Öncelikler, varsayımlar ve stratejiler değişiyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Geride bıraktığımız haftanın ilk yarısında yapılan ve sürprizlerle sonuçlanan ABD Başkanlık Seçiminin ardından, varsayımların çöktüğüne ve geleceğe yönelik küresel beklentilerin seri bir şekilde olumsuzlaştığına tanık olduk. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı algısı kademeli olarak güçlendi; böyle olmasını engelleme yönündeki çabalar başarılı olamadı. Artan güvensizlik nedeniyle piyasalar ile birlikte her kesimin gündemi farklılaştı. Riskten kaçınma eğilimi yeniden belirleyici olurken, yükselen fiyat oynaklıkları kırılganlık endişelerine tavan yaptırdı.

ABD Seçimlerinden çıkacak sonucun renginin belirginleşmeye başlaması ile panik eğilimlerin yaşandığına tanık olduk. İlk on iki saat içinde sert hareketler yaşandı ve dolar tüm gelişen ülke paralarına karşı değerlenirken, Euro ve Japon Yenine karşı değer kaybetmişti; altın yükselmiş ve hisse senetleri satış baskısı altında kalmış, faizler ve diğer emtialar kısmen sakin kalmıştı. Hemen sonrasında sakinleşme çabalarına ve ilk tepkilerin geri alındığını gözlemledik; fakat bu durum kalıcı olamadı, son iki iş gününde faizlerin yükselmeye başlaması ile birlikte kısmen farklılaşmış olumsuzluklar geri döndü.

Piyasalar hem seçim sonuçları ve hem de sürpriz olması durumunda yaşanacak eğilimler konusundaki eğilimler konularında yanıldı. Taşıdıkları riskli pozisyonlar ve geniş kitleleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme zorunluluğu bu sonuçta belirleyici olmuş gibi görünüyor. Cumhuriyetçi adayın sürpriz bir şekilde Başkanlığa seçilmesi durumunda Aralık ayında dolar faizlerinin yükselmeyeceğini, sermaye piyasalarında ciddi bir sıkıntı yaşanmayacağını ve altının yükseleceğini öngörmüşlerdi!

Geride bıraktığımız haftanın son iki iş gününde belirginleşen yeni eğilimler, beklentilerde çok radikal değişiklikler yaşanmaya başladığına işaret ediyor. Küreselleşme hızla kan kaybederken korumacı eğilimlerin güçleneceği endişesi ön plana çıkıyor. Başka bir deyişle küresel ticaret hacminin daralacağı, rekabet koşullarının bozulacağı, küresel büyümenin ivme kaybetmeye devam edeceği, enflasyon ve işsizliğin yükseleceği, finansal yapının kırılganlaşacağı ve özellikle gelişen ekonomilerin ciddi sıkıntılarla mücadele etmek zorunda kalacağı yönündeki endişeler beklentiler üzerinde belirleyici oluyor. Riskten kaçınma eğilimi güçleniyor.

Sonuçta gelişen ekonomiler cephesinde ciddi sarsıntılar yaşanıyor. Risk primleri yükseliyor, tahvil ve hisse senedi piyasaları satış baskısı altında bunalıyor, dış finansman olanakları daralıyor ve paraları seri bir şekilde değer kaybediyor. Altındaki gerileme ile faizler ve risk primlerindeki artışlar, bu olumsuzlukların güçlenmesi olasılığını besliyor. Bu durumun ABD dışındaki gelişmişleri de sarsacağı endişesi, sakin kalınabilmesini zora sokuyor. İstikrarsızlıktan başka bir şey vadetmeyen bu eğilimlerin, korumacılık lehine radikal eğilimleri ve buna uygun yeni düzenlemeleri besleyerek içinden çıkılmaz bir kısır döngü yaratmasından endişe ediliyor. Bu tabloyu fark edenler, kendi başlarının çaresine bakmak üzere risklerini azaltmaya çalışmak dışında bir seçenek üretemiyor.

Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız eğilimler, para politikası uygulamalarındaki etkisizleşmeyi güçlendirecek gibi görünüyor. Özellikle gelişen ekonomiler için durgunlaşma eğiliminin ciddileşmesi, enflasyon ve işsizlik baskılarının ciddileşmesi olasılıkları artıyor. Türkiye Ekonomisinin de bu durumdan en fazla etkilenecekler arasında olduğunu dikkate almak gerekiyor.

Merkez Bankamızın son aldığı kararlar, değişen koşullar ile şekillenen yeni ortama pek hazırlıklı olamadığımızı düşündürüyor! İş dünyamızı ve mali sektörü büyüme lehine harekete geçirmek te iyice zorlaşmış gibi görünüyor.

Küresel piyasalar, 2016 yılı genelinde sert fiyat hareketlerine yol açan bir dizi sarsıntıya tanık oldu. Çin merkezli olumsuzluklar, petrol fiyatlarını dalgalandırarak endişeleri tırmandıran ciddi dengesizlikleri, İngiltere’nin AB’den çıkış referandumu ve son olarak ABD Seçimleri! Fakat bu sonuncusu, beklentiler üzerinde yarattığı kalıcı hasar nedeniyle diğerlerinden farklı olacak gibi algılanıyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar