“Dünya Bakliyat Yılı”nda gelişmeler ve yeni trendler

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Türkiye ve Pakistan'ın talebi, Dünya Bakliyat Konfederasyonu'nun (Global  Pulse Confederations) çabaları ile Birleşmiş Milletler, 2016'yı Dünya Bakliyat Yılı ilan etti.

Bakliyat Yılı nedeniyle birçok etkinlik yapılıyor. Bunlardan en önemlisi geçen hafta İzmir Çeşme'deydi. Dünya bakliyat sektörüne yön veren 50'yi aşkın ülkeden 600'den fazla katılımcı Uluslararası Bakliyat Konferansı için Çeşme'de buluştu.

Terör nedeniyle turistik bölgelerin turiste hasret kaldığı, bazı otellerin açılamadığı, katılımcıların gelmemesi nedeniyle kongrelerin, uluslararası organizasyonların iptal edildiği bir dönemde Uluslararası Bakliyat Konferansı'na aralarında, bakan, müsteşar ve üst düzey ülke yöneticilerin de olduğu 600'ü aşkın kişinin katılımını sağlamak büyük başarı. Bu başarıda Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan kardeşlerin çabası çok büyük.

Bakliyat Yılı'nın fikir babası, dünyanın en büyük bakliyatçılarından biri olan Hakan Agro CEO'su Hakan Bahçeci'nin katkılarını da ayrıca belirtmek gerekiyor.

Konferansın en dikkat çekici yönlerinden birisi, Türkiye'nin bu sektördeki ağırlığı. Türkiye, dünya bakliyat üretiminde Hindistan, Kanada, Myanmar, Çin gibi çok güçlü değil. Bazı yıllar 8., bazı yıllar 10. sırada yer alıyor. Fakat, konferansa baktığınızda sanki Türkiye, üretimde, ihracatta ilk sırada. Uluslararası konferansın 6 yıl arayla ikinci kez Türkiye'de yapılması, bu gücü gösteriyor.

Türkiye açısından bir gerçeği daha paylaşmakta yarar var. Dünyada bakliyat üretimi ve tüketimi artarken Türkiye'de düşüyor. Türkiye'nin ithalatı artıyor. Bu yıl üretimin artması bekleniyordu ancak olumsuz hava koşulları, kuraklık nedeniyle beklenen üretimin olmayacağı anlaşılıyor. Üretimin azalması konusunda bir çok neden var. Bunları yazılarımızda ayrıntılı olarak paylaşacağız.

Uluslararası Bakliyat Konferansı'na yansıdığı kadarıyla dünyada bakliyat sektöründeki gelişmeler, yeni trendler ve geleceğe ilişkin öngörüler özetle şöyle:

1- Dünyada 22.5 milyon ton kuru fasulye, 14 milyon ton nohut, 11 milyon ton bezelye, 6 milyon ton mercimek ve diğer ürünler olmak üzere toplam 60 milyon ton baklagil üretimi var. 

2- Baklagillerde üretiminin yüzde 25'i Hindistan'da yapılıyor. Ülke nüfusunun büyük bölümünün vejeteryan olması nedeniyle bakliyat ürünlerinin tüketimi çok yaygın. Hindistan hem üretici, hem ithalatçı hem de ihracatçı konumda.

3- Son yıllarda en çok dikkat çeken ve ihracatta ilk sırada yer alan ülke ise Kanada. Bakliyat üretimini 1980'li yıllardan itibaren bir devlet politikası olarak benimseyen ve planlı bir üretim ve dış ticaret politikası uygulayan Kanada, üretim alanını yaklaşık 10 milyon dekara, ihracatını ise 6 milyon tona çıkardı. Toplam 133 ülkeye bakliyat ürünleri ihraç eden Kanada'nın en çok mercimek ihraç ettiği üç ülkeden birisi Türkiye.

4- Dünyada baklagil üretimi yaygınlaşıyor. Özellikle Afrika ülkelerinde ciddi bir artış gözleniyor. Arjantin ve diğer Latin Amerika ülkelerinde de üretim artışı var. Bu ülkelerde tüketim yaygın olmadığı için üretimin büyük bölümü ihraç ediliyor.

5- İlk üretici ile son tüketici arasında çok sayıda aracı var. Bu nedenle bir çok tarım ürününde olduğu gibi bakliyat ürünlerinde de üretici ile tüketici fiyatı arasında büyük farklılıklar var.

6- Hindistan ve bazı üretici ülkelerde baklagillerde genetiği değiştirilmiş organizma(GDO) çalışmaları yapılıyor. Yakın gelecekte genetiği değiştirilmiş baklagillerin piyasaya sunulması bekleniyor. 

7- Dünya nüfusu 9 milyara çıktığında  gıda ihtiyacının bugüne göre yüzde 70 artması bekleniyor. Baklagillerin hem daha az su kullanılarak üretiliyor olması hem de  protein içeriğinin yüksek olması nedeniyle gelecekte en önemli ürün grubu olacak. 1 kilo baklagil üretimi için 1250 litre suya ihtiyaç var. 1 kilo tavuk eti üretimi için 4 bin 325, 1 kilo sığır eti için 13 bin litre suya ihtiyaç var. Bu nedenle hem su kaynaklarının verimli kullanılması hem de gizli açlığın panzehiri olarak adlandırılan baklagillerin stratejik önemi var.

8- Bozulma riski çok düşük olan bakliyat ürünleri ambalajındaki son tüketim tarihinin kaldırılması isteniyor. Bu konuda bazı çalışmalar var. Fransa ve İtalya'da son tüketim tarihi gelen bakliyat ürünleri belediyelerin organizasyonu ile oluşturulan gıda bankalarına aktarılıyor. Buradan da ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Bazı ülkelerde ise son tüketim tarihi yaklaşan ürünler daha ucuz fiyata satılıyor.

9- Bakliyat ürünlerinin fast-food dahil bir çok yemekle birlikte tamamlayıcı bir ürün olarak kullanılması yaygınlaşıyor. Örneğin makarnaya yüzde 25 mercimek, yüzde 75 irmik katılıyor.

10- Türkiye açısından bakıldığında, bakliyat üretimi düşüyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, üretimin yaygın olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde tarım arazilerinin sulamaya açılması. Sulu tarım yapılan alanlar arttıkça baklagiller üretimi azalıyor.

11- Son yıllarda hayvancılığa çok büyük desteklerin, kredilerin verilmesi ile ortaya çıkan yem ihtiyacı nedeniyle mısır ekimi yaygınlaştı. Çiftçi mısır, buğday gibi kolay ekilebilir ve kolay hasat edilebilir ürünleri tercih ediyor. Bu nedenle baklagiller üretimi geriliyor.

12- Baklagillerde tohum üretimine gerekli önem verilmediği için dejenere olmuş tohumlar kullanılıyor. Verimi yüksek tohumların geliştirilmesi gerekiyor.

13- Yıllarca destekleme kapsamı dışında kalan baklagillere Türkiye'de ilk kez 2008'de destekleme primi verildi.Geçen yıl kuru fasulye, nohut ve mercimekte  kilo başına 10 kuruş olan destek yüzde yüz artışla 20 kuruşa çıkarıldı. Bu yıl ise 30 kuruşa yükseltildi. Bu desteklerin üretime olumlu yansıması bekleniyor.

Özetle, dünyada baklagiller üretimi ve tüketimi artarken, Türkiye'de üretim geriliyor. Türkiye'deki bakliyatçılar bakliyat ürünlerini ithal ederek işliyor ve bir bölümünü iç piyasaya büyük bölümünü ise ihraç ediyor. Bu nedenle üretim azalsa da ihracat artıyor. Bakliyat sektöründeki gelişmeleri yazmayı sürdüreceğiz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar