TSE, 15 milyar dolarlık pazara açılıyor

TSE, 500 milyon liralık yatırımla hem Türkiye’de hem de yakın coğrafyada etkin bir belgelendirme kuruluşu olmayı hedefliyor. 20’den fazla laboratuvar kuran TSE, 15 milyar dolarlık Ortadoğu pazarından ciddi gelir sağlamayı amaçlıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL (DÜNYA)

Geçen yıl 67 milyon TL değerinde yatırım yapan, bu yıl ise 100 milyon TL’lik yatırım planlayan TSE, ‘standart savaşları’nda elini güçlendirmeyi amaçlıyor. Dünyada her yıl belge ve laboratuvarlara ödenen para 200 milyar doları aşıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın araştırmasına göre, Türkiye’de yılda 1.5 milyar dolar belgelendirme için harcanıyor. Bunun sadece 300 milyon doları ülkede kalırken, 1.2 milyar doları Avrupalı kuruluşlara belgelendirme ücreti olarak ödeniyor. TSE, Avrupa’dan alınması zorunlu belgelere konusunda teşkilatını, belgelendirme olanaklarını güçlendirerek bu kaybı önlemeye çalışıyor. Bu amaçla da birçok laboratuvar açtı. Hedef 4-5 yıl içerisinde Türkiye’nin tüm testlerini yüzde 100 yerli kaynaklarla yapabilir hale gelmek. 

Dünyada standardizasyon kuralları belirlenirken, Türk şirketlerinin de komitelerde olması gerektiğini vurgulayan TSE Başkanı Hulusi Şentürk, “Standartlar pazara girecek kuralı belirliyor. Artık dünyada standartlar savaşı söz konusu. Çin, sadece standart mühendisi olarak 4 bin öğrenci aldı. Biz daha yeni yüksek lisans programı açtırabildik. ABD Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı’nda da standart savaşları ve casusluklarıyla ilgili raporlamalar var” dedi. Şentürk, geçen yıl Ortadoğu’da gözetim pazarına girdiklerini hatırlatarak, 15 milyar dolarlık bu pazardan, pay almak için çalışacaklarını söyledi. 

Standart kuralları belirlenirken, Türkiye’nin rekabette seyirci kalmaması gerektiğini söyleyen Şentürk, “Standartlar belirlenirken Türkiye’nin aleyhine olacak kararlara karşı çıkması gerekiyor. Bu yüzden komitelerde olmamız çok önemli. Bu alanda ciddi bir umursamazlık var. Birkaç tane şirket bunun bilincinde ve komitelere katılım sağlıyor” açıklamasını yaptı. Şentürk’ün verdiği bilgilere göre, bugün uluslararası standarların belirlendiği binden fazla komitenin sadece 37’sinde Türkiye’den üye bulunuyor. Aynı sayı İran için 100’e ulaşmış durumda. Malezya ve Endonezya da ekonomik anlamda Türkiye’nin gerisinde olmasına rağmen, aynı sayılarda komiteye katılıyor. 

TSE’nin komitelerde yer almak gibi bir görevi olmadığını, kuruluşlara üye olmak isteyenler için bağlantı sağladıklarını hatırlatan Şentürk, bu süreçte şirketlerin daha aktif bir biçimde hareket etmesi gerektiğini hatırlattı. Şentürk, “TSE, mesela bir mühendisi tekstil komitesinde görevlendirmemeli. Onun yerine sektörden bir mühendis, tekstil komitesinde yer almalı. Binlerce konu var. Hiçbir kurum binlerce konuya vakıf olamaz. Pazara erken girebilmek ve inovatif faaliyetleri takip edebilmek rekabette önemli. Standartlar pazara girecek kuralı belirliyor. Türk işadamı standart değişimini yayınlanıp, tercüme edildikten sonra öğreniyor. Üretimi ona göre değiştirmek gerekiyor. Ancak üretimi standardını değiştirmek çocuk oyuncağı değil. Yatırım gerektiriyor ve hemen olmuyor. Bu süreçte pazarı kaybediyor. Komiteye katılan rakipler ise standardın değişeceğini önceden biliyor ve ona göre önlem alıyor. Bir standart değişikliği için 2 yıl zaman gerekir. Yani komiteye katılan firmaların 2 yıl zamanı oluyor. Kendi işletmesinde hazırlık yapıyor. 1000 komitede 1 adamımız olsa dünyada hiçbir standart bizden habersiz çıkamaz” değerlendirmesini yaptı. 

Almanya katılım için para alıyor, biz yalvarıyoruz 

Türk işadamlarının bu yöndeki farkındalık eksiğine dikkat çeken Şentürk, Avrupa’yı yerden yere vurmanın da doğru olmadığını söyledi. “AB, standartları habersiz değiştirmiş diyor. Böyle bir şey yok, AB komiteyi takip etmiş, sen etmemişsin. Ondan sonra çıkıp ağlamakla olmaz” diyerek, firmalardan daha çok talep gelmesi gerektiğini ifade eden Şentürk, “Bu komiteler için yılda 4 milyon lira aidat ödüyorum. Yeter ki talep gelsin firmalardan. Almanya’da bu sıkıntı yok, hatta üstüne para alıyor. Komiteye katılmak isteyenlere ‘hanginiz daha fazla para veriyorsunuz’ diyor. Biz yalvarıyoruz katılın diye” yorumunu yaptı. 

Çin’in standartlar ordusu var 

Standardizasyon faaliyetlerine katılımın, teknolojik casusluğa imkan sağladığını belirten Şentürk, “Kanada Standardizasyon Belgesi’nde, standardizasyon faaliyetlerine katılım, aynı zamanda teknolojik casusuluğa imkan sağlar yazılı. Örneğin, tekstilde yeni bir boyama geliştirildi... Her iki tarafta yöntemini kabul ettirmeye çalışır. Bu bilgi dışarı çıkmamalı. Ancak çıkaranlar olabiliyor. Dünyanın hiçbir ülkesi bunu tutmaz. Tarafl arın inovatif faaliyetlerinin ilk gelip aktığı havuzdur. O bilgi zaten size gelecek” dedi. Şentürk şöyle devam etti: “Çin standartlar ordusunu kullanarak dünya standartlarını değiştirmek istiyor. Dünyada uluslararası ticaret 3. tarafın hakemliğinde gerçekleşiyor artık. Ürün alırken o ürünün uygunluğu bizim gibi tarafsız bir kuruluş tarafından yapılıyor. Yapılmak zorunda. Dünyada her sene test belge ve gözetim için ödenen para 200 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de de 2.5-3 milyar dolar civarında bir pazar büyüklüğü var.” 

Ortadoğu’dan 1.5 milyon dolar gelir 

TSE, geçen yıl Ortadoğu’daki gözetim pazarına da girmişti. Şentürk, “Türk İslam dünyasında bizim kadar deneyimli ve güçlü bir kuruluş yok” diyerek, ilerleyen dönemlerde ABD ve AB’li kuruluşların elinde olan pazardan daha çok pay almak istediklerini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplamda 15 milyar dolarlık bir pazar var. Hedefimiz bu pazardan pay almak. 2 yılda kurduğumuz şirketle, mart ayında sahaya inilecek. Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaştık. Medikal dışında tüm alanlarda BAE’nin belgelendirme konsundaki tüm çalışmaları yapılacak. Geçen yıl girmemize rağmen 1.5 milyon lira gelir elde ettik. 4-5 yıl içinde birkaç yüz milyon dolarlık ciroya ulaşmak istiyoruz.” 
Kanuna göre TSE’nin 10 tane dış temsilcilik açabildiğini ancak kendilerinin yeni bir sistemle belgelendirme kuruluşları açtıklarını anlatan Şentürk, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Dış temsilciliğin zaten beşi Özbekistan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs ve Kazakistan da kullanılmış. Tercihler bölgesel kullanılmalıydı. Belgelendirme kuruluşlarıyla dünyada 38 temsilciliğe ulaştık. Toplam 43 noktada hizmet veriyoruz. 8.5 milyon lira gelir elde ettik.”

Net-brüt hesabı belirlenecek 

Türkiye’de evlerde net-brüt hesabı konusunda yanıltıcı bilgiler olduğunu dile getiren Hulusi Şentürk, “260 metrekare ev diye gidiyorsun. Otoparkı, spor salonunu sığınağı bile metrekare içinde saymış. Bu konuda Standardizasyon Komitesi bir çalışma yürütüyor. Metrekare hesaplarının bir standardı olacak. Durum çünkü çığrından çıkmış vaziyette. Aynı komisyon konut tipleri konusunda da çalışma yapıyor. Sonuçta standartların zorunluluğu yoktur. Ancak tüketici ne aldığını bilecek. Sorma hakkı doğacak. Malzeme kriterleri de belirlenecek” dedi. Binalarda kurulan iskelelerin de TSE tarafında inceleneceği bilgisini veren Şentürk, “Bakanlık bu yetkiyi bize verdi. Zorunlu olacak. Uygun olup olmamasına bağlı olarak izin verilecek” ifadelerini kullandı.

Devlet 500 milyon liramıza el koydu 

Türkiye’de gözetim ve denetim piyasasında yabancıların payının yüzde 80 civarında olduğunu ifade eden Hulusi Şentürk, “Doğrudan doğruya yerli girişimcinin kurduğu TSE muadili kurumlar var. Ancak hepsini toplasanız bir tane TSE etmez. Var olan birazcık palazlanan da hemen satın alınıyor. Geçen yıl 7-8 şirketimiz satın alındı. Keşke satmadan önce bize gelseler de bizim haberimiz olsa” dedi. Yasal olarak satın alma konusunda bir sıkıntıları olmadığına değinen Şentürk, “Bütçemiz var. 3-4 aylık periyot gerekiyor. TSE kanunla kurulmuş kendi kendine yeten bir kurumdur. Hatta paramız çok olduğu için önceki dönemde 400 milyon lira, bu yıl da 100 milyon liramıza el koydu. Başkan olduğumda kasa doluydu. Gelen parayı faize yatırmışlar. Devlette kasa da fazla parayı görünce el koydu. Yöneticilerimiz çok üzüldü ama ben de ‘oh’ olsun dedim. En azından yatırım yapmayı öğrenirler. Hiçbir kurum kasasında boş yere bu kadar para bekletemez. Yıllarca 600 milyon lira gibi bir parayı çivi çakmadan tutacaksın böyle bir lüks olamaz” diye konuştu.

25 milyon liralık arazi 150 milyon lira oldu 

TSE’nin yatırımları hakkında da bilgi veren Şentürk, “Şu anda devam eden yatırımlarımızın tutarı 500 milyon TL. 3 yıl içinde tamamlanacak. Otomatik test merkezi açacağız. Ancak nerede olduğunu söyleyemeyeceğim. Bir sefer söyledik. 25 milyon liralık arazi 150 milyon liraya çıktı. Ağzım dilim yandı artık. TSE’de kimse bilmiyor. Bir ben, bir bağlı olduğum bakanlık bir de müsteşarın haberi var” diye konuştu. 2014’te yatırım için harcanan paranın 67 milyon lira olduğunu hatırlatan Şentürk, “4 yıl önce yılda yatırım için harcanan para 4.8 milyon liraydı. Hedefimiz 100 milyondan fazla yatırım yapmak. 5-6 yıl bu hızda yatırım yapmak gerekiyor” dedi. Bursa’da yapılacak yatırımdan artan arazi fiyatlarında vazgeçtiklerini söyleyen Şentürk, “Şimdi 3 kilometre boyunda 1.2 kilometre genişliğinde bir arazide çalışmalarımız devam ediyor. 350 rakımın altında ve yılın büyük bir bölümü yağış almayan bir yer. Ancak nerede olduğunu söylemiyoruz” dedi.

Denetlemeden asansörlere onay verdiler

Geçen yıl 20 milyon lira gözetim cirosu yaptıklarına vurgu yapan Şentürk şunları söyledi: “Asansör denetleme işine girdik. 65 bin asansör denetledik. Tüm denetimlerde yüzde 100 başarı sağladık. Bakanlığın yayınladığı kurallar ile asansörleri denetledik ve birçok asansöre kırmız şerit uyguladık. Yani kullanılamayacağını belirledik. Ancak kuralların çok sert olduğunu bakanlığa bildirdik. Bakanlığımızın uzmanları işi biraz abartmıştı. Kurallar 18 maddeye indirildi. Bir sıkıntı kalmadı.” Bazı firmaların 50 liraya kadar denetim fiyatlarını indirdiğini söyleyen Şentürk, “1 mühendis günde 12 asansör denetlemiş. Bu mümkün değil. Bu sayı normal şartlar altında 5’i geçemez. Yani denetim yapmadan bu işi yapmışlar. Sonra yönetmelik değişti. Bu iş bitme aşamasında” dedi.