Yerin altındaki yeşil enerjide patlama

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Serdar İSKENDER / TÜTEVSİAD Enerji Danışmanı

Yerin altındaki yeşil enerji jeotermal, buhar veya sıcak suyun, borularla güç santraline taşınarak elektrik üretiminde, buhar ya da sıcak su pompalanarak borular yardımıyla evlerin ısıtılmasında kullanılmaktadır. Ayrıca, jeotermal enerjinin, sanayide proses ısısı olarak, tarımda, seracılıkta, kültür balıkçılığında, kışın kaldırımlarda biriken karların eritilmesinde de kullanımı bulunmaktadır. 
Jeotermal enerji, yenilenebilir, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji kaynağıdır. Jeotermal enerji ile sürekli güç üretilebilmektedir. Jeotermal enerjiden elde edilen elektrik enerjisi maliyeti, termik santrallere göre oldukça düşüktür. Enerji üretimi sırasında çevreye verilen emisyon miktarı yok denecek kadar az olduğu için çevreci ve temiz bir enerji kaynağıdır. Jeotermal enerjinin yerli kaynak oluşu, bu kaynağı kullanan ülkelerin dışa bağımlılıklarını azaltmakta ve fosil yakıtlarda olabilecek fiyat dalgalanmalarına karşı da koruyucu olmaktadır. Isı pompaları kullanılarak, kışın bina ısıtılması, yazın ise bina soğutulmasında kullanılabilmektedir. 

Dünyada jeotermal elektrik üretiminde ABD, Filipinler, İtalya, Meksika ve Endonezya ilk beş ülkedir. Dünya jeotermal ısı ve kaplıca uygulamalarındaki ilk beş ülke ise Çin, Japonya, ABD, İzlanda ve Türkiye’dir. 

Ülkemiz jeolojik konumu itibariyle, jeotermal enerji kaynak zenginliği yönünden dünyada beşinci sırada yer almaktadır. Resmi kurumlar tarafından yapılan araştırmalarda, ülkemizde 600’den fazla sıcak ve mineralli su kaynağı (termal kaynak) tespit edilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, Türkiye’nin teorik jeotermal ısıl potansiyeli 31.500 MW (MegaWatt) olarak belirlenmiştir. Teorik olan bu kapasitenin ısıl eşdeğeri, 100 metrekare oturuma alanına sahip beş milyon konuttur. 31 bin 500 MW olan jeotermal potansiyeli ile dünyada yedi, Avrupa’da ise birinci sırada yer alan ülkemiz, 114’lık MW kurulu elektrik gücüyle de dünyada 12’nci sırada bulunuyor. Ülkemizde, 2005’te 173 olan keşfedilmiş jeotermal saha sayısı, 2013’te 225 adede ulaştı. 

Türkiye’de jeotermal enerjiden elektrik üretimi, ısıtma (sera ve konut), karbondioksit gazı üretimi, kurutmacılık ile termal ve sağlık turizmi gibi alanlarda yararlanılıyor. Ülkemizde, jeotermal enerji kullanılarak ilk elektrik üretimi, 1984’de Sarayköy (Denizli)’de 20,4 MW kurulu güce sahip jeotermal elektrik santralinde yapılmıştır. Elektrik üretimine uygun 25 adet keşfedilmiş jeotermal saha Batı Anadolu’da yer alıyor. Jeotermal enerjiden elektrik üretimi 2002 yılında 15 MW iken, 2013 yılında 162 MW’a çıktı. 

Dünyada jeotermal zenginliği ile önemli bir yere sahip ülkemizde, jeotermal enerji potansiyeli ile toplam elektrik enerjisi ihtiyacımızın % 4’ünü, ısıtmada ısı enerjisi ihtiyacımızın % 30’unu karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Bu büyük potansiyele karşılık, günümüzde elektrik üretimimizin sadece binde 3’ünü jeotermalden enerjiden sağlıyoruz. Önümüzdeki 10 yılda, jeotermal enerjinin elektrik üretiminde ki payının arttırabilmesi için en az altı milyar dolarlık yatırım yapılacağı tahmin ediliyor.

Ülkemizin sürdürülebilir büyüme hedefine ulaşabilmesi için ihtiyaç duyduğu yüksek enerji ihtiyacı dikkate alındığında jeotermal enerjinin tek çözüm olamayacağı biliniyor. Bu büyük kaynak, enerji problemlerimizin çözümünde alternatif ve çevreci bir enerji kaynağı olarak kullanılabilecektir. Jeotermal potansiyelimizin elektrik üretimi, konutların ısıtılması, soğutma, sera ısıtma, termal tesis ısıtma, kaplıca kullanımı, kimyasal madde üretimi, sanayide proses ısı üretimi gibi uygulamalarla değerlendirilmesi, ekonomimize yıllık beş milyar dolar civarında bir katkı sağlayacaktır.