Samimi bir gülücük gibi sıcacık: Phuket

THY, 17 Temmuz itibariyle Phuket'e direkt seferlere başladı. Yolcular İstanbul'dan Phuket'e açılışa özel tüm vergiler dahil gidiş-dönüş 569 dolardan başlayan fiyatlarla uçabilecek. Phuket, 120 ülkede hizmet sağlayan Turkish Cargo'nun da yeni servis noktası olacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hakan GÜLDAĞ

Türk Hava Yolları'nın ilk uçuşu için Tayland'ın dünyaca ünlü turizm adasındayız. THY Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bilal Ekşi'nin söylediği gibi "Andaman Denizi'nin incisi" 'en güzel ada' sıralamalarında daima ilk 10'da yer alıyor.

Phuket ile kırılması zor rekorunu bir adım daha ileriye taşıyor, havacılık dünyasının 'destinasyon' şampiyonu. THY'nin 300'üncü uçuş noktası bu...

"Dünyanın sayılı turizm destinasyonlarından biri olan Phuket'i de kapsamlı network'ümüze ekleyerek yolcularımıza yaptığımız dünyayı keşfe yönelik çağrımızı yineliyoruz" dedi basın toplantısında THY'nin CEO'su Bilal Ekşi...

Havacılık geleneklerine uygun biçimde Phuket Uluslararası Havalimanı'nın itfaiyesi tarafından TK 0172 sefer sayılı uçağımız hortumlarla ıslatılarak karşılandı.

Uçaktan iner inmez ise Phuket bize, gezimiz boyunca hep karşılaşacağımız güler yüzünü gösterdi. Gerçekten de Tayland'ın 'gülüşler ülkesi' olarak anılması boşuna değil. Gittiğiniz her yerde sürekli güler yüzle karşılanıyorsunuz. Yalnız otelinizde, size satış yapma umudu taşıyan dükkânda değil, sokakta da öyle... Phuket sakinleri, kişi başı 3 bin dolar milli gelire rağmen, son derece huzurlu, sakin insanlar. Âdeta hiç aceleleri de yok. Gayet güzel Türkçe konuşan Kırgız rehberimiz Danyal, "Bir sorun çıksa bile sakin davranmaya devam ederler, sanki sinirleri alınmış gibi" dedi tanımlarken. İşlerini yaparken de sürekli güler yüzle ve yavaş hareket ediyor Phuketliler. Sokakta sadece bir yerde korna sesi duyduk. Orası da kutsal bir alanmış. Yerel taksi 'tuk-tuk'lar, yolların hakimi motosikletler, otomobiller, otobüsler 'ruhları selamlamak için' korna çalıyorlar, uyarmak; kızmak için değil. Hem birbirlerine hem turiste saygılılar.

Phuket'in resmi nüfusu 360 bin. Ama kime sorsanız 500 bin diyor. Yüzde 30'u Müslüman. Çoğu, Endonezya'dan, Malezya'dan gelenler. Bir zamanlar balıkçılık ve kalay madenlerinde işçilik yapmak üzere adaya gelmiş Çin kökenliler de bir hayli fazla. Pek büyük bir ada sayılmaz Phuket. Etrafındaki adalarla birlikte 576 kilometrekare. Bir başka ifadeyle iki tane Gökçeada. Midilli'nin yarısı bile değil. Ama bu küçük ada, yılda nüfusunun 10 katı turist çekiyor. Dünyanın her yerinden yılda 5 milyon turist geliyor. En kalabalık turist grubu ise Ruslar. Yılda en az 1 milyon Rus turist geliyor. Nedeni ise belli: Hava sürekli sıcak... Kışın da, yazın da geliyorlar. Burada yerleşen Rus da çokmuş. Gerçekten de plajlarda ikinci dil Rusça... Türkiye'den ise geçen yıl Tayland'a giden 75 bin ziyaretçinin önemli bir kısmı Phuket'e gelmiş...

Hava sürekli 30 derecelerde. 12 ay boyunca aynı... 35 dereceye vardığı da oluyor. Daha çok nisan-mayısta. Çok nadir olarak da 20 dereceye iniyor ama senede belki 1-2 gün... Denize yılın her döneminde giriliyor. Yine de 'sezon' olarak Kasım- Nisan arasındaki dönem tavsiye ediliyor. Adanın güney tarafında gel-git hareketi kuvvetli. Deniz bir-iki saat süre içinde yerine göre 500, 600, 700 metre çekiliyor. Sonra da geri geliyor. Bu nedenle güneyden pek denize girilmiyor.
Tayland'ın para birimi baht. 1 dolar 33 baht civarında. Ama asıl kolay hesap 1 lira 10 baht üzerinden yapılanı. Herhangi bir fiyatı gördüğünüzde bir sıfır atıp TL karşılığını buluyorsunuz. Tabii pazarlık bu bölgenin hiç şaşmaz kuralı. Onda bir beklemeyin, ama, fiyatlar hayli aşağıya çekilebiliyor.

