Vergide bitmeyen tartışmalar

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Vergide öyle konular vardır ki, yıllarca tartışılmıştır, farklı uygulamaları yapılmıştır, ancak bir türlü netleştirilememiştir.

Çoğu durumda yasal düzenleme hiç değişmemiştir. Buna rağmen, bunca yıl uygulamanın nasıl netleşmediğine inanamazsınız, şaşar kalırsınız.
Bu ve izleyen bir seri makalede benim, her farklı görüş, uygulama ve yargı kararı gördüğümde inanamadığım bazı örnekler göreceksiniz.
Bu makalede, yaygın bir uygulaması olan şüpheli alacaklar için karşılık ayırma zamanına ilişkin konudaki durumu özetleyeceğim. Yakın bir geçmişte yayınlanan bir Danıştay kararı, bu konuyu ilk makalenin konusu yaptı.

Şüpheli alacak nedir?

Vergi Usul Kanunu’na göre, küçük alacakları ihmal edersek, dava ve icra aşamasında bulunan alacaklar şüpheli alacak sayılmaktadır. Kanun, şüpheli hale gelen alacaklar için karşılık ayrılmasına olanak sağlamaktadır. Başka bir ifadeyle, şüpheli hale gelen alacak tutarı, vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmektedir.
Karşılık ayrılması zorunlu mudur?
Karşılık ayrılması zorunlu değildir.
Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddesi açıkça, şüpheli alacaklar içi karşılık ayrılabileceğini öngörmektedir.
Bu çerçevede isteyen karşılık ayırmayabilir.
Gelir İdaresi'ne göre karşılık ne zaman ayrılmalıdır?
Karşılığın ne zaman ayrılabileceği konusu da çoğu vergisel konuda olduğu gibi açık değildir.
Gelir İdaresi Başkanlığı öteden beri karşılığın, alacağın şüpheli hale geldiği hesap döneminde ayrılabileceği görüşündedir. Alacak için dava açıldığı yıl karşılık ayrılmazsa, sonraki dönemlerde dava devam ediyor olsa da karşılık ayrılmasını otorite kabul etmemektedir.
Yargı kararları karşılık ayırma zamanı konusunda ne diyor?
Vergi hukukçularının ve mükelleflerin bir kısmı aynı görüşte değildir. Bu görüşte olanlara göre önemli olan, alacağın karşılık ayrıldığında istenen niteliklere sahip olup olmadığıdır. Alacak hala dava veya icra aşamasındaysa, her zaman karşılık ayrılabilir.

Bu görüşte olanların yaptıkları uygulama sonucu gelen tarhiyatlar nedeniyle verilen Danıştay kararları, Gelir İdaresi özelgeleri gibi aynı yönde değildir. 
Görebildiğim kadarıyla, kararların çoğunda, alacağın şüpheli hale geldiğinde karşılık ayrılabileceği, sonraki yıllarda karşılık ayrılmasının kabul edilmeyeceği yönündedir.
Birisi 1999 tarihli Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı olmak üzere bu konudaki çok sayıda Danıştay kararı bu yöndedir. Bu kararlarda, karşılık ayrılacak dönemin yükümlülerin seçimine bırakılmadığı, istenen yılda karşılık ayrılmasının dönem kazancının keyfi olarak mükellefin seçimine göre belirlenmesi sonucunu doğuracağı, bunun da kabul edilemez olduğu belirtilmektedir.
Sayıca daha az olabilir ama kayda değer sayıda Danıştay kararında farklı bir sonuca ulaşılmıştır. Örneğin, Danıştay Dergisi'nin 136. sayısında yayınlanan 13.02.2014 tarih ve E:2010/3320 K:2014/805 sayılı Danıştay kararıyla;

Alacağın, şüpheli hale geldiği tarihte karşılık ayrılmasını zorunlu kılan bir hüküm olmadığı,
Önemli olanın, alacağın ilgili maddede gösterilen niteliklere sahip olup olmadığı hususu olduğu,
Dönemin değişmesiyle alacağın şüpheli olma niteliğini kaybettiğinin kabulünün, Kanun’da öngörülmeyen, bu nedenle de kanun’la tanınan bir hakkın bertaraf edilmesi anlamına geleceği,
Bu durumda, şüphelilik hali devam eden alacaklar için sonraki dönemde karşılık ayrılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçeleriyle, vergi mahkemesinin aksi yöndeki kararı bozulmuştur.

Sonuç

Yapılan özetten çıkan kısaca şudur.
Şüpheli alacak karşılığı ayrılacak dönemle ilgili Gelir İdaresinin görüşü hiç değişmemiştir. Alacak şüpheli hale geldiği dönemde mutlaka karşılık ayrılmalıdır. 
Vergi yargısında konu hakkında bir içtihat oluşmadığı görülmektedir. İnceleyebildiğim 1970’li yıllardan bugüne kadar verilmiş çok sayıda farklı karar vardır. 2014 tarihli son karar, yargının farklı kararlar vermeye devam edeceğini göstermektedir.
Siz siz olun, alacağınız şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayırmayı ihmal etmeyin.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar