Kruvaziyer gemi turlarına katılanların yaş ortalaması 42’ye düştü

MSC Cruises Türkiye ofisinden Necla Tuncel ve Burak Çalışkan, ”Kruvaziyer gemilerinin kapasiteleri artıyor, hizmetler çeşitleniyor, güvenlik ve konfor sağlanarak yolcu sayısı kadar tekrarlama katsayısı da yükseliyor” diyorlar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT 

İstanbul’da Karaköy’de rıhtımlara yanaşan yüzen oteller gençlik günlerimizin, orta yaş olgunluğumuzun tatlı düşlerini süslemiştir. Çoğumuz, "Bir imkan olsa da bir kuğu güzelliğinde yüzen dev kruvaziyer gemisiyle bir haftayı felekten çalsak” dileğinde bulunmuştur. Bu yazıda sizlerle kruvaziyer turizmindeki eğilimleri paylaşmak istiyoruz. Kruvaziyer turizmi nerede, nasıl başladı? Bugünün dünyasında hangi büyüklüklere ulaştı? Hangi eğilimler kruvaziyer turizmini etkiliyor? Türkiye’deki insanların kruvaziyer turizmi algısı hangi ön yargılardan besleniyor? Daha bir dizi sorunun yanıtını işin ehli insanların görüşlerini aktararak paylaşacağız.

Kruvaziyer turizminde eğilimler

Bir kaynakta kruvaziyer turizminin ilk kez 1833 yılında İtalya’ dan yola çıkan bir geminin, Akdeniz çanağındaki limanlara, İzmir’e de uğrayarak tamamladığı turla başladığı anlatılıyor.

Neredeyse 200 yıla varan bir geçmişi ve birikimi olan hizmet sektöründen söz ediyoruz.
Dünya genelinde 25 milyona yaklaşan insan, kruvaziyer gemilerinde tatil yapmayı tercih ediyor. Ülkemize uğrayanların sayısı ise 2 milyonu aşıyor. Sadece gemiler açısından 40 milyar dolarlık bir iş. Gemi dışında yapılan harcamaları da dikkate aldığımızda, önemli bir hizmet üretiminden söz ediyoruz.

Kruvaziyer turizminde dünyanın ikinci büyük firmasının yetkilileriyle birlikteyiz: MSC Cruises Türkiye ofisinin yöneticileri Necla Tuncel ve Burak Çalışkan’la sektörü yönlendiren başlıca konuları ele alacağız.

Kruvaziyer turizmi yılda yüzde 5 dolaylarında büyüyor. Dünya genelinde gözlenen bu büyüme dikkate aldığında sektörün oldukça dinamik bir gelişme gösterdiğini görebiliyoruz. Tuncel ve Çalışkan da bu gelişmeyi doğruluyor: "Talebin artması, gemi kapasitelerini, firma ölçeklerini ve genelde sektörel büyümeyi artırıyor” diyorlar.

Necla Tuncel, “Her gün bir yerde konsepti üzerine geliştirilen kruvaziyer turizminde, insan yaşamını renklendirme, çeşitlendirme ve zenginleştirme konusunda önemli adımlar atılıyor: Ailelerin rahat bir tatil yapması için çocuklar için ayrı donanımlarla değişik eğlence ve dinlence olanakları sunuluyor. Hatta çocuk üzerindeki bir elektronik kimlik kartıyla çocuklarınıza istediğiniz an erişebiliyor; telefonuzdan izleyebiliyorsunuz,” açıklamasını yapıyor.

Tuncel’den firma ölçeklerinin büyümesinin yarattığı rekabetin hizmet tüketicisine ne gibi yararlar ürettiğini öğrenmek istiyorum: “Rekabet herkesin yararlanabileceği fiyat seviyeleri oluşmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, gemi teknolojilerindeki gelişmeler güvenlik yanında rahatlık ve konfor da yaratıyor. Yolculuk yapma katsayısını artırmak için sadakat programları oluşturuluyor; yaş ortalamasını düşürecek etkinlikler gemilerde yer alıyor. Bugün kruvaziyer gemilerle yolculuk edenlerin yaş ortalaması daha önce 60 iken, bu dönemde gençlere yönelik geliştirmelerin etkisiyle ortalama yaş 42 düzeyine indi” açıklamasını yapıyor.

Kruvaziyer gemilerinin müşterilerinin yaş ortalamasını öğrendikten sonra dünyanın hangi ülkelerinin ve bölgelerinin ne amaçla tercih edildiğine ilişkin bilgileri de paylaşmak istiyorum. Necla Tuncel, “Kuzey Avupa’ya gidenler ağırlıklı olarak doğa ve müzeleri yeğliyorlar. Akdeniz, Adriyatik, Karayiplerde yaş ortalaması daha düşük olduğu için gemi dışı bağlantılar kadar gemi içinde eğlenceye dönük aktiviteler ağırlık kazanıyor” diyor.

Burak Çalışkan bir başka sektör özelliğine dikkat çekiyor: "Başlangıçta gemiler daha küçüktü. Gemi ölçekleri büyüdükçe içindeki hizmet çeşitlenmesi hızla artıyor. İnsanlara dokunan istekleri karşılamak, bireysel tercihlerin değerlendirilmesi mümkün oluyor” diyor. Kruvaziyer gemilerinde yolcuk talebinin artmasının ardında ne var? Çalışkan’a göre, “Rahatlık, konfor var.

Valizinizi bir kez odanıza bırakıyorsunuz; ondan sonrasında rahat bir yolculuk, dinlenme, eğlenme ve öğrenme süreci işliyor” diyor. Necla Tuncel, “Tam pansiyon bir hizmet gemi yolculuğu. Fayda/ maliyet analizi yapmasını bilenler için alternatiflerine göre ucuz: Bir haftalık yolculukta 5 ülke dolaşabiliyor; belli bir yere bağımlı olmadan gözlem, öğrenme ve merakınızı doyurmada daha çeşitli, daha renkli, daha çiçekli ve zengin bir seyahat yapmış oluyorsunuz” değerlendirmesini yapıyor. Çalışkan da, “Yüksek standart ve standardında az ile yetinmeyen bir yolculuk kruvaziyer gemilerinin temel ilkesi” saptamasını paylaşıyor.

İleriye bağlantıları çekiciliği artırıyor

Ayrıntı bilmeyen birçok yolcunun zihninde kruvaziyer turizminde “gemiye bağımlılık ön yargısı” baskın. Daha önce denememiş yolcular, tur boyunca gemiye bağımlı kalındığını sanıyor.Oysa, gemi ile tatil yapmanın “ileriye doğru etkileri” çok yüksek.Barselona’ya uğrayan bir gemi etkinlikleri arasına kent merkezi turu kadar Salvador Dali müzesini de dahil edebiliyor. Her limanın çevresindeki müzeler, yapılar ve doğal güzellikler de gezilip görülüyor. Karadaki gezilerden daha esnek, uğranılan her liman, her ülkenin ulaşabilir alanlarına gidilip görülebiliyor.
Necla Tuncel, “Kuruvaziyer gemi turları düzenlenirken ön araştırmalar önemli.Düzenleyiciler uğranılan her limanın çevresini bütün ayrıntılarıyla incelemekte, rotalar maksimum yararı üretecek şekilde düzenlenmektedir. İstanbul örneğini ele alalım. Gemi İstanbul’da yanaştıktan sonra Doğu Roma ,Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin bütün mirasını gezmek mümkün. Organizatörlerin başka bir avantajı en iyi rehberlerle müşterilerine hizmet sunabilmeleri” açıklamasını yapıyor.

Kruvaziyer gemi işletmecisi firmaların kimliklerini de merak ediyoruz. Önce MSC Cruises’ın kendini nasıl tanımlandığını öğrenmek istiyoruz. Burak Çalışkan, “ Akdenizli bir aile işletmesidir MSC. Denizci bir aile.Akdeniz stili bir yaşam sunuyoruz.Yemeği, kültürü, havuzu, havlusu ve koltuğu, rengi ve deseni ile Akdeniz kokan ve gemi içi tasarımında bu temel bakış açısı egemen olan bir anlayış var. ABD’deki firmalar ise daha farklı hizmetlere yöneliyor : Buz pateni, robot barmen ve benzeri.Niş alanlar aranıyor.”

Bir sonraki yazıda, “Türkiye’ de Kruvaziyer gemi turlarıyla ilgili gelişmeleri paylaşacağız.

Yüzen kasabalar

MSC Cruises’in yeni gemisi MSC Seaside’in tanıtımından bir gözlemimimi paylaşıyorum: Kruvaziyer turizmi olağanüstü titizlik gerektiren, özen ve dikkatle üst düzey örgütlenme becerisine dayanan bir hizmet alanı.Birçok diğer iş alanı için de örnek alabilecek bir organizasyon becerisi birikimi olan alan. Bu açıdan bakıldığında 5 bin nüfuslu kasabayı su üzerinde taşımak gibi.Bu gözlemimi aktarınca Burak Çalışkan kısa cümlelerle yanıtlıyor:

“Hizmet odaklı birikim olduğu gibi, gemi yolculuğunun insanlık tarihi kadar eski birikimlerini de kullanmanız gerekiyor. Bugünkü gemiler 5 bin kişilik yolcu ve personelin sorumluluğunu üstlenmeyi gerektiriyor. Bu, karada birkaç büyük otelin konut ettiği insanı deniz üzerinde taşımak ile eşdeğer. Memnuniyet düzeyini artırırsan’yolculuk tekrarlama katsayısı’ artar: Bugün kruvaziyer gemilerinde yolculuk edenlerin yüzde 85’i seyahatlerini tekrarlıyor. Sektör büyüdükçe ve geliştikçe tekrarlama katsayısı da büyüyor” diyor. Tuncel, küçük bir ayrıntı ekliyor:”Yolcular farklı yörelere de gidebiliyor. Hep aynı yerlere giden turlar gibi algılanmamalı.” Yüzen kasabalar diyebileceğimiz kruvaziyer gemilerdeki organizasyonların etkinliği, yolcu yaşamının bütün ayrıntılarına erişebilmesinin ardında “eğitime verilen önem” var. Burak Çalışkan, ”Gemilerin özelliği bütün personelin her hafta eğitimden geçirilmesi ve yazılı birikimle birikimlerin aktarılmasına özen gösterilmesidir” diyor.