bir duygu. Bu duyguları tattım. Bu yüzden de çok mutluyum. Yani zamanımın boşa geçmediğinin, gelecek kuşaklara şarkılar bırakmış olduğumun farkındayım. 

Ne istiyorum? Bu yıl bestelediğim bir şarkı, Aysun'un sesinden bu yıl yayınlanacak olan bir şarkı da isterim ki 20 sene sonra gene söylenen bir şarkı olsun.

Ben, romantikliğimi hiç kaybetmedim. 70'li yılların romantizmini, o dönemdeki melodi zenginliğini yaptığım şarkılarda gene korumaya çalışıyorum. O zamanlar duygular hâkimdi, şimdi ritm hâkim. Ritm üzerine birtakım sözcükler yerleştirildiğinde ortaya şarkı çıkıyor. Ama bu şarkılar hep tüketilip bitiyor. Belki bunların içinden de klasikleşen şarkılar çıkacaktır, belki değil mutlaka çıkacaktır. Ama 70'li yılların romantizmi ve onların bıraktığı izi bugün görüyoruz. Ve de gençlerimiz de 'ah o zamanın şarkıları da ne kadar güzelmiş' diyorlar. Çağa uydurmak için cover'lar yapılıyor, bazen otantik haliyle bu şarkılar korunuyor ve o şekilde dinleniyor. Sonuçta yetiştiğim, müziğe başladığım ve şöhrete ulaştığım dönemlerdeki müziğin ciddiyetini ve zenginliğini ben, bireysel olarak en azından bugün devam ettirmeye çalışıyorum. Bu da çok güzel bir duygu benim için..."

Nice klasikleşen bestelere Ali Kocatepe...