Kendimizi aldatmayalım!..

Oldukça farklı dinamikler hep birlikte etkili olmaya ve kırılganlık artmaya başladığında kafalar karışıyor, gerçekçi olmak tümüyle imkansızlaşıyor. Gezi protestosu ile başlayan ve tüm ülkeyi saran tepkisel hareketlilik olmasa her şey çok iyi olacakmış gibi bir hava estiriliyor. Bu yaklaşım günün kurtarılmasına belki yardım edebilir ancak kırılganlığın artış eğiliminde olmasını engellemez. Ekonomi ve siyaset cephesinde mevcut politikalar değişmeyecek, sorunlar ağırlaşmaya devam edecek, fakat üslup değişikliği sayesinde he rşey düzelecek!.. Bu düşünce yapısı çaresizliğin itirafından başka bir şey olamaz.
Küresel ölçekte gelişmekte olan ekonomilerin durgunlaşması hızlanıyor, sermaye hareketleri yön değiştiriyor. İçeride ise gerçeklerin açığa çıkmasını geciktirmek adına çaresizce faizlerin düşürüldüğü ve hemen devamında istenmeyen yan tesirlerin etkili olmaya başladığı ihmal ediliyor. Tam da bu süreçte özellikle genç nesillerin korku duvarını aşarak Gezi protestocularına yapılan hukuksuzluğa karşı ayaklanması ön plana çıkıyor. Bu koşullarda üslup değişikliği ile sukuneti sağlamak gerekli olabilir fakat kesinlikle yeterli değildir. Başka bir sebeple gerginlik arttığında kontrolün kaybedilmesi ihtimali çok güçlenmiştir. Dış ve iç koşulların ekonomi ve buna bağlı olarak siyasi irade üzerindeki etkisi de muhtemel sebep sayısını hızla arttırmaktadır.
Geniş kitleleri bugüne kadar olduğu gibi beklentilerle, teşvik veya tehdit ikilisini kullanarak koyun sürüsü gibi yönlendirmek bu saatten sonra mümkün değildir.
Bu tablo Gezi protestoları öncesine göre çok daha kırılgan bir durumdur. Etkili ve yetkili kesimlerin, diğer çaresizlerin bu gerçeği görmüyor ve algılanmasını engelliyor olması olumsuzluğun dozunu azaltamaz.
Eğer birilerinin iddia ettiği gibi başta altın ve petrol olmak üzere emtia fiyatlarında oldukça yüksek oranlı bir gerileme yaşanacak ise bu 2008'den çok daha vahim bir krizin yola çıkacağı anlamındadır. Emtialar çok erken varlık fiyatları yukarıda kalamaz, Amerika yeniden güvenli liman haline gelemez. Sistemi oluşturan kurumsal yapı parasal genişlemenin devamı adına beklentiler yolu ile piyasaları manipule etmeye çalıştırıyor.
Bunu yapar iken enflasyon ve işsizlik cephesinde her hangi bir sebeple patlayabilecek enerji biriktiriyor. Görünmeye çalıştıkları gibi kaybedecek çok şeyleri olsa asla böyle bir maceraya girmezlerdi. Orta vadede küresel ekonominin daralması ve insanların korku duvarını aşması eşi görülmemiş bir istikrarsızlık yaratacak; O gün gelinceye kadarda herkes birbirini aldatmaya çalışırken aslında kendini aldatıyor olacak!..
Neler yaşanacağını tahmin etmek istiyor iseniz, yalanın çok olduğu ve durgunluk derinleştikçe günün kurtarılamadığı ekonomilere bakın... Neden 1 Mayıs'a izin verilmediğini, neden protesto edenlere orantısız güç kullanıldığını daha iyi anlarsınız... Yalanın sebebi adaletsizlik ve korkudur, korkunun ecele faydası yoktur...