İşte meme kanseri risk grubundaki kadınlar

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İZMİR - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Saydam, aşırı alkol tüketen, doğum yapmayan, çocuğunu emzirmeyen kadınların meme kanseri riski altında olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Saydam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin kadınların "korkulu rüyası" haline geldiğini, bu hastalığın meme başının içeri çökmesi, meme başından sıvı gelmesi, deride çekilme, kızarıklık ve renkli kısımda egzema gibi belirtilerle kendini gösterebildiğini belirtti.

Herhangi bir risk faktörü olmasa bile 40 yaş ve üstü kadınların yıllık mamografi ve fizik muayenesiyle kontrole gitmesi gerektiğini dile getiren Saydam, ailesinde özellikle annesinde meme kanseri olanların ise 30-35 yaşından itibaren bu işlemleri yaptırması gerektiğini anlattı.

Söz konusu hastalıktan kurtulma oranının rahatsızlığın evresine, tipine göre değiştiğine işaret eden Serdar Saydam, "Erken evrede yakalanan bir kişi büyük olasılıkla memesi korunarak tedavi edilebilmektedir. Kadınlarda bilinç düzeyinin yükselmesi ve erken tanı yöntemlerinin kullanılması meme kanserinin yüzde 90'lara varan oranda tedavi edilmesini sağlıyor" dedi.

Risk grupları
Meme kanserinin elle muayene ve mamografi, USG, MR gibi tetkiklerle saptanabileceğini, kesin tanının ise ancak patolojik inceleme ile olacağını ifade eden Prof. Dr. Saydam, şöyle konuştu:
"Meme muayenesi için en uygun zaman adet görme periyodunun ortası olan günlerdir. Eğer kadın adet görmüyorsa, elle muayene herhangi bir gün yapılabilir. Elle muayenede kötü huylu tümörlerin sınırları düzgün değildir. Ayrıca deride ve meme başında çekinti ve renk değişikliği yapan, sert ve zor oynayabilen kitleler de kötü huyludur. Düzgün sinirli, orta sertlikte veya yumuşak, hareket ettirilebilen kitleler iyi huyludur. Aşırı alkol tüketen, doğum yapmayan, çocuğunu emzirmeyen kadınlar risk grubundadır."

Prof. Dr. Saydam, ayrıca her kanser olan kadının göğsünün alınmadığını, cerrahi, ışın ve ilaç tedavisiyle bu hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu ifade etti.