Türkiye’ye inandı, 1 milyar euroyu aşan yatırım yaptı
Dünyada 70’ten fazla ülkede 122 milyon müşteriye ait 1,635 milyar euroyu yöneten Allianz Grubu’nun Türkiye’ye inandığını söyleyen Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Grubun 2008’den bu yana Türkiye’ye yaptığı yatırım 1 milyar euroyu aştı” dedi. Gürkan, Allianz Türkiye olarak dijitalleşme odağında kişiselleştirilmiş ürünlerle büyüyeceklerini açıkladı.
Esin ÇETİNEL
2023 yılında Türkiye’deki 100’üncü yılını kutlayan Allianz Türkiye, 7,9 milyon müşteri sayısına ulaşarak bu alanda kendi rekorunu da kırmış oldu. Dijitalleşmeyi odağına alan ve kişiselleştirilmiş ürünleri önceliklendiren firma, hayat dışı branşta 46,6 milyar TL, hayat branşında ise 6,2 milyar TL prim üretimine ulaştı.
Allianz Türkiye olarak 2023 yılında, Cumhuriyetimizle birlikte bu topraklarda faaliyete başlayışlarının 100’üncü yılını kutladıklarını hatırlatan Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Zorlu bir yılı geride bırakmamıza rağmen hedeflediğimiz başarılara ulaştığımızı söyleyebiliriz.
2.500 çalışanımız, 12 bölge müdürlüğümüz, 4 bin 800 acentemiz, bin 400 banka şube kanalımız, 9 bin anlaşmalı kurumumuz ile tüm Türkiye’de 7,9 milyon müşteri sayısına ulaştık” dedi. 2023 yılının her anlamda zorlu geçtiğinin de altını çizen Gürkan, 2024 yılına ilişkinse şu tahminde bulundu; “Türkiye ekonomisinde ortodoks politikalara dönüş, merkez bankası rezervlerinde yaşanan iyileşmeler, CDS primine olumlu yansıdı. Yıl içerisinde jeopolitik riskler, enflasyonun seyri, rezervlerin gelişimi, olası kredi reyting artışları ve diğer ülkelerle ilişkiler belirleyici faktör olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bu ortamda insanı merkeze alan “gerçek anlamda dijital” bir sigorta şirketi olma yolunda çalışmalarımızı; çeviklik, yalınlık, verimlilik, müşteri ve teknoloji odaklarımız doğrultusunda planlıyoruz. Müşteri memnuniyetini her zaman odağımıza alıyoruz.
Yapay zekanın sunduğu fırsat ve riskleri doğru değerlendirerek kurum stratejilerimizle uyumlu olacak şekilde iş akışlarımıza entegre ediyoruz.” Günümüzde müşteri deneyiminin ve aynı zamanda müşteri yerine düşünebilmenin artık çok daha önemli hale geldiğini de ifade eden Gürkan, “Örneğin bireysel emeklilikte farklı yatırımcı profillerinin ihtiyaç ve beklentilerine uygun çözümler üretiyoruz.
Allianz Finansal Danışmanlık hizmetimizle kişiye özel danışmanlık sağlıyoruz. Bu dönemde yatırıma yönlendirdiğimiz varlık portföyümüzü hem kur dalgalanmalarına hem de yüksek enflasyona karşı şekillendirerek, oluşan maliyet artışlarını dengelemeye odaklandık. Hem doğru riske doğru fiyatlama politikamızı sürdürmeye çalışıyor, hem de müşteri memnuniyetini odağa alarak ilerliyoruz” diyor.
“Sağlık sigortasını geliştireceğiz”
Gürkan, sigorta sektörünün rekabet alanı olan sağlık, kasko ve BES konusundaki şirket stratejisine ilişkinse şunları söylüyor; “Sağlık sigortası ürünlerinin kapsamının, kronik hastalıkların takibi, tele sağlık uygulaması, evde bakım, yaşlı sigortalıların korunmasına yönelik ev içi iyileştirmeleri gibi hizmetlerle genişleyeceğini öngörüyoruz.
Aynı zamanda veri analitiği sayesinde daha fazla kişiselleştirilmiş hizmetler sunulacak. Biz de sağlık branşında önleyici çözümler sunma yaşam boyu danışmanlık vermek için çalışıyoruz. Meme kanseri erken tanı aksiyonları, kronik hastalık yönetimi, ‘evimde güvendeyim’ gibi önleyici çözüm hizmetlerimizi geliştirmeyi sürdüreceğiz.
Kasko sigortası alanında sunduğumuz ürünleri ise yeniden tasarladık. Mini, Eko, Kapsamlı ve Markalı olmak üzere dört farklı kasko paketi geliştirdik. Müşterilerimiz, bütçe ve ihtiyaçlarına uygun paketi tercih ederek daha hızlı ve kolay bir şekilde kasko poliçesine sahip olabiliyor. Ayrıca 2023 yılında Elektrikli Araç Kasko Sigorta sı ürünümüzü de çıkarttık. BES ise enflasyonun yüksek, getirilerin düşük olduğu bir ortamda getiri performansı başarısıyla üzerine düşeni yapıyor.
Yılın ilk yarısında BES’te toplam fon büyüklüğünün 1 trilyon TL’yi aşması bekleniyor. Buna karşın, Türkiye ölçeğinde bu rakam yeterli değil. Toplam fon büyüklüğünün, GSYİH’in en az yüzde 10’una gelmesi gerektiğine işaret ediliyor. Özetle, bugünkü rakamlarla sistemin fon büyüklüğünü en az 4 katına çıkarması gerekiyor. 2024 yılsonunda sistemdeki fon tutarının 1,3 trilyon TL büyüklüğe ulaşması bekleniyor.”
“Türkiye stratejik bir pazar”
Allianz Grubu, 70’ten fazla ülkede 159 bini aşkın çalışanıyla 122 milyonun üzerinde müşterisine hizmet veriyor. Yönetimindeki yaklaşık 1.635 milyar euro ile dünyanın en büyük varlık yönetimi şirketleri arasında yer alan Allianz Grubu, Türkiye’de Allianz Trade, Allianz Partners ve Allianz Türkiye ile faaliyet gösteriyor.
Allianz’ın 2008 yılından bu yana Türkiye’ye yaptığı yatırımların 1 milyar avroyu aştığını dile getiren Tolga Gürkan, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Allianz Türkiye’nin operasyon merkezi olan ve İzmir’de bulunan Allianz Kampüs’te kurulan Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test ve Eğitim Merkezi bu yatırımların en önemlilerinden.
Allianz Grubu çatısı altındaki üçüncü test merkezi olan Allianz Teknik, grubun Almanya dışındaki ilk test merkezi ve “deprem” ile “yangın” alanlarındaki ilk test merkezi olma özelliğine sahip. Allianz Grubu, Türkiye’yi çok stratejik bir pazar olarak konumluyor. Türkiye’ye, ülke ekonomisine, Türk insanına ve sigortacılığın büyüme potansiyeline inanıyor. Planlarını uzun vadeli bakış açısıyla yapıyor.”
“Günlük adım sayısı fiyatı belirleyecek”
PwC tarafından hazırlanan Sigorta 2030 raporuna göre, yakın geçmişte sigorta sektörünü derinden etkileyen beş ana faktör; sosyal, teknolojik, ekonomik, çevresel ve politik faktörler olarak belirlendi.
Raporda bu faktörlerin etkisinin giderek arttığına vurgu yapıldığını işaret eden Tolga Gürkan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Hatta sosyal istikrarsızlık, teknolojik, demografik değişimler ve iklim değişikliği, sigorta şirketlerinin giderek daha karmaşık hale gelen ve yoğunlaşan riskleri karşılamak zorunda olduğu parçalanmış bir dünyaya yol açıyor.
Bu gelişmeler, sektörün dokusunda büyük değişikliklere yol açıyor. McKinsey & Company uzmanlarının hazırladığı Sigorta Sektörünün 2030 Vizyonu raporuna göre ise sektördeki rekabeti dijitalleşme belirleyecek. Teknoloji sayesinde ürünler ve portföyler basitleşecek, satış ekiplerinin dijital gücü artacak, manuel fiyatlandırma tarih olacak, günlük atılan adım sayısı bile fiyata etki edecek. Müşteri hizmetlerinde robotların çalışması ve kâğıt poliçelerin kalkması da beklentiler arasında."
Öncelikli hedef ESG
Allianz Grubu, iddialı ürün ve hedeflerin yanı sıra sürdürülebilirliği de önceliklendiriyor. Grubun 2020'de, sürdürülebilirlik stratejilerini yenilediğini hatırlatan Gürkan, bu konuda şu bilgiyi verdi; “Varoluş amacımız ‘Allianz Seninle’yi, sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) katmanlarına taşıyarak ‘Sürdürülebilir Değer Yaratma Modeli’mizi hayata geçirdik. ‘iyi çevre, iyi toplum, iyi kurum’ yaratma yolundaki odak alanlarımızı genişleterek, iş stratejimizle daha entegre hale getirdik. Allianz Türkiye’de sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerine entegre ettiğimiz, uzun vadeli bir iş stratejisi olarak ele alıyoruz. ESG prensiplerini kurumsal sorumluluk ve sürdürülebilirlik departmanımız, ESG komitemiz, çevre ve farklılıkları gözetme ekiplerimiz öncülüğünde uyguluyoruz.”