Küçük akbabaları tiftik ekonomisiyle kurtarma planı

Doğa Derneği yavrulamak için mart ayında Beypazarı'na gelen ve nesli hızla tükenmekte olan küçük akbabaları korumak üzere, var olan ekosistemi yeniden canlandırıyor. Dernek bu amaçla çiftçileri kaynaklı yerel kalkınmaya yönlendirdi. Yeni akbaba çiftleri bölgeye gelmeye başladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YASEMİN SALİH

Her yıl mart ile eylül arasındaki dönemi geçirmek üzere Beypazarı’na gelen küçük akbabalar, korunması için acil önlem alınması gereken canlılar listesinde. Çünkü soyları hızla tükeniyor. Bunun nedenlerinden biri de Anadolu topraklarında serbest meracılığın artık neredeyse son bulmuş olması. Çünkü binlerce yıldır bu topraklarda insanlarla bir arada olmaya alışık göçebe leşçiller için meralardaki hayvanlar önemli bir besin kaynağı.

Küçük akbabaların korunması için harekete geçen Doğa Derneği, 2005’ten bu yana bölgede geniş çaplı araştırma yapıyor. Derneğin Başkanı Dicle Tuba Kılıç, işe küçük akbabaların yuvalarını tespit etmekle başladıklarını, bunun için de bölgedeki çobanlardan yardım aldıklarını anlatıyor. “Sarp kayaların ovuklarına yuva yapan küçük akbabalar bölgeye gelip hem yumurtalarını güvenle bekliyor hem de yavruları doğana kadar Kirmir Vadisi’nde kolayca besleniyorlar. Çünkü burada hâlâ çobanlarla geleneksel hayvancılık yapılıyor. Ancak bu son yıllarda azaldı” diyen Kılıç, 2010’da Bulgaristan’daki BirdLife işbirliğiyle bölgede 55 çift akbaba tespit ettiklerini, çalışmalar sonrasında ciddi bir üreme başarısı yakalandığını söylüyor. Kılıç, “Avrupa’daki küçük akbabaların nüfusu son 50 yılda yüzde 80, 10 yılda yüzde 50 azaldı. Balkanlar’daki en büyük üreme alanı olan Beypazarı’nda yürüttüğümüz çalışmalarla ciddi başarılar elde ettik. Burada 96 yuva belirledik. Artık 120 çift geliyor. Düzenli olarak bu yuvaları izliyoruz” diyor.

Tiftik sürülerini takip ediyorlar

Doğa Derneği’nin Beypazarı’ndaki iş ortaklarından biri de Alman Vaillant şirketi. Vaillant’la daha önce Burdur Gölü’nün kurtarılması projesinde ortak çalıştıklarını da hatırlatan Kılıç, 2015’ten bu yana küçük akbabaların korunması çalışmalarında birlikte hareket ettiklerini vurguluyor. Verdiği bilgilere göre bu kapsamda yürütülen çalışmalarda, bölge ekonomisi için de çok önemli keşifl ere ulaşılmış. Bunlardan en önemlisi de küçük akbabaların tiftik keçilerini bir şekilde takip ettiği. Kılıç, bu keşfi heyecanla anlatıyor: “Fark ettik ki küçük akbabalar için tiftik keçisi çok önemli. Hem meralarda telef olan hayvanların leşleriyle besleniyor hem de çok sağlam ve sıvı geçirmeyen tiftik keçisi kılını yuvalarında kullanıyorlar. Adeta tiftik keçilerini takip ettiklerini belirleyince Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na durumu anlattık. Bölgede tiftik keçisi becisiliğini özendirecek projelere başladık. Tiftik alımlarına destek veriliyor. Kilosu 18’den 30 TL’ye çıkarıldı. Oğlaklar kayıt altına alınıyor. Ayrıca bakanlıkta “genetik çeşitliliğin korunması birimi” kuruldu. Şimdi tiftik keçisinin de bu listeye alınması için çalışıyoruz.”

