Avrupalı alıcı, tekstilciyi fiyat baskısıyla zorluyor

Avrupalı büyük alıcıların, hazır giyim ve tekstilde fiyat baskısı sektörü zorluyor. Aynı zamanda Avrupalılar, Balkanlar başta olmak üzere bazı yerlerde Türkiye'ye alternatif üretim bölgesi oluşturmak istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

Geçtiğimiz yıl yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tekstil ve hazır giyim firmalarına bir darbe de Avrupalı alıcılardan geldi. Yaşanan sürecin ardından Avrupa'dan 'Fiyatları indirin' baskısı artarken, diğer taraftan alıcılar Türkiye'ye alternatif üretim üssü yaratmaya çalışıyor. Ancak yaşanan bu sıkıntılara rağmen sektörün yüzünü güldüren haberler de geliyor. Halen 3 İtalyan firmanın Türkiye'de üretimi gündemine aldığı ve görüşmelerin sürdüğü öğrenildi.

Doğu ve Güneydoğu’da 23 ilin cazibe merkezi olarak belirlenmesinin ardından Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) bu kentlerin tanıtımını sağlamak için toplantılara başladı. Geçtiğimiz aylarda ilk çalıştayı Iğdır’da düzenleyen MHGF’nin ikinci durağı ise ekim ayı içinde Van olacak. Cazibe Merkezleri Tanıtım Toplantıları ile ilgili DÜNYA’ya bilgi veren MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, etkinliklerin Van’dan sonra da devam edeceğini ifade ederek, “Aralık başı gibi Elazığ düşünüyoruz. Ocak sonuna kadar 5 şehri ve 5 bölgeyi bitirmiş olacağız” diye konuştu.

Öztürk, bu etkinliklerde şehrin sürdürülebilirliğini, yapılan yatırımın uzun soluklu kalabilmesini, o şehrin diğer şehirlerle nasıl çözüm ortağı ya da partner olabileceğini tartıştıkları 2 günlük çalıştaylar yaptıklarını anlattı. Toplantılar kapsamında 2 ayrı panel düzenlediklerini ifade eden Öztürk, birinde yerel katılımcılarla şehrin konuşulduğunu diğerinde ise daha daha genel konular üstünde durulduğunu belirtti.

Burada dikkat çekmek istedikleri konunun hazır giyim tarafında şehirlerin alt sektörlerle örtüşmesini sağlamak olduğunu ifade eden Öztürk, bölgedeki akademisyenlerin de her konuda gerekli eğitimlerle programı destekleyeceklerini anlattıklarını söyledi.

İplik 20 TL'ye kadar yükseldi

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’un ardından “Darbe fırsatçılarına izin verilmemeli” açıklaması yaptığını hatırlatan MHGF Başkanı Öztürk, ancak bu tip davranışların sördüğünü aktardı.

İplik fiyatlarının 12 liradan 20 liraya kadar yükseldiğini dile getiren Öztürk, bunun yanında sektörde maliyetlerin sürekli arttığını ve müşterilerin fiyat baskısıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Sektördekilerin fiyat tartışmasından çok, kapasiteyi doldurup oyundan çıkmamaya çalıştıklarını anlatan Öztürk şöyle devam etti: “15 Temmuz, Avrupalı alıcılar tarafından bir baskıya dönüştü. Bu fırsat mı oldu yoksa korktular da mı dönüştü bilmiyoruz ama sonuçta bizi rahatsız ediyor. Türkiye’nin kapasitesi gözardı edilemez. Ancak gördüğümüz, alıcılar buradaki kapasitenin alternatifini oluşturmaya başladı. Yakın bölgelerimizde çok var. Balkanlar bu konuda epey yol aldı. Türkiye'nin hazır giyimle elde ettiği kazanım neredeyse 40 yıllık. Bunu Avrupalıların birkaç yıl içinde bir yerde oluşturması çok kolay değil.”

Öztürk, diğer yandan İtalya’dan 3 firmanın Türkiye’de üretim yaptırmak için görüşme yaptıklarını sözlerine ekledi.

Standart ürünlerin üretimi, cazibe merkezlerine kaymalı

İlk çalıştayı Iğdır’da yaptıklarını hatırlatan Hüseyin Öztürk, “Orada gördük ki aslında cazibe merkezlerinin en önemli aktörlerinden birisi muhtarlar. İstihdamı hareketlendirecek, tabana yayacak kesim bu” dedi. Iğdır çalıştayının ardından 10 civarında firmanın organize sanayi bölgesiyle protokol imzaladığını anlatan Öztürk, Van’da da şu anda 20 tane firmanın tekstil sektöründe faaliyette olduğunu dile getirdi.

Buradaki firmaların 5 yıldan beri ufak ufak işler yaptıklarını söyleyen Öztürk şöyle devam etti: “Zincirleri götürüyoruz çalıştaya. ‘Ben burada üretim yapacak firmaya iş veririm’ diyorlar. Iğdır’dan büyük bir zincirimiz haftada 1-2 TIR ürün alıyor. Burada sürekli dikkat çektiğimiz şey, şehirlerin standart ürünlerde kendi kimliğiyle hareket etmesi. X şehri tişört üretiyorsa tişört üretmeli, tişörtün bütün yan sanayisiyle beraber orada bir kümelenme olmalı. Partner şehirler oluşturup yan sanayiyle, hammaddeyle beraber denk getirmek lazım.”

Büyükşehirlerin standart üründen çıkması gerektiğini vurgulayan Öztürk, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde istihdam ağırlıklı bir teşvik olacaksa, bu üretimlerin kaydırılmasıyla başarının sağlanabileceğini bildirdi.