Geleceğimiz kapkara bir ayna mı?
Black Mirror (Kara Ayna) dizisini izlemesek de mutlaka duymuşuzdur. Bu dizi, yakın ya da orta vadede edineceğimiz teknolojik birikimin ve hayatımıza doğrudan etki edecek gelişmelerin sonucunda insan, medya ve teknoloji ilişkisinin nereye doğru gideceğini işleyen bir dizi olarak tarif edilebilir.
İngiliz Channel 4 kanalında 2011 yılında yayınlanmaya başlayan, başarısı ve popülerlik kazanması ile Amerikan çevrimiçi yayın platformu Netflix tarafından yayın hakları satın alınan Black Mirror (Kara Ayna) dizisini izlemesek de mutlaka duymuşuzdur.
Her bölümün senaryosu genellikle farklı senaristler tarafından yazılıyor, yönetmen koltuğunda farklı isimler oturuyor ve her bölümde birbirinden farklı konuları işliyor. Black Mirror, yakın ya da orta vadede edineceğimiz teknolojik birikimin ve hayatımıza doğrudan etki edecek gelişmelerin sonucunda insan, medya ve teknoloji ilişkisinin nereye doğru gideceğini işleyen distopik bir bilimkurgu dizisi olarak tarif edilebilir.
Köşemizde bu dizi üzerine yazmak konusunda bize ilham veren ise, dizinin birkaç bölümünde ön plana çıkan ‘Gelişmiş Teknoloji’, ‘Çevrimiçi İnsanlık’ ve ‘İş Hayatı’nı kesiştiren gelecek teması oldu.
Dizinin 2016’da yayınlanan 3. Sezonunun açılış bölümü olan ‘Nosedive’ (Tr. Burun üstü çakılmak) elektrikli ve otonom arabaların üstünlüğü ele aldığı, insanların birbirini Instagram benzeri bir sosyal medya uygulamasında 1-5 yıldız üzerinden puanladığı bir gelecekte geçiyor. Sosyal medya üzerinden yıldız vermek diyerek geçiştirmenin pek kolay olmadığı bir durum var elbette, bu gelecekte aldığınız yıldızların ortalaması 4.5’in altında kaldığında evinizin kirası artabilir, 4.2’nin altında kaldığınızda istediğiniz uçaktan bilet alamayabilir, 2.5’in altına düştüğünüzde ise işinizden kovulabilir ve işyerinizin otomatik puan okuyuculu kapısından dahi geçemeyebilirsiniz. Hayatınızın her anını daha çok yıldız puanı toplamaya çalışmakla, elinizdeki yıldız puanlarınızı ise kaybetmemeye çalışmakla geçirmek zorunda kalsanız neye dönüşürdünüz?
Performans değerlendirme
Hayatınızın her anını bir Performans Değerlendirme mantığı içerisinde geçirmek zorunda olduğunuzu düşünün. Her sabah işe giderken kahve aldığınız kafedeki garson çocuk dahi aşmanız gereken bir psikolojik engel. Onun verdiği yıldızlarla puanınız yükseliyor. İşler bu noktada çığırından çıkıyor ve modern bir sahtelik içerisinde birbirimize yıldızlar dağıtmaya başlıyoruz. Bu modern sahteliğe yeterince uyum sağlayamayan ‘ötekiler’i ise hem günlük hayatta, hem de iş hayatında kolayca yargılayabiliyoruz. Toplum içerisindeki davranışlarımız, sosyal medyadaki kişiliğimiz ya da sadece kendimiz olmayı becerdiğimiz en mahrem anlarımız arasında büyük farklılıklarımız olması Black Mirror’un kötücül gelecek öngörüsüyle oldukça benzer değil mi?
Twitter, Facebook, Google gibi kısmen eski mecralarımıza Instagram ve Snapchat gibi daha yakın geçmişli yeni mecralar ekleniyor. Bu mecralarda yaptığımız paylaşımların gerçek bizi ne kadar yansıttığı konusundaki soru işaretlerinin bir sonucu olarak, iş görüşmesi sırasında yapılan Sosyal Medya Kontrolü (Social Media Check) yeni iş dünyasının bir standardı haline geliyor. Biz ‘insanlar’a ise, bu teknoloji ve dijitalleşme akışı içerisinde gerçeklikten kopmamak düşüyor. Black Mirror evreninde, gelecek oldukça karanlık görünüyor olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki ışıkların kontrolü hala ve şimdilik bizim elimizde.
"Tek kimlik" lazım
İK uzmanları; karşısında oturan çalışan adayıyla, çevrimiçi mecralardaki paylaşımları yapan kişi arasındaki fark ne kadar küçülürse o kadar olumlu bir aday bulmuş sayılıyor. İşe Alım’da yenilikçi yöntemlerin yaratıcısı ve uygulayıcısı olan şirketler de hayatın her anında ‘tek kimlik’le yaşayanları tercih edecek sistemlere yatırım yapıyor.
Sosyal medya
Twitter, Facebook, Google, Instagram, Snapchat... Bu mecralarda yaptığımız paylaşımların gerçek bizi ne kadar yansıttığı konusundaki soru işaretlerinin bir sonucu olarak, iş görüşmesi sırasında yapılan Sosyal Medya Kontrolü (Social Media Check) yeni iş dünyasının bir standardı haline geliyor.