KOBİ'lere koruma planı hazırlanması gerekiyor

Mart ayı meclis toplantısında ekonomik koşullarda KOBİ’lerin durumunu değerlendiren İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, KOBİ’lere ilişkin yapısal reform çağrısı yaptı. Özgener, KOBİ’ler için hem koruma planı hem de kredi paketi beklentisini vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, kredi ile mevduat faizlerinin dengelenmesi ve bunu yaparken kredi daralmasının yaşandığı dönemlerde en çok etkilenen KOBİ’lere bir koruma planı hazırlanması gerektiğini söyledi. Mart ayı meclis toplantısında konuşan Özgener, en azından mevcut kredi limitlerinin reel olarak daralmasını engelleyecek bir kredi paketi sunulmasının KOBİ’lere bu süreçte cansuyu olacağına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcı Cevdet Yılmaz’ın yeni bir yapısal reform paketi üzerinde çalışıldığını belirtmesi üzerine, söz konusu reform paketine kaynak oluşturabilecek önerileri paylaşan Özgener, KOBİ’lere koruma planı hazırlanmasının yanı sıra, “Ticari kredi kartları birincil işletme sermayesi aracı haline geldiği için bu kartlarda taksit ve limit sınırlaması yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Kredi kartı kullanımında yapılacak düzenlemelerin makul ölçüde olması, daha çok lüks ve gereksiz tüketim alışkanlıklarını caydırıcı, ürün bazında geçici özel düzenlemeler yapılması gerektiği kanaatindeyim.

Dar gelirlilerin kullandığı düşük limitli kartların aylık ödeme koşullarının, belirli sınırlar içinde tutulması gerektiği, aksi takdirde kredi kartı kullanımına getirilecek katı kısıtlamaların, ticareti durma noktasına getirme riski taşıdığını da vurgulamak isterim. Bu yıl ayrıca, şirketlerimizin mali tablolarını yakından etkileyen enflasyon muhasebesi uygulamasında revizyon yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu noktada, şirketlerin stok veya henüz gerçekleşmeyen karları için enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan farklara istinaden peşin vergi ödememesi ve geçici vergi dönemlerinde enflasyon muhasebesinin uygulanmamasının sağlanabileceğini düşünüyoruz. Enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması da, yine firmalarımızın mali dengelerinin sağlanması için önem taşıyor” dedi.

Teşviklerle ilgili de yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Özgener, mevcut teşviklerin verimliliği konusunda soru işaretleri olduğunu belirterek, “Bu amaçla; teşvik sisteminin gözden geçirilmesinin yanı sıra, yatırım süreçlerinin de sadeleştirilmesinin önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi.

“Daha sıkı tedbirler alınabilir”

Merkez Bankası’nın, enflasyon görünümündeki bozulma ve yurt içi talebin güçlü sürdüğüne dikkat çektiğini, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir şekilde bozulmanın devam etmesi durumunda daha da sıkılaştırma yapabileceğini kaydeden Özgener, “Sıkılaşma adımı, yılbaşından bu yana rezervlerin 22 milyar dolar azalmasının ardından gelmiş olsa da; Merkez Bankası’nın, enflasyonu düşürme kararlılığını göstermesi açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz.

Ayrıca, yeni dönemde, maliye politikası ve yurt içi kredi politikasının desteğiyle iç talebin kontrol altına alınması amacıyla daha sıkı tedbirlerin alınabileceği kanaatindeyiz. Bu dönemde stratejilerimizi, piyasada atılacak adımları öngörerek ve proaktif davranarak belirlememiz gerektiğine inanıyoruz” dedi.