Sessizliğin sesi

İçinde söz olmayan tüm anlatının görsel dille oluşturulduğu kitaplara sessiz kitaplar deniyor. Sessiz kitaplar hayal gücünü kanatlandırmanın yanı sıra öykü oluşturmaya yardım eden, anlam oluşturmayı destekleyen, paylaşmayı kolaylaştıran sanat yaratıları.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYFER GÜRDAL ÜNAL

2013 yılında İtalya Lampedusa adasına olan göçmen akınına IBBY İtalya'nın yanıtı 23 ülkeden topladıkları 100'ü aşkın sessiz kitap ile Lampedusa adasında ilk sessiz kitap kütüphanesini kurmak ve orada değişik etkinlikler yapmak olmuştu.

Ülkemizde sessiz kitaplar yeni yeni basılmaya başlandı. Bu konuda önceki yazımı (http://www.ayfergurdalunal. com/tr/cgy/166.html) ön okuma olarak önerip bu ay 3 güzel kitabı dikkatinize sunmak istiyorum.

kırmızı ringa

İlki Sarıgaga tarafından yayımlanmış Kırmızı Ringa isimli kitap. Yaratıcıları Gonzalo Moure ve Alicia Varela. Kırmızı Ringa, okuru bakmak, görmek, detaylardaki değişikliği fark etmek, hisleri fark etmek ve bütün içinde yerli yerine koymak, kendi öykümüzü ve yorumumuzu oluşturmak için incelikli bir davet.

Kitabın ilginç bir tasarımı var. Karşılıklı 12 sayfa yani toplam 24 sayfada bir park resmedilmiş. Bu park herhangi bir ülkede, herhangi bir şehirde olabilir. 1. sahneden 12. sahnenin sonuna kadar hep aynı park. Park değişmiyor, parkın içindeki karakterler ve onların hisleri değişiyor. Örneğin ağacın altında yogi bağdaşı kurmuş meditasyon yapan yeşil kazaklı kız 11 sahne boyunca gözleri kapalı meditasyon yaparken 12. sahnede gözlerini açıyor. Ya da kırmızı elbiseli kız var, skuter ile bir aşağı bir yukarı kayıyor. Etrafında çeşitli olaylar oluyor, acaba o olayları gördüğünde ne düşünüyor? Ya flüt çalan müzisyen? Önce tek başına çalarken, sonra tepesindeki ağaca ne çok kuş gelip dinlemeye başlıyor. Derken kuşlar flüte konuyor, son sahnede dinleyici sayısı dört büyük ile bir çocuğa ve onlarca kuşa yükseliyor. Acaba o flütçü nasıl bir şarkı çalıyor? Acaba flütçü neden parkta çalıyor da konser salonunda çalmıyor? Acaba onu dinleyenler o sırada ne hissediyor? Tam bu sırada bir flüt parçası dinlense güzel olmaz mı?

Her sayfada değişik olaylar, değişik hisler ve değişmeyen bir kırmızı ringa balığı var. Ringa balığı neden orada, işlevi ne; yorumu her okura göre değişebilir. Kitabı yaratanların yorumu şöyle "Nerede olursan ol, çevrende hikâyeler vardır. Pek çok hikâye. İnsanlar kadar çok. Ama onları görür müyüz? Bazen evet. İşte bundan bahsediyor bu kitap. Başlangıçta, ilk baktığında yalnızca kırmızı ringa balığını göreceksin. Dikkatini dağıtmak için bir bahane, bir oyun, neredeyse bir şaka, ama aslında o balık senin bakışın. Ringa balığı sensin, bu sayfalara kim bakarsa ringa balığı o. Denemeye ne dersin?"

Resimlerle ilgili öyküler kurmak tamamen bakan gözün yaratıcılığına kalmış. Her okur kadar farklı öykü kurulacağından hiç kuşkum yok. Yayınevi bu yaratıcılığı yüreklendirmek için "Eğer bize kendi hikâyelerini, aynı parkta yaşanan ama yalnızca senin gördüğün hikâyeleri anlatmak istersen, kirmiziringa@sarigaga.com" adresine e-mail atabilirsin yönergesini vermiş. Kitabın ikinci bölümünde yazarın yarattığı yedi farklı öykü var. Her bir öykü parktaki bir karakteri ele almış. Onun gözünden, onun hislerinden yaşananları yorumluyor. Yaratıcılığı kışkırtan bu nefis kitabı 5 yaştan itibaren kullanmak mümkün.

büyük orman avcıları

İkinci sessiz kitap ABM'den (Acar Bilgi Merkezi Yayınları), Denis Nolan'ın yarattığı Büyük Orman Avcıları. Bu kitabı değişik biçimlerde değerlendirmek mümkün. Bu yaratının karakterleri kendi boylarından daha küçük boyluların maceralarını genellikle çok seven çocukların çok hoşuna gidecek, çünkü bu köyün insanları minik. Köy halkından yedisi bir maceraya atılıyor. Ellerinde asa, dürbün, mızrak, büyüteç, harita, sırtlarında çanta ve uyku tulumu köyü terk ediyorlar. Bu bölüm kelime hazinesini geliştirmeye özellikle uygun. Kolay izlenebilen öykü, detay dolu. Yedi kafadarımız henüz bilmediğimiz bir şeyin peşinde değişik engeller aşıyorlar. Koca dağlar, ulu kayalar, müthiş görkemli kendi boylarından kat kat yüce bir orman. Her canlı, onlardan çok büyük olduğundan tehlike kaynağı. Örneğin bir yusufçuk ya da bir sümüklüböcek ya da bir kurbağa. Bu tehlikeleri yardımlaşarak savuşturuyorlar savuşturmasına da bu arada mızrağı, haritayı, dürbünü de yitiriyorlar. Sonunda ganimete ulaşan yedili yine yardımlaşarak ganimeti köylerine taşımayı başarıyorlar ve mutlu son, kamp ateşinin başında tüm köyün katılımıyla gerçekleşiyor. Detaylarla zenginleşen ya minicik olsaydık neler yaşardık ya dev gibi olsaydık neler yaşardık soruları ile yaratıcılığı şahlandırmaya müsait şahane bir yaratı. Akıl yürütmeye, neden sonuç ilişkisi kurmaya elverişli bir yapısı var. 4-7 yaş için çok uygun. Keyfine varın.

canavar! canavar?

Üçüncü tanıtacağım kitap da ABM tarafından yayımlanmış, Canavar! Canavar? Yazan ve resimleyen Sunghee Shin. Bu kitap da Kırmızı Ringa gibi tasarlanmış yani iki bölümlü. 1. bölüm Hayal Etmek başlığı ile sözsüz bir öykü anlatıyor. Öyküde minik bir fare ufukta tanımadığı bir varlık görüyor. Okur bu varlığın ne olduğunu tam anlamıyor. Fakat fare koşarak kaçıyor ve ilk rastladığı kirpiye o korkunç varlığı anlatıyor. Kirpinin hayalinde canlanan neredeyse dinozoru andıran dev bir kirpi. Bu sefer kendi hayal ettiğinden kendi korkan kirpi koşmaya başlayıp geyikle karşılaşıyor. Bir nefeste o da geyiğe canavarı anlatıyor. Geyiğin hayalinde canlanan dikenli bir başka geyik. Öykü, geyiğin hayal ettiği canavarı maymuna, maymunun file, filin aslana anlatması ile gelişiyor. Eğlenceli bir iletişim kazası öyküsü. Sonunda ortaya çıkan canavar, öyküyü mizahın doruğuna taşıyarak sonlandırıyor. Okurun sorgulaması için de "Benim anlattığım ile karşımdakinin anladığının aynı olduğunu nasıl anlarım?" sorusu kalıyor. Çok başarılı siyah beyaz çizimi var. Zaten ülkesinde ödül almış. İkinci bölümde ise bu komik anlatının öykülü hali yer alıyor. 4-7 yaş grubu için çok uygun bir başka eser Canavar! Canavar! Üstelik her üç kitap da çocukların estetik beğeni düzeyini üst düzeye taşıyacak eserler. Yürekten öneririm.

Bu yazıyı yazarken 3 gündür kar nedeni ile evden çıkamadım.Yahya Kemal'in bir dizesi dudaklarımda: "Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu; Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu."

Şubat, neşesi, sevgisi, huzuru ile gelsin. 2017'de insan sıcağına her zamandan daha çok gerek var. En az bir diğer insanı ve bir canlıyı ısıtmak için çaba gösterdiğiniz bir ay olsun Şubat ayı. Kitapsız kalmayın.

ahru@tnn.net