Çobanlarla yapılan geleneksel hayvancılığın devam ettirilmesi ve tiftiğin değerinin artılması yönündeki çalışmaların olumlu sonuçlar verdiğini söyleyen Kılıç, bugün Avrupa’dan da 25 akbaba çiftinin Beypazarı’ndaki yuvaları tercih eder hale geldiğini anlatıyor.

Şimdi hedefte tiftiğin ekonomiye daha çok kazandırılması var. Bunun için Beypazarlı kadınlar devreye giriyor. Kadınlara keçeden çanta, şal gibi ürünler tasarlamayı öğretmek üzere Halk Eğitim Merkezi ile birlikte çalıştıklarını söylüyor Kılıç. “Asıl sorun tiftik yününü eğirmekte. Bunun ustaları çok azalmış. Zor bir yün olduğundan herkes eğiremiyor. Önce tiftikten iplik yapımını artırmamız gerekiyor” diyerek, projeye yeni halkalar ekleneceğinin de sinyallerini veriyor.

Ar-Ge bütçesinden fosil yakıtı çıkardık

Projenin geldiği noktadan büyük mutluluk duyduklarını belirten Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu da, tüm bu yaklaşımların Vaillant’ın globalde ayak izlerini azaltmaya yönelik aldığı yeniden yapılanma kararına dayandığını ifade ediyor. “20-20- 20 vizyonu” doğrultusunda şirketin artık fosil yakıt teknolojilerini Ar-Ge bütçesinden çıkardığını söyleyen Kayaoğlu, “Bundan böyle tüm araştırma ve geliştirme çalışmaları yenilenebilir enerjiye dayalı teknolojilerle yapılacak. Bu doğrultuda doğal yaşamı destekleyen çalışmaların da içinde yer alıyoruz. Küçük akbabalar dünyada bu anlamda tek uygulama” diyor.

Projeye “küçük akbabaların neslini koruyacağız” diye girdiklerini ancak olayın tiftik keçisi, yerel ekonomiye katkı, turizme destek gibi farklı kollara uzandığını vurgulayan Kayaoğlu sözlerini, “Bu ekosistem bizi çok etkiledi. Proje sayesinde 120 çift küçük akbaba Beypazarı’nda yaşamlarını devam ettiriyor. Bu da yapılan işe hem ulusal hem de uluslararası değer kazandırıyor” şeklinde sürdürüyor.

Tiftik sürülerini takip ediyorlar

Tiftik keçisi, nesli tükenen küçük akbabalar için vazgeçilmez. Bu nedenle halen geleneksel çobanlık yöntemiyle güdülen tiftik keçisi sürülerini takip ediyorlar.

Kapalı besicilik ekosistemi tehdit ediyor

Dicle Tuba Kılıç, ODTÜ Fizik Bölümü’nde doktora yaparken kariyerini bırakıp kendini doğayı korumaya adayan bir anne. Anadolu’da küçük akbabalar gibi birçok türün varlığını sürdürmesi için meracılık tarzı besiciliğin sürmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, “Akbabalar endüstriyel tarzda beslenen hayvan leşlerini yediğinde hastalanıyor. Bunun nedeni kullanılan ilaçlar, yemler. Ekosistemin sürmesi için açık besicilik geri dönmeli” diyor. Kılıç’a göre meraların azalması Anadolu’da yaşayan nadir kelebek türlerinin de azalmasına neden oluyor. Bu durumun 13 binden fazla endemik bitki türü için de geçerli olduğuna dikkat çeken Doğa Derneği Başkanı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Üç günde bir yeni bir bitki türünün bulunduğu Anadolu, sadece Türkiye’ye özgü kelebek türlerinin de yuvası. Anadolu’daki canlı türleri insan varlığına alışık ama hayvancılığın geleneksel yöntemlerle devam etmesi, ekosistemin sürmesi gerekiyor.”

İspanya'dan sonra ikinci en kalabalık nüfus

Mısır akbabası veya "sarı gaga" diye de adlandırılan küçük akbabaların en kalabalık olduğu ikinci ülke Türkiye. İlk sırada ise İspanya yer alıyor. Çok hızlı yok olan türün korunması için Doğa Derneği ve uluslararası kuruluşlar işbirliği içinde.