Kümelenme ve organize sanayi bölgeleri

Göksel GÜNDAŞ / Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, şubat ayında ikinci ‘Kümelenme Desteği’ çağrısına çıktı ve 3 Temmuz’a kadar da başvuruları kabul edecek. İlk destek çağrısında Bakanlığa 17 başvuru olmuş, ancak bakanlık sadece 1 başvurunun desteklenmesine karar vermiştir.

Bakanlık, Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek, dünya ihracatından daha fazla pay alan, ağırlıklı olarak yüksek teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli iş gücüne sahip, çevreye ve topluma duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümünü hızlandırmak için belirli bir rekabet edebilirlik ve sürdürülebilirlik potansiyeli taşıyan, ulusal düzeyde önemi haiz ve ağırlıklı olarak imalat sanayinde faaliyet gösteren kümelenme teşebbüslerini desteklemek istiyor.

‘Kümelenme teşebbüsü, bakanlık tarafından belirli bir coğrafyada yoğunlaşmış ve birbirleriyle ilgili veya ilişkili sektör veya konularda faaliyet gösteren firmalar ile kurum, kuruluş ve özel hukuk tüzel kişilerinin oluşturduğu kümelenme birlikteliğini fiilen ve hukuken temsil eden tüzel kişilik şeklinde tanımlanmaktadır.

Kümelenme birlikteliğinde, küme ekonomik coğrafyasında yer alan en az bir sanayi odası yoksa ticaret ve sanayi odası ile en az bir üniversitenin bulunması gerekmektedir. Ayrıca il özel idareleri, yerel yönetimler, üniversiteler ve araştırma kurumları, teknoloji geliştirme bölgeleri, serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri, ihracatçı birlikleri, endüstri bölgeleri ve kümelenme birlikteliği ile ilgili dernekler, vakıflar, kooperatifler ve benzeri kuruluş ve teşekküller bu birlikteliğin içinde yer alabileceklerdir.

Dolayısıyla bir kümelenme olabilmesi için öncelikli olarak imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların bulunması gerekmektedir. Bilindiği üzere imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların genelde bulunduğu yerler de Organize Sanayi Bölgeleridir. Türkiye’de 276 Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. 

Kümelenme konusunda Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği ile OSB'lere, yörelerindeki OSB’ler içinde yer alan en az bir sektörün kümelenmesini sağlamak amacıyla kümelenme projelerini hazırlamak ve yürütmek, küme analizi yaptırmak, küme geliştirme aşamasında eğitim, ortak satın alma, firma eşleştirme, ortak merkezlerin kurulmasına yönelik proje ve benzer faaliyetleri ilgili kamu ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak sürdürmek ve bu projelerin finansmanına katkı sağlamak görevi verilmiştir.

Türkiye’nin imalat sanayisinde kümelenme olabilmesi için OSB'lerin oldukça kritik önemi bulunmaktadır. Bu kritik öneme sahip OSB'lerin kümelenme konusunda başarılı çalışmalar yapmaları, ileriye dönük projeler oluşturmaları gerekmektedir.

Bölgesel kümelenme ile rekabet avantajlarının meydana getirilmesi teorisinin kurucusu olan Michael Porter’e göre kümeler, belli bir coğrafya içerisinde ve belli bir sektörde yer alan ve birbirleriyle ve ilgili kurumlarla ilişki içerisinde olan ve ortak zorlukları ve fırsatları paylaşan firma gruplarıdır. 

Porter’ın tanımından ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın tanımlarından anlaşıldığı üzere birliktelik ve ilişki kavramları öne çıkmaktadır. Birliktelik ve ilişki için ise bilgi ve tanıma gerekmektedir. Diğer bir ifade ile OSB'lerin yönetimlerinin kendi bölgelerindeki firmalar, yakın OSB'lerin bünyesindeki firmalar, ilgili kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. 

OSB yönetimlerinin, kendi bölgelerindeki firmaların ne/ne kadar ürettikleri, hangi/ne kadar hammaddeye ihtiyaç duydukları başta olmak üzere birçok bilgiye sahip olmaları ve bu bilgileri projeler için değerlendirmeleri gerekmektedir. Ancak bugün için OSB'lerin bu konuda gerekli alt yapıya hazır olduklarını söylemek pek mümkün görülmemektedir. Zira OSB'lerin, ruhsat veren, proje onaylayan diğer bir ifadeyle sadece imar işleri ile uğraşan bir yapı ile kümelenme gibi proje ve uzun vadeli politikaları yerine getirmesi zor olacaktır. Bu kapsamda son dönemde bazı OSB'den bu anlamda olumlu çalışmalar yapıldığı duyulsa da bu çalışmaların azınlıkta olduğunu söylemek daha gerçekçi olacaktır. Nitekim kümelenme için bakanlığın ilk destek çağrısına sadece 4 Organize Sanayi Bölgesi (ASO 1, ASO 2-3, OSTİM, Gaziantep OSB) kümelenme birliktelikleri içinde yer almıştır.

OSB'lerin organizasyon şemalarına bakıldığında, çevre, enerji, inşaat, idari ve mali işler, itfaiye müdürlüklerinin bulunduğu bunun dışında proje geliştirmeye yönelik ya da kümelenme gibi çalışmaları yapabilecek birimlerin bulunmadığı görülecektir. Diğer bir ifade ile OSB'lerin organizasyon şemalarının kümelenme gibi çalışmalar yapmaya, dolayısıyla bu çalışmaları yapabilecek nitelikte personel yapısına müsait olmadıkları görülmektedir.

Özetle Türkiye’nin, ekonomisini büyütebilmesi, sanayi alanında dünya ile rekabet edebilen bir yapıya kavuşabilmesi için kümelenme çalışmalarını artırması, OSB'lsrin de bu çalışmalara ciddi anlamda katkı yapması gerekmektedir. Organize Sanayi Bölgelerinin sadece imar işleriyle uğraşan bir yapıdan ziyade uzun soluklu projeler geliştirebilen, politikalar üretebilen ve uygulayan yapılar haline gelmeleri gerekmektedir. Bunun içinde OSB'erin organizasyon şemalarına ‘Proje’ birimlerinin eklenmesi faydalı olacaktır.