THY'nin Phuket seferleri, şimdilik haftada 4 frekans halinde karşılıklı yapılacak. Avrupa ve Güney Amerika'dan tatil için Phuket'e gitmek isteyenlerin şimdiden THY'nin seferlerine büyük ilgi gösterdiği belirtiliyor.

"Birbirine yaslanmış tepeler" ya da James Bond Adası...

Phuket civarındaki adaların hepsi muhteşem panoramik manzaralara sahip. Ama içlerinde en ünlüsü hiç şüphesiz James Bond Adası... Phuket'e gelen turistlerin bir çoğu, biraz uzun süren bir tekne yolculuğunu göze alarak James Bond Adası ya da yerel adıyla Ko Khao Phing Kan'ı ziyaret ediyor. Ko Khao Phing Kan, yerel dilde birbirine yaslanmış tepeler anlamına geliyor. Tabii, burayı bu kadar ünlü kılan 'Altın Tabancalı Adam' filmi... Roger Moore'un başrolünü üstlendiği bu efsanevi Bond filminin önemli bir bölümü 1974 yılında burada çekilmiş.
Çevrede ziyaret edebileceğiniz başka adalar da var. Hong Adası bunlardan biri. Tekneden atladığınız bir kano ile kayaların milyonlarca yılda rüzgâr ve dalgaların etkisiyle oyularak kâh ağzını açmış sizi yutmaya hazır dev bir balığın kafasına, kâh bir file, kâh da yerel halkın nitelendirmesiyle Buda'ya benzediği figürlerin arasında, adaya hiç ayak basmadan bile unutulmaz bir yolculuk yapabilirsiniz.

Phuket ve kaplanlar

Bir kaplan 103 günde doğuruyor ve dünyaya 3-4 yavru getiriyor. 18 aylık olduktan sonra kendi başlarına yaşayabiliyorlar. Fakat özellikle dişi olanları 3 yaşına kadar aileyle birlikte kalıyor. Tayland'da kaplanlar 1930'dan bu yana koruma altında. Avlanmaları ve kürklerinin satışı yasak. Ama birçoğunun tutulduğu kaplan bahçeleri, geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Buralarda kaplanlarla vakit geçiren turistler, giriş biletiydi, fotoğraftı, hediyelik oyuncaklarıydı derken, hayli para harcıyor. Artık hangi boyda kaplanla fotoğraf çektireceğiniz sizin cesaretinize kalmış. Gittiğimiz Tiger Kingdom'da henüz bir vukuat olmamış. Ama siz siz olun, sakın yaşını başını almış bir kaplanla yüz yüze gelmeyin. Zaten kafasına dokunmanıza ve yaklaşmanıza izin de vermiyorlar. Ayrıca, hemen söyleyeyim 3-4 aylık bebek kaplanlar çok daha sevimli ve de güvenli...

Selamlaşma ritüeli biraz karışık...

Phuket'te bol bol selamlanacaksınız. Geleneksel selamlama 'wai'... İki el göğüs hizasında birleştiriliyor ve hafifçe öne eğilerek selam veriliyor. Tabii selamlaştığınız kişi akranınızsa. Çünkü, 'wai' selamında ellerin hizası sosyal duruma göre değişiyor. Yaşlıları ellerinizi biraz daha yukarı çıkararak, ağız hizasında selamlamak gerekiyor. Keşişleri ise daha da yukarıda. Şansınıza karşınıza kral çıkarsa kafanızdan da yukarıda... Karşınızdaki sizden yaşça küçük ise yapacağınız şey önce onun sizi selamlaması. Selamlarken erkekler, 'sawadee krup', kadınlar 'sawedee ka' diyebiliyor. Duruma göre, 'merhaba' ya da 'hoşçakal' anlamında. Tabii selamlaşmada söylenecek sözler ve ellerin hizası sadece yaşa göre belirlenmiyor. Bir şey satın aldığınız kişi sizden yaşça büyük olsa bile önce sizi o selamlıyor. Doktor, polis gibi mesleklere göre de selamlaşmanın ritüeli değişebiliyor. Biraz karışık yani… Abartılı selamlamalar gülüşmelere yol açabiliyor. Tayca konuşmaya çalışmak da öyle. 'Güzel' kelimesi biraz sert söylendiğinde 'çirkin' anlamına gelebiliyor. Yerel halkla kaynaşmak güzel de, abartınca komik ya da antipatik duruma düşebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın...

Fillerin emekli maaşı 5 bin Baht

Fil, Tayland için çok önemli. Ülkenin sembolü kabul ediliyor. 1917'ye kadar, o zamanlar Siyam olarak adlandırılan ülkenin bayrağında kırmızı zemin üzerinde beyaz bir fil yer alıyordu. Şimdi, direksiyonun da sağ tarafta olmasından belli, İngiliz etkisiyle olsa gerek, Tayland bayrağı mavi ve kırmızı çizgili. Beyaz fil, 'uğur' sayılıyor. Kralların başarısı bile sahip oldukları beyaz fillere bağlanıyor. Bir süre önce vefat eden, Taylandlıların saygıyla andığı son kral 9. Rama'nın söylenenlere göre 10 beyaz fili varmış. Şansınıza albino bir fil bulduysanız yaşadınız. Doğrudan kraliyete götürüp ömür boyu hali vakti yerinde bir yaşam sürmeyi de garantiliyorsunuz. Bir beyaz file 6 milyon baht ödül var. Filler, insanlar gibi muamele görüyor. Statüleri de öyle. 2-3 yaşında çalışmaya başlıyorlar. Asya filleri, Afrika filleri kadar büyük değil, ama çok daha akıllı. Kolay eğitilebiliyor. Tayland'da 5 bin fil koruma altında. Her birinin pasaportu var. Eskiden yük taşımak başta birçoğu ağır işlerde çalışırmış. Şimdilerde 'fil safari' denilen bir sürücü eşliğinde filin üstündeki bir sepette turistlere kısa bir yolculuk yaptırılan bahçelerde çalışarak turizme katkı sağlıyorlar. 50 yaşından sonra emekli olabiliyorlar. Emekli olan file 5 bin baht maaş bağlanıyor.

Bir çocuğun başını okşayacaksanız bir daha düşünün

Yollarda, evlerin kenarlarında, bazen plajın arkasında, otelin girişinde, bir su kenarında, hasılı her yerde kuş evi gibi küçük, süslü yapılar hemen dikkat çekiyor. Kimisinde kaplan figürleri, kimisinde filler, çiçeklerle bezenmiş bu yapılar birer tapınak. Hemen her gün, yemek ve su konuluyor önlerine. Phuket'te din, görünür görünmez biçimde her yerde. Her yerde 'şükretme' imkânı var. Tabii büyük tapınaklar da var. Tayland, Budizmin dünya üzerindeki kalesi. Daha önce Bangkok'ta Wat Pho Yatan Buda tapınağını ve Zümrüt Buda tapınağını görmüştüm. O denli değil, ama Phuket'teki Wat Chalong Tapınağı da oldukça görkemli. 'Büyük Buda' da öyle.
Phuket'in en yüksek noktası olan, 500 metreden fazla yükseklikte Chalong tepesinde oturtulmuş Buda heykeli 45 metre boyunda. Heykelin dış yüzeyi küçük mermer parçalarıyla kaplı. Yapımına 10 yıl önce başlanan tapınağın inşası devam ediyor. Binaya dökülecek beton ve demirden, konulacak her bir mermer parçasına kadar 2000 ile 100 baht arasında değişen bağış yapmak mümkün. Burada inanışlar da ibadet de farklı. Her erkek, isterse hayatının bir bölümünde 'rahip' olabiliyor. Kadınların Budist rahiplere dokunması yasak. Meselâ küçük çocukların başını okşamak, burada sevimli değil, aksine son derece kaba bir hareket sayılıyor. Çünkü böyle yaparak, başın üst kısmında olduğunu düşündükleri ruhları dağıtmış oluyorsunuz. Ya da sandalyeleri bomboş açık hava sinemalarına rastladığınızda da şaşırmayın. Müşterileri olmadığından değil, sinemalarda filmler ruhlar için oynatılıyor. Yanılıp da izlemeye kalkarsanız, kibarca uyarılıyorsunuz.

Kazıklar üzerinde evler

Phuket'ten geleneksel 'uzun kuyruklu' tekneler ile 20 dakika uzaklıktaki Koh Panyee adasındaki köy ilginizi çekebilir. Ada dediğime bakmayın. Köy, aslında birkaç yüz metre uzunluğundaki kayalık şeritte deniz üzerinde kurulu. 200 yıl kadar önce Endonezyalı balıkçılar gelip yerleşmiş. Tayland'da yabancılara toprak satışı yasak olduğu için evlerini de kazıklar çakıp denizin üzerine yapmışlar. Yaklaşık bin 500 kişinin yaşadığı köyün halkı Müslüman. Bu nedenle, 'Müslüman Villaları' diye de anılıyor. Bir de cami var (yanda.) 'Mescit' diyorlar ama gözünüzde öyle küçücük bir yapı canlanmasın. Deniz ürünleri bol yine, ama belki pişirme usulünden, biraz daha bizim damak tadımıza yakın. Yediklerimizin hepsi gayet güzeldi. Küçük ve sevimli çarşısında hindistancevizinden yapılma kaplardan inciye kadar pek çok hediyelik var.

Ve bir gösteri...

Phuket FantaSea, adanın ve Tayland'ın geleneklerini, egzotik yanlarını, sirk ile kabare arasında bir gösteride âdeta bir özet gibi sunuyor. Perşembe hariç her gün düzenlenen gösterinin mekânı, 3 bin kişilik ilginç bir yapıya sahip. Tayland ürünlerinin satışının da yapıldığı merkezde 4 bin kişi aynı anda yemek yiyebiliyor.

Ah şu kablolar da olmasa...

Yeşillik, yeşillik, yeşillik... Phuket yemyeşil. Denizi de... Çoğu zaman rengi şişe dibi gibi yeşil. Kumsallarsa bembeyaz... Ama her yerde Akdeniz'in o pırıl pırıl sularını aramayın. Bu farklı bir deniz. Bir de, o kadar yeşilin, her boydan ağaç ve bitkinin arasında uzanan o elektrik telleri ve telefon kabloları olmasa... Ama her elektrik direğine karşılık onlarca palmiye ağacı size o göz eziyetini çabuk unutturuyor. Birdenbire karşınıza çıkıveren en az 20 metre boyunda, tek bir ağaçtan çok bir ormanı andıran 300-400 yaşındaki dev Banyan ağaçları (yanda) da çabası...

Eğlencenin merkezi Patong

Phuket'te gece gündüz eğlence var. Adanın en ünlü plajı Patong, aynı zamanda plaja uzanan cadde boyunca gece hayatının da merkezi konumunda. Kimileri pek zarif bulmasa da her çeşit eğlence var. Söylendiğine göre, en esnek kişilerin bile ahlâk sınırlarını zorlayan eğlence türleri artık Pattaya gibi başka bölgelere kaymış. Bir zamanlar uçaktan neredeyse sadece erkeklerin indiği Phuket, Tayland hükümetinin ve yerel yönetimin de ısrarlı çabalarıyla 10 yıl öncesine göre aileye dönük turizm hizmetlerinde çıtayı çok daha fazla yükseltmiş.

'Mutfağı olmayan' adanın enfes lezzetleri

Som tam salatası: Tay'lar son derece güler yüzlü ve sakin, ama acıyı seviyorlar. Özellikle de sosları. Bazıları yakıp kavuruyor. Ama sadece ağzınızı... Bu soslarla yediğiniz yemekler, dilinizde, damağınızda hayli kuvvetli bir acı hissetmenize rağmen mideyi rahatsız etmiyor. Hindistan cevizi neredeyse her yemekte var. Yeşil papaya salatası 'som tam' biraz acılı, ama çok leziz. Doğrusu sokakta taptaze hazırlananları daha da bir leziz. Karides ve tavukla yapılan 'tom yam' çorbası da mutlaka tadılması gerekenlerden.

Meyvelerden bir demet: Phuket, tropik bir iklim. Ürünleri de ona göre. Özellikle de meyveleri. 'Egzotik' sözcüğü, uzak diyarları ve oraların ürünlerini tanımlayan bir sıfatsa, Phuket meyveleri için bu tam anlamıyla geçerli... Hiç görüp tatmadığınız en az bir meyveye rastlayacaksınız, eminim. Buranın kralı ise mango. Çiğ de yeniliyor, salatası da, tatlısı da yapılıyor. THY mutfağına bile girmiş. Dönüşte sunulan 'mangolu şakşuka' zeytinyağıyla pek lezzetliydi.

Sokakta Phuket yemeği: 'Thai'mutfağı ünlü olmasına ünlü, leziz olmasına leziz ama buradaki evlerde mutfak yok. Metafor değil söylediğim... Gerçekten evlerin içinde mutfak diye bir bölüm yok. Yemek dışarıda yeniliyor. Hemen her sokakta dizilmiş küçücük restoranlar size çok ucuza lezzetli gıdalar sunuyor. Yerlileri günde 7-8 öğün yiyebiliyor. Kızarmış erişte diyebileceğimiz 'pad thai' ya da kızarmış pilav 'kaho pad' 50-60 baht.

Bu konularda ilginizi çekebilir