Bankacılıkta “hiper bireyselleşme” dönemi

Bugün finans sektöründe yeni bir tüketici türüyle karşı karşıyayız. Bankalar iş modellerini yeniden tanımlayarak, sundukları analog işlevleri dijital olarak yeniden tasarlamak zorundalar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Küresel teknoloji danışmanı ThoughtWorks, dijitalleşmeye ayak uyduran bankaları ve yeni müşteri modelini mercek altına alıyor.

Yeni nesil tüketicinin ihtiyaçlarını kavramayı hedefl eyen şirkete göre, ‘hiper bireyselleşme’ ile birlikte bankalar ile müşteriler arasında çok daha interaktif bir iletişim yapısı kurulacak.
ThoughtWorks Finansal Hizmetler Bölümü Başkanı İsa Göksu, bankaların iş modellerini yeniden tanımlayarak, sundukları dijital işlevleri yeniden tasarlamak zorunda olduklarını söylüyor. ThoughtWorks Türkiye Proje ve Operasyon Direktörü Güvenç Güngör ise 29 bankanın lisans almak için yarıştığı Birleşik Krallık’a kıyasla, Türkiye’de son yıllarda tek bir yeni banka kurulmadığını hatırlatarak, “Geleneksel olarak adlandırılan çok sayıda Türk bankası o kadar yenilikçi ve müşteri dostu ki diğer ülkelerdeki yeni dijital bankalardan çok daha iyi bir performans sergiliyorlar” diyor.

Yeni bir tüketici ile karşı karşıyayız

Tüketicinin değişen dünya ile birlikte yeni iletişim araçlarına sahip olduğunu belirten ThoughtWorks Finansal Hizmetler Bölümü Başkanı İsa Göksu, eskiden tüketicilerin istenmeyen mesaj sağanağına tutulduğunu ve kitlesel pazarlama kampanyaları ile iletişimin yürütüldüğünü ifade ediyor. Göksu, “Günümüzde, üreten tüketiciler (prosumer) var. Bu tüketiciler sizden teklif almadan önce ev ödevlerini yapıyorlar. Bir konut kredisi başvurusu yapıyorlarsa piyasadaki oranların ne olduğunu biliyorlar. Ayrıca, bugün niyet ekonomisi (intention economy) kavramıyla birlikte yeni bir tüketici türüyle karşı karşıya olduğumuza inanıyoruz, onlara conversumers (sosyal/birbiriyle konuşan tüketiciler) diyoruz. Kendileri gibi olanlarla sohbet etmek istiyorlar. Kendilerine benzeyenlere, sizin markanızdan daha çok güveniyorlar” diyor.

‘Hiper bireyselleşme’ye hazır olun

Bankaların çoğunun varlığını sürdürebilmesinin tek yolunun güncel kalmak için değişime uyum sağlamak olduğuna dikkat çeken Göksu, bankaların iş modellerini yeniden tanımlayarak, sundukları analog işlevleri dijital olarak yeniden tasarlamak zorunda olduklarını dile getiriyor. Bankaların müşteri bağlılığını artıracak modelleri yaratmasının ardından ‘hiper bireyselleştirme’ye geçiş yapılacağını belirten Göksu, “Bu sayede bankalar hızlı bir şekilde inovasyon yapabilecek. Şu anda 5 farklı sismik kayma yaşanıyor. İnsanlar sadece daha fazla bilgisayar veya cep telefonu kullanmakla kalmıyor; mimiklerini, seslerini ve sohbet botlarını da kullanıyorlar. Kendi sağlıkları hakkında daha fazla görüş edinmek için değişkenlerden faydalanıyorlar” diyor.

Gelirin % 5’i teknolojiye

ThoughtWorks Türkiye Proje ve Operasyon Direktörü Güvenç Güngör teknolojiyle dönüşen yeni düzene Türk bankalarının ayak uydurmasının çok daha kolay olacağını söylüyor. Türk bankalarının diğer ülkelerdeki yeni dijital bankalardan çok daha iyi bir performans sergilediğine işaret ederek, şunları söylüyor: “Sektör ortalaması yüzde 2-3 iken, Türkiye’deki bankaların birçoğu yıllık gelirlerinin yaklaşık yüzde 3 ila 5’ini teknolojiye yatırım yapmakta kullanıyor. Türk bankaları ve sektördeki teknoloji tedarikçileri, sürekli mevcut çözümleri geliştirmenin ve yeni teknolojileri test etmenin yeni yollarını deniyorlar. Bunun en büyük nedenleri arasında; yeni teknolojilere yönelik iştah, genç nüfus ve güçlü bankacılık altyapısı ve değişim vizyonu yer alıyor. FinTech çözümleri geniş kitlelere ulaşabilir hale geldi.”