Sakıp Sabancı vefatının 20’nci yılında özel törenle anıldı
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Sakıp Sabancı, vefatının 20’nci yılında özel bir törenle anıldı. Sabancı Center’da düzenlenen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri ve 20’nci Yıl Anma Töreni” kapsamında “Sakıp Sabancı’nın Vizyonu: Küreselleşen Dünyamızda Geleceğe Yol Alırken Trendler, Riskler ve Fırsatlar” temalı bir de panel gerçekleştirildi.
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı, hayırsever iş insanı merhum Sakıp Sabancı, aramızdan ayrılışının 20’nci yılında özel bir törenle anıldı.
Sabancı Center’da düzenlenen anma törenine; İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, akademi çevrelerinden temsilciler, iş, sanat, medya ve cemiyet dünyasının önde gelenleri, Sabancı Ailesi ve Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç başta olmak üzere dostları ile birlikte çok sayıda konuk katıldı.
“Sakıp Sabancı’nın Vizyonu: Küreselleşen Dünyamızda Geleceğe Yol Alırken Trendler, Riskler ve Fırsatlar” konulu bir panelin düzenlendiği tören kapsamında Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi E. Melisa Sabancı Tapan tarafından; Sakıp Sabancı’nın zihnini, bilgi birikimini ve düşünce tarzını yansıtmak üzere geliştirilmiş olan yapay zeka modelinin tanıtımı da yapıldı. Sakıp Sabancı ile ilgili tüm görsel, işitsel ve yazılı içeriklerin üretken yapay zeka teknolojileri tarafından işlenerek geliştirilen dijital model, 2004 yılında aramızdan ayrılan Sakıp Sabancı’nın fikirlerini bugüne taşırken, onun zihnini gerçeğe en yakın şekilde simüle edebiliyor.
“Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı’nın gençlere, eğitime, bilime ve teknolojiye olan inancının en büyük yansıması”
Törenin açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı. “Sakıp Sabancı, kendi deyimiyle; ülkesini çok seven, bu ülkenin bir evladıydı,” diyerek başlayan Güler Sabancı, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkesinin her bir ferdini ayrı ayrı seven, her konuya, her kişiye ön yargısız ve yapıcı bakan, birlik ve beraberliğe, ortak akıl üretmeye çok önem veren, Türkiye aşığı ve Türkiye’nin muasır medeniyetler yolunda ilerlemesi için yılmadan çalışan bir kişiliğe sahipti. Şimdi bize düşen görev, onun fikirlerini ve değerlerini her daim yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmayı sürdürmektir.”
Sakıp Sabancı’yı vasiyetindeki gibi sosyal bilimlerle, insanla, toplumla ve bilimsel araştırmalarla da andıklarını belirten Güler Sabancı, “Sakıp Sabancı için Sabancı Üniversitesi’nin yeri çok ayrı ve ayrıcalıklıydı. Aramızdan ayrıldığında üniversitemiz 5 yaşındaydı. Şimdi 25 yaşında genç bir kurum. 11 binden fazla lisans mezunumuz var. Yüksek lisans ve doktora mezunlarımızın sayısı 6 binin üzerine çıktı. Ülkemizde akademi-sanayi iş birliklerinin en iyi örneklerini hayata geçirmiş bir kurum olarak şimdiye kadar 2 binden fazla proje gerçekleştirdik. Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı’nın gençlere, eğitime, bilime ve teknolojiye olan inancının en büyük yansıması oldu. Gerek eğitim anlayışı, gerekse üniversite yapılanması ile akademik ve bilimsel araştırma alanında Türkiye’de her zaman öncü ve yenilikçi oldu. Üniversitemizin Tuzla kampüsünün kalbinde Ulu Önder Atatürk’ün ‘Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır’ sözü yer alıyor. Bu sözden de ilham alarak her zaman en ileri teknoloji ve en yenilikçi araştırmaların odağında yer almak için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
2025 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin konusu belli oldu
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin de alanında bir ilki başardığına dikkat çeken Güler Sabancı, şöyle konuştu: “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri, Türkiye’de sosyal bilimler alanında uluslararası çapta verilen tek ödül programı. Program için merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyetinde ayrı bir fon oluşturuldu. Ödül programı, şimdiye kadar ekonomiden sosyolojiye, Türk ve İslam sanatından, Türkiye tarihine kadar farklı birçok alanda onlarca genç araştırmacıyı ve alanında dünyadaki en iyi bilim insanlarını destekledi. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri her yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da genç bilim insanlarını desteklemeye devam edecek. 2025 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin konusunu; ‘Dönüşen dünya düzeninde değerleri yeniden tasarlamak: Neler korunmalı, neler yeniden değerlendirilmeli ve tanımlanmalı?’ sorusundan hareket ederek belirledik. Şimdiden ödüle başvuracak genç bilim insanlarına başarılar dilerim.”
Sakıp Sabancı yapay zeka ile mesaj verdi
Sakıp Sabancı’nın torunu Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Melisa Sabancı Tapan, törende yaptığı konuşmada Sakıp Sabancı’nın kendisinden sonra gelen kuşaklara ilham verdiğini vurguladı. Melisa Sabancı Tapan, Sakıp Sabancı’nın vizyonunu gelecek nesillere taşıyabilme düşüncesinden aldıkları ilhamla, Sabancı’nın geniş içerik arşivi, videoları, metinleri, kitapları ve ses kayıtlarından faydalanılarak bir yapay zeka modeli geliştirdiklerini anlattı. Tapan konuşmasının ardından yapay zeka yardımıyla dedesi ile bir sohbet gerçekleştirdi.
Duygusal anların yaşandığı sohbette, Melisa Sabancı Tapan’ın sorularına içten yanıtlar veren Sakıp Sabancı, hayata bakışı, toplumsal fayda, gelecek beklentileri gibi konulara değinerek şu mesajı yolladı: “2024'te sizlerle bir arada olma şansım olsaydı, ‘Hadi, bir bakalım önümüzdeki yıllar bize neler getirecek?’ derdim. İlk işim, bu çılgın hızda ilerleyen teknoloji dünyasına dalıp, 'Acaba biz bunları işimize nasıl katabiliriz?' diye düşünmek olurdu. Ardından topraklarımıza, suyumuza nasıl daha iyi bakabiliriz, işte bu benim için önemli. Günümüz diliyle sürdürülebilirlik, benim dönemimdeki ‘iyi komşuluk’, ‘doğayı koruma’ çabasıyla aynı şey aslında. Evet, 2024'te aranızda olaydım, yeni fırsatlar peşinde, tam gaz devam derdim. Durmak bize göre değil. ‘Yaparız’ diye bağırırdım. Her zaman dediğim gibi, en büyük gücümüz birliğimiz.”
“Sakıp Sabancı'nın izinden giderek riskleri fırsatlara çevirmeliyiz”
20’nci yıl anma töreninde gerçekleştirilen “Sakıp Sabancı’nın Vizyonu: Küreselleşen Dünyamızda Geleceğe Yol Alırken Trendler, Riskler ve Fırsatlar” paneli de büyük ilgi çekti. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Müftüler-Baç moderatörlüğünde düzenlenen panele Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri Jüri Özel Ödülü kazananları London School of Economics and Political Sciences Ekonomi ve Yönetim Profesörü Lord Nicholas Stern, University College London Davranışsal Değişim Merkezi Direktörü Susan Michie ve Princeton Üniversitesi L.S. Rockefeller İnsani Değerler Profesörü Philip Pettit katılarak görüşlerini paylaştı.
Lord Nicholas Stern, 21’nci yüzyıl büyüme ve kalkınmasının sürdürülebilir, dayanıklı ve uzun vadeli olması gerektiğini söyledi. Stern, “İklim krizi de gelecek açısından büyük bir risk taşıyor. 3 derecelik ısı artışıyla Güney Avrupa, Sahra Çölü’ne dönüşebilir. Şehirlerin enerji ortamını değiştirmemiz gerekiyor ve bu birçok fırsatı beraberinde getiriyor. Tüm bunlar başarılı sosyal bilimler sayesinde gerçekleştirilebilir; esnek sosyal bilimler ve insanlar, bu dönüşümü mümkün kılabilir. Risklerle başa çıkabileceğimize ve bunu yapmamız gerektiğine inanıyorum. İyi politikalar, iyi sosyal bilimciler ve bilimsel çalışmalar bu konuda bize yardımcı olabilir. Sakıp Sabancı'nın izinden giderek riskleri fırsatlara çevirmeliyiz” dedi.
Profesör Susan Michie, panelde şu açıklamada bulundu: “Geleceğin dünyasına henüz hazır değiliz. Davranış değişikliğini birçok seviyede gerçekleştirmeliyiz. Kolektif bir şekilde hareket etmeliyiz. Nüfusumuzu, toplumları eğitmeliyiz. Bir şeyleri daha iyi hale getirirken, yapay zeka gibi unsurlardan yararlanabiliriz. Bunun için demokratik kontrole, şeffaflığa ve hesap verebilirliğe ihtiyaç var. Su, gıda, hava kirliliği, pandemik hastalıkların önüne geçmek ve medikal teknolojinin geliştirilmesi için çalışmalar artırılmalı.”
Profesör Philip Pettit, gelecek yıllarda dünyanın karşı karşıya kalması muhtemel riskleri; kaynakların kıtlığı, kitlesel nüfus geçişleri ve bilgi anarşisi olarak sıraladı. Gelecekte iklim sığınmacıları ile karşılaşılacağını dile getiren Pettit, ayrıca yaşlanan nüfusa dikkat çekti. Philip Pettit, “2070 yılında dünya nüfusu çok yaşlı olacak. Merak, en önemli erdemlerden biridir. Gençlerin her şeyi var saymak ya da kabul etmek yerine, kafa yorması gerekiyor. Bunun yanında sosyal medyada bilgi anarşisi yaşanıyor. Bu bakış açısıyla; ‘Sorgulanmayan hayat, hayat değildir’ diyorum” dedi.