Süleymanpaşa'da müzik bir marka yaratacak

Belediye Konservatuarı bünyesindeki Çalgı Yapım Programı, mesleklerinin zirvelerindeki katılımcılarıyla bir tür kulübe dönüşmüş. Ekip, özellikle klasik kemençede iddialı...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Tekirdağ’dayım. Gelecek haftalarda beraber gezeceğiz bu güzel kentimizi. Fakat bu yazıda çok keyifli vakit geçirdiğim Süleymanpaşa Belediye Konservatuarı’ndan, burada yaratılan çalgılardan, kentin kazanacağı müzeden, en çok da sanatın yarattığı birleştirici güç ve verdiği enerjiden bahsetmek istiyorum. Çünkü bu enerji bana da geçti ve kulağımda klasik kemençe ya da tırnak kemençe diye anılan Türk müziğinin temel sazından süzülen notalarla kendimi gerçekten mutlu hissettim. Bu devirde az şey mi bu!

Önce çerçeveyi çizmek icap ederse; konservatuar kurulalı 7 yıl olmuş, her yıl 300'ün üzerinde başvuru alıyor; Çalgı Eğitimi, Dans, Ses Eğitimi ve Müzik Teknolojileri bölümlerinde 190'a yakın öğrenciye eğitim veriyor. Benim yolumu buraya düşürense, kulağıma çalınan iddialı bir cümle: Müzik Teknolojileri Bölümü’nün Çalgı Yapım Programı’nda üretilen kemençelerin gitgit alanlarının en iyisi olmaya başlaması...

Konservatuarın “ağır işçisi”, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Tunç Buyruklar’la geziyorum bölümü. Tekirdağ’da bir Müzik Aletleri Müzesi açılacak yakında. İşte o müzede göreceğimiz çalgılar, küçük ama dostluğun, sanat sevgisinin ve birlikte bir şeyler yaratmanın elle tutulacak kadar somutlandığı bu atölyeden çıkıyor. Kesici aletler kullanıldığı için öğrenciler yetişkinlerden seçilmiş, fiziki kuvvet gerektiğinden tamamı erkek. İlginç olan, devam edenlerin hepsi mesleğinin üst düzeyinde insanlar; doktorlardan yöneticilere buraya gelip hem bir tür kulübe katılıyor, hem de bu nefis hobiyle adetâ terapi oluyorlar. Keman, ud, tambur hatta cura bile yapmışlar ama başrol kemençenin... Tıpkı şiir yazmak gibi zor ve özel bir iş enstrüman yapmak. Farklı bölümlerinde farklı ağaçlar kullanılıyor. Rutiye, yani yapan, ondan ne çıkaracağını son ana kadar bilmiyor. Her ağaca, her bölüme ayrı davranmalı, âdeta onu dinlemeli... Nefis bir süreç; eminim ki yapanın kendini keşfetmesi için de aracı oluyor... Sözü uzatmayayım, kemençe vücuda geldi, peki şimdi ne olacak? Hoop, üst kata çıkıyoruz hevesle. Çünkü orada da her yaştan 20 kadar öğrencinin devam ettiği bir kemençe sınıfı var. Özel bir gösteri için “Kâtibim” çalacak bir öğrenci aşağıda yapılan kemençesiyle. Bale bölümü öğrencileri de bir koreografi yapacaklar o gösteri için. İşte sanatın yarattığı sinerji!