YİD modelinde vergi problemi!

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ zeki.gunduz@dunya.com

 

Değerli DÜNYA okurları,  yanılmıyorsam Yap-İşlet- Devret (YİD) modeli 1980’li yıllardan beri uygulana gelmekte. Bu konuda artık vergisel bir tartışma/sorun çıkmaz diye düşünürken, geçen Ağustos ayında verilen bir görüş önce Mali İdarenin sitesinde yayınlandı. Bu görüşü bülten özetleri içinde müşterilerimizle paylaştık (PwC Vergi Bültenleri 30.09.2013/82). 

Şükrü Kızılot Hocamız Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde konuyu gündeme getirince çok sayıda soru ile karşı karşıya kaldık. Velhasıl konuyu işlemek elzem oldu.

Özel YİD – 3996'ya göre YİD 

Öncelikle Mali İdarenin 07.08.2013 tarihli görüşü özel projelerle ilgili verilmiştir. Diğer bir ifade ile 3996 sayılı Kanun kapsamındaki projelerle ilgili olarak bahsedeceğimiz KDV sirkülerleri de dikkate alındığında en azından 3996 sayılı Kanun kapsamındaki projeler için Bakanlığın görüşünün değişmediğini umuyoruz. 

YİD Modeli: Halen 3996 sayılı Kanun çerçevesinde, kamu projelerinin finansmanında, bütçeye yük getirmeden büyük ölçekli yatırımlar için kullanılmaktadır. Köprüler, hava meydanları, Boğaz alt geçitleri, otoyollar vb. projelerde yaygın kullanılmış ve halen devam eden bir kısım projelerde de kullanılmaktadır. Bu projelerin fiyatlanması ve finansmanında mevcut vergi rejimi/uygulamaları dikkate alınmış, finansman modelleri bu veriler dikkate alınarak oluşturulmuştur. Başlangıçta farklı, daha sonra farklı bir değerlendirme yapmak bütün büyük ölçekli projelerde “DEPREM” etkisi yaratacak sorunlara yol açar. Mevcut şirketlerin yaşayacağı finansal sorunlar yanında, Türkiye uluslararası finans piyasalarında inanırlığını yitirir ve proje finansmanında büyük sıkıntılar yaşanır.

Konu nasıl değerlendiriliyordu?

a) Özel maliyet bedeli: YİD modelinde amortismana bağlı iktisadi kıymet, bina başkasının arazisi üzerine inşa edildiği için, özel maliyet bedeli olarak dikkate alınmakta, maliyet tutarı sözleşme süresince eşit taksitler halinde, inşaatı yapan ve akabinde sözleşme müddetince işletecek olan firma tarafından indirilmektedir.

b) Devir sırasında yapılacak işlem: Amortismana tabi iktisadi kıymet emsal bedeli üzerinden gayrimenkul sahibine (veya Devlete) devredilecektir. 13 ve 60 nolu sirkülerlerde, dönem sonu kamuya devir sırasında KDV hesaplanmayacağı belirtilmektedir. 13 No’lu KDV Sirkülerinde süre sonunda işletici tarafından ilgili kuruma teslimde emsal bedel üzerinden KDV aranılmayacağı ifade edilmiştir.

60 No’lu KDV sirkülerinde, 13 no’lu sirkülerdeki anlayış muhafaza edilmektedir. 3996 sayılı Kanun kapsamında YİD modelinde ilgili kurumca süre sonunda tesisin kendisine devri karşılığında işleticiye doğrudan bir bedel ödenmemektedir. Bir finansman türü olan bu modelde işletici tesisin devrine ilişkin bedeli, tesisi sözleşme ile öngörülen süre içinde işletmek suretiyle elde ettiği kazançlar ile karşılamaktadır.
Danıştay 3. Dairesinin E.No:1998/1150, K.No:2000/1961 sayılı kararında, YİD modeline göre inşa edilen tatil köyünün maliyetinin, bedelinin itfası yöntemiyle sözleşme müddetince eşit yüzdelerle amortismana tabi tutulacağı ifade edilmiştir.

Değerlendirme aynıydı

Mali İdare kiralık arsalar üzerinde yapılan binaları özel maliyet bedeli olarak değerlendire gelmiştir. Karşı taraf açısından da konu “ayın şeklinde peşin kira” olarak değerlendirilmiş, stopaj, yıllık beyan hususlarında da bu çerçevede değerlendirmeler yapılmıştır.

Muktezada ne deniliyor?

Özetle, vergi idaresi vermiş olduğu 07.08.2013 tarihli özelgede, kiralık arsa üzerine yapılan ve kira süresi sonunda arsa sahibine devredilecek olan binaya ilişkin harcamaları özel maliyet bedeli olarak kabul etmemektedir.

• Söz konusu bina harcamaları için emsal bedel üzerinden kar marjı ilave edilmek suretiyle arsa sahibine fatura edilmesi gerektiğini ve harcamalar ile fatura bedeli arasındaki farkın inşaatı yapan (binayı kullanan şirketçe) kazanç olarak kurumlar vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiğini, 

• Fatura kaynaklı alacak tutarının peşin ödenen kira olarak kabul edilmek suretiyle sözleşme süresi içinde eşit tutarlar ile kira gideri olarak dikkate alınması gerektiğini,

• Her ay alacaktan mahsup edilerek gider yazılan kira tutarının ise (arsa sahibi gerçek kişi ise) gelir vergisi tevkifatına konu olacağını,

• Arsa sahibinin ise bir yıl içinde borcuna mahsup edilen kira bedellerini ilgili yıla ait gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan etmesi gerektiği görüşüne yer vermiştir Mali İdarenin gereksiz spekülasyonların önüne geçebilmek için 3996 sayılı Kanun çerçevesinde yürütülen projelerle ilgili görüşünün açıklanmasında fayda olacağını düşünüyorum.